5

753 62 12
                                    

natasha nın öğrenmesinin üstünden iki hafta geçmişti. natasha sürekli beni kontrol etmişti. kollarımdaki çizikleri bile saymıştı, yenisi eklenirse anlamak için.

onun haricinde her şey normal gidiyordu wade ile daha yakın olmuştuk. gerçekten kafa bir çocuktu, peter bu iki haftada wade olan aşkını bana itiraf etmişti. ama wade in kendisinden hoşlanıcağına imkan bile vermiyordu. ben her ne kadar wade'in de ondan hoşlandığını söylesem de beni pek taktığı söylenemez di.

bugün haftasonu olduğu için herkes evdeydi avengers üyelerinden olan thor ve kardeşi loki her haftasonu kuleye ziyarete gelirlerdi. lokiyi kimse sevmese bile ben seviyordum iyi anlaşıyorduk. loki de kuledeki kimseyi sevmezdi zaten, belki ben hariç.

bende babamdan izin alıp peter ve wade'i çağırmıştım bugün kuleye birlikte takılıp bir şeyler yaparız diye.

saat akşam 19.00 a gelirken jarvisin mekanik sesi duyuldu "bayan stark arkadaşlarınız şuan da binadan içeri girmiş bulunmaktalar, bay stark size iletmemi söyledi."

bir hışımla yataktan kalktığımda ortak salona doğru koştum asansör ortak salonda olduğu için onları karşılamaya gidiyordum. neden bu kadar heycanlandığımı bilmiyordum fakat hemen görmek istiyordum onları.

ortak salona koşarak girerken ayağım kaydı ve tam asansörün önüne yuvarlandım.

herkes ani gelen sesle bana anlamaz gözlerle bakmaya başladı. kafamı kaldırıp onlara gülümseyerek selam verdiğimde kimisi gülmüş kimisi ise kafasını iki yana sallamıştı, bunlardan biri babam diğeri ise natashaydı. ikiside onaylamaz gözlerle bana bakarken asansörün kapısı açıldı, peter ve wade içeriye girdiğinde ikiside asansörün önünde durmuş yerde yatan bana bakıyorlardı.

onlara bakarak selam verdiğimde onlar da bana selam verdi. durumun saçmalığıyla gülmeye başladığımda, onlarda dayanamayıp gülmeye başladı.

en sonunda yerden kalıp ikisine doğru gittim ve hızlı bir şekilde üstlerine atladım. ani gelen hamleyle afalladılar ve beni tutmaya çalıştılar.

beni tutamadıkları için bu sefer üçümüz beraber yere düştük. ikisi altımda bende onların üstünde saçma bir pozisyondaydık. durumun absürtlüğüne kahkaha attım ve hemen üstlerinden kalktım.

onlarda aynı anda kalkarken aynu zamanda üstlerini silkeliyorlardı. avengers üyelerinin oturduğu alana ilerlediğimde peter ve wade arkamdan geliyorlardı. beyaz duvarlara ve zemine aykırı olarak siyah büyük ve oldukça geniş olan bir koltuğa kendimi attım.

koltuğun ucunda oturan wanda'nın yanına denk geldiğimde peter ve wade beni takip ederek hemen yanıma oturdular. ikisi bizden uzak köşeye nerdeyse birbirlerine yapışık oturduklarında gülümsedim.

bakışlarımı etrafta gezdirdiğimde herkesin bana garip baktığımı farkettim. az önce üstlerine atlamam dan dolayı olabilirdi, veya wade'i yeni gördükleri için.

wanda nın yanağından makas alarak ayağa kalktım. herkesin dikkati benim üzerimdeyken peter ve wade'in arkasına geçtim ardından peterın omzunu patpatlayarak "bunu tanıyorsunuz zaten örümcek çocuk ve en yakın arkadaşım." ardından biraz daha sert bir şekilde wade'in omzunu patpatladım ve biraz sıktım "bu kas kütlesi de wade oluyor, yeni en yakın arkadaşımız." dedim gülümsyerek.

babam bana bakarak "senin iki tane en yakın arkadaşının erkek olmaması gerekiyor mad, hatta iki tane tek arkadaşın olan kişilerden en az birisi kız olmalı." dedi.

babamın bu dediğine saçma bir şekilde gülerken wanda söze girdi "kusura bakmayın çocuklar pek iyi bir karşılama olmadı fakat en yakın arkadaşları olduğunuza göre madiyi tanırsınız."

"evet, evet tanıyoruz." dedi wade kendi kendine.

herkes kendi alemine döndüğünde biz de peter ve wade ile sohbet ettik, o sırada thor ve loki gelmiş diğerleri ile konuşuyorlardı. en sonunda sıkıldığımızda aklıma oyun oynamak geldi. fakat üç kişiydik ve hiçbir şey oynayamazdık.

aklıma gelen fikirle gülümsedim ve peter lara elimle bekleyin işareti yaptım. ilk hedefim ve en kolay olan hedefim wandaydı wanda bana asla dayanamazdı. hele ki o konuda çok ısrarcıysam.

karşı koltukta oturan ve visionla konuşan wandanın yanına gittiğimde bana döndü ve gülümseyerek bana bakmaya başladı. bende ona gülümsediğimde hemen karşısında yere dizlerimin üstüne oturdum ve "wanda bizimle oyun oynar mısın? gerçekten çok canımız sıkıldı ve üç kişi olduğumuz için oynayamıyoruz." masum sesimle konuştuğumda wanda bana bakarak "ne oynayacaksınız ki?" diye sordu.

"tabu oynayacağız, babamı ve natashayı da ikna etmeye çalışacağım." ardından visiona bakıp "vision kusura bakma ama seni oyuna alamam. hangi takımda olursan kesin olarak o takım yeneceği için seni almıyorum." diye söylendim.

ikisi bana gülerek bakarken wanda "peki ozaman sen git diğerlerini ikna et sonra bana haber verirsin tatlım." dedi sevimli bir ses tonuyla. bende ona gülümsedim ve hemen yerden kalkarak ikinci hedefime adımladım.

natashanın yanına gittiğimde ciddi bir yüz ifadesiyle bruce,steve,loki ve thorla konuşuyordu. natasha tekli koltukta otururken diğerleri üçlü koltukta oturuyordu.

natashanın oturduğu koltuğun kolcağına oturup natashaya bakmaya başladım. oda bana baktığında gözlerini kıstı ve kafasını ne oldu? anlamında salladı.

büyükçe gülümseyerek "biz oyun oynayacağız ve sende benimle takım olacaksın." dedim emrivaki yaparken.

natasha bu dediğime gülerken "saçmalama madi, bu yaşımdan sonra oyun moyun oynamam."

"ama nat, lütfen?" üzgün sesimle konuştuğum da yüz ifadesi değişti ve yavaşça kafasını salladı. yanağına öpücük kondururken ayağı kalktım ve babamın yanına doğru koştum. en zor hedefim buydu işte.

babam kafasını uğraştığı şeyden kaldırdığında beni gördü ve kısılan gözleriyle bana bakmaya başladı.

hiç uzatmadan "baba biz bir oyun oynayacağız, sen de bizimle oymar mısın? lütfeen!" diye sordum sevimli çıkartmaya zorladığım sesimle

babam kafasını anında iki yana sallayıp "oyun falan oynayamam mad, git başka birileriyle oyna." dedi beni eliyle kışkışlarken.

biraz daha babamın başında bekledim belki fikri değişir diye fakat değişmemiş olacak ki elindeki tabletiyle beraber mutfağa doğru gitti.

somurtup son bir kişi ararken gözlerim clinte takıldı tek başına köşede oturuyordu onu ikna etmeye çalışacaktım.

clintin yanına gittiğimde direk söze girdim "clint kimse bizimle tabu oynamıyor, gerçi tasha ve wanda kabul etti ama bir kişi daha gerekiyor bizimle oynar mısın?"

clint bana bakıp şaşkın sesiyle konuştu "nat kabul mu etti yani sizinle oyun oynamayı?" kafamı sallayıp onayladığımda kafasını iki yana sallayıp "kusura bakma madi daha önemli işerim var." dedi ısrar istemyen bir sesle

oflayıp önüme döndüğümde biraz ilerledim ve natasha yanıma geldi "diğerlerini ikna edemedin mi?" diye sordu.

"hayır nat, wanda hariç kimse kabul etmiyor. babama sordum kabul etmedi clinte sordum oda kabul etmedi." diye mızmızlandım.

natasha bana gülümseyerek "merak etme ben clinti ikna ederim şimdi sen git ve arkadşlarınla oyunu hazırla." göz kırptı ve arkasını dönüp clintin yanına gitti.

natashanın dediğini yapıp wandayı, peterı ve wade aldım ve boş alana ilerledik. hepsi koltuğa oturduğunda ben ayakta dikiliyordum.

oyunu da ortaya kurduğumda natasha ve clint yanımıza geldiler. natasha bana gülümsyerek bakıyordu bende ona gülümsedim ve gözlerimi kaçırdım.

o akşam hayatımın en güzel gecelerinden biriydi. çok eğlenmiştik her zaman böyle olmasını diledim ve anın tadını çıkarttım.


neyasıom amk

madison stark/natasha romanoffHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin