23

312 21 10
                                    

gözlerimi açtığımda yatağın sol tarafının boş olmasıyla şaşırdım. hemen yanımda ki komidinde duran saate baktığım da saatin 6.33 olduğunu gördüm.

dün gece natashayla yaşadığımız anlar aklıma geldiğinde kızardım ve kafamı iki yana salladım.

böyle bir gecenin ardından neden beni tek bıraktığını anlamamıştım. çatık kaşlarımla yataktan kalktım ve yerdeki eşyalarımı alıp banyoya gittim.

elimde ki kıyafetleri kirli sepetine atıp duşa girdim. kısa bir duşun ardından çıktım ve altıma siyah kot pantolonumu üstüme ise natashanın siyah düz tişörtünü giydim.

beyaz spor ayakkabılarımı da ayağıma geçirdiğim de odadan çıktım. saçlarım ıslak olduğu için toplamamış, açık bırakmıştım.

natashanın nerede olduğunu gerçekten merak ediyordum fakat bu saate odasına gidemezdim, üstelik odası babamın hemen yan odasıyken.

ortak salona gidip natashayı beklemeye karar vermiştim. ortak salona girmeden önce harley'i ve diğerlerini çağırmayı düşünsemde saat erken olduğu için yapmadım. özellikle harley'in yatıp dinlenmesi gerekiyordu.

ortak salona girdiğim de wanda, vision, yelena, kate, clint ve harley'in burada olduğunu gördüm. harley'i görmemle şaşırsam da tepki vermedim.

koltuklarda oturan harley'in yanına ilerlediğim de beni farkedip gülümsedi. bende gülümsemesine karşılık verip "günaydın, neden bu kadar erken uyandın?" diye sordum

"sen neden bu kadar erken uyandın?" diye sormasıyla birlikte gece uyuyamadığını anladım. eskiden ben de geceleri uyuyamazdım. hatta hala uyuyamıyordum, natashayla ve her ne kadar uyumasakta babamla uyuduğum zamanlar hariç.

kafamı salladım ve harley'in yanına oturdum. "natashayı gören var mı?" diye sordum dayanamayıp.

sorumla birlikte ortak salondakiler bana bakarken "muhtemelen yeni uyanıyordur" diye konuştu clint umursamaz bir sesle

"hayır, uyanık. buraya gelmedi mi yani?" diye sordum boşluğuma gelirken

yelena bana kaşlarını çatarak "uyandığını nerden biliyorsun?" diye sordu şüpheli sesiyle

kırdığım potu farketmemle birlikte yalandan öksürüp "uyanmıştır, uyanmıştır demek istedim. yani sonuçta hep uyanık oluyor bu saatlerde, değil mi clint?" diye sordum kendimi kurtarmak için clint'e pas atarak

"nereden bileyim ben? natasha'nın uyku nöbetçisi miyim ben?" diye söylendi huysuz sesiyle.

yelena hala bana şüpheli bir şekilde bakarken yanımda oturan harleyin arkasına saklanmak için oturduğum yere iyice gömülmüştüm.

matt, peter ve wade salona girdiklerin de hemen yanımıza geldiler. günaydınlaşırken karşımızda ki koltuğa oturmuşlardı.

"dün gece çok iyi uyudum, bay stark her yerde kalitesini konuşturuyor." dedi peter bana bakarak

"uyudun mu? pekte uyuduğumuzu söyleyemeyiz bence bebeğim" dedi wade peter'a bakıp flörtöz bir sesle.

bununla birlikte ben gülerken peter wade'e kötü bir bakış atmıştı. harley ve matt ise burada değil gibiydiler.

harley her zaman ki gibi yere dalmış gibi bakarken, matt harley'i dikkatli bir şekilde izliyordu.

babam ve steve içeri girdiğin de direkt olarak hazırlanmış olan masaya ilerlediler.

bununla birlikte herkes yavaş yavaş masaya geçerken natashanın hala nerede olduğunu merak ediyordum.

mesaj atmak aklıma gelmişti ama telefonu odam da komidinin üzerindeydi. biz de kalkıp masaya oturduğumuzda herkes kahvaltısını yemeye başlamıştı.

madison stark/natasha romanoffHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin