15

342 24 8
                                    

burada geçirdiğim ilk gündü ve şimdiden sıkılmıştım. beni odaya kilitlediklerinde yapacak bir şey bulamayıp uyumuştum. sabah dışarıdan gelen seslere uyanmıştım.

kapıdan çıkmayı denediğimde kapı açılmıştı, çıktığımda ilk önce yemek yerini bulup yemek yemiştim daha doğrusu yemek almış ve önüme koymuştum. 

şimdi ise gün içinde herkesin toplu olarak oturduğu bir alanda köşede ki sandalyelerden birinde oturup camdan dışarıyı izliyordum.

her sabah kahvaltı edip akşama kadar ortak bölümde durup, akşam olunca ise odamıza gitmemiz gerekiyormuş.

burada ki kimseyle arkadaş olmak istemediğim için birlikte bir şeyler yapan insanlara katılmıyordum.

ayaklarımı sandalyeye koymuş ve kafamı dizlerime yaslamıştım. üstümde ki beyaz eşofman ve beyaz hoddieyle kesinlikle bir akıl hastası gibi hissediyordum.

öylece camdan bakarken yanıma birinin oturduğunu hissettim ama bakmadım.

"burada yenisin sanırım?" yanımdan gelen erkek sesiyle camdan bakmayı kestim ve soluma döndüm.

yaklaşık benim yaşlarımda görünen kumral, kahvrengi gözlü oldukça beyaz tenli bir çocuğun konuştuğunu gördüm.

deli gibi durmuyordu fakat normal olmadığına emindim, bu yüzden cevap vermeyip camdan dışarıyı seyretmeye ger döndüm

"bu kabacaydı" dedi tekrardan konuşarak

"evet. ben kaba bir insanım, üstelik akıl hastasıyım, yani gitsen iyi olur" dedim hala camdan dışarı bakarken

güldü ve "ben de öyleyim, yani olmasam burada ne işim var öyle değil mi? ikimiz de akıl hastası olduğumuza göre iyi anlaşabiliriz." dedi pes etmeyip.

sıkılmış gibi nefesimi verip "git ve uğraşacak başka bir şey bul!" dedim

"hadi ama! sadece arkadaş olmaya çalışıyorum. burada en normal gözüken insan sensin ayrıca ikimizde akıl hastası olmadığımızı biliyoruz"

sonunda yanımda oturan çocuğa döndüm ve "madison" dedim düz bir tonlamayla

bununla birlikte sevinip "ben matt" dedi ve elini uzattı

yüzüme ciddi misin? gibi bir ifade takıp yüzüne bakmaya başladım

bu hareketimle birlikte gözlerini devirdi ve elini indirdi.

"peki ozaman, neden buradasın?" diye sordu meraklı sesiyle

"tanrım sen hiç susmaz mısın?!" diye konuştum isyankar sesimle

yüzüme cevap vermemi beklercesine bakarken gözlerimi devirdim "bipolar bozukluğu" dedim

kafasını sallarken "sen?" diye sordum merakıma yenik düşüp

"aslında bir kaç sebebim var ağır depresyon, dikkat bozukluğu, manik atak" bunlar sadece aklımda tutabildiklerim dedi ve güldü

bu dediğiyle kaşlarımı kaldırdım ve "sen kesinlikle akıl hastasısın" dedim ben de gülerek

o da bu dediğimle güldü "seninle iyi anlaşabiliriz bence madison"

gülümseyerek kafamı salladım ve tekrardan camdan bakmaya başladım.

saatlerce hiçbir şey konuşmadan öylece durduk ve camdan dışarıyı seyrettik.

akşam yemeği saati geldiğinde kalkık ve yemek almaya gittik. yemeğimizi alıp boş bir masaya karşılıklı bir şekilde oturduk.

matt yemeye başlayınca ben de önümde ki tepsiye baktım ve yüzümü buruşturdum.

iştahım yoktu ve yemek istemiyordum "yesene, çok zamanımız yok birazdan odalarımıza gönderileceğiz." dedi matt yemeğini yemeye devam ederken

"aç değilim" deidn omzumu silkerken

matt cevap vermeyip yemeğini yemeye devam etti. yemeğinin yarısını yedi ve yanına aldığı sudan içti.

odalarımıza gitmemiz gereken işareti duyduğumuz da kalktık ve odalarımıza doğru ilerlemeye başladık

yolumuzun ayrılacağı yerde vedalaştık ve kendi yollarımıza gittik.

odama geldiğimde içeri girdim ve kapıyı kapatıp yatağıma oturdum.

ne yapacağımı düşünürken kapım açıldı ve içeriye bir kadım girdi arkasında ise iki adam bekliyordu.

kaşlarımı çattığımda kadın bana bir şişe su ve içinde iki tane hap bulunan küçük bir kap uzatıp "bunları içmelisin tatlım." dedi gülümsyerek

bununla birlikte kaşlarımı çattım ve "ne işe yarıyor bunlar?" diye sordum şüpheli sesimle

"merak etme tatlım, bunlar sadece seni rahatlatmak için." dedi kadın hala gülümserken

emin olamasam da iki hapı içtim ve suyu kafama diktim.

su şişesini ve küçük kabı kadına uzattım. kadın yine gülümseyerek arkasını döndü ve odadan çıkıp kapıyı kilitledi.

kadın odadan çıktığında tekrar yatağıma oturmuştum.

bir anda uyku bastırırken ayakkabılarımı çıkarttım ve yatağın üstünde duran örtüyü kaldırmadan yavaşça yatağa uzandım.

gözlerim kapanırken kendimi huzurlu bir uykunun kollarına bırakmıştım.

önceki bölümde baya yazım hatası yapmısım sorry okumadan atıyorumm bu bölümde de varsa kb askolar bölüm kısa oldu ama devamı gelecek öpüldünüz

madison stark/natasha romanoffHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin