Saadetli Evlilik : Peygamberimizinﷺ Hz. Hatice ile Evlenmesi

15 4 6
                                    


Hazreti Hatice (Radıyellâhü anhâ), Kâinatın Efendisini (صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ) çocukluğundan beri tanıyor­du. Ticaret mal­la­rının başında Şam'a göndermesi ise, O'nu (ﷺ) daha da yakından tanımasına vesile olmuştu.

Dul olan Hazreti Hatice (Radıyellâhü anhâ) o sırada, Ku­reyş kadınları arasında soy sop, şeref ve zen­ginlik bakımından en üstün mev­kiye sahip bulunuyordu. Aynı zamanda, Cenab-ı Hak, Ce­mîl ismiyle, pek az kadına nasip olacak bir güzelliği de kendi­sine ihsan etmişti.

O âna kadar, kabilesinden birçok kimse evlenmek için kapısını çalmış ise de, o bunların hiçbirini kabul etmemişti.[1]Adeta, evlen­me­yi düşünmüyor gi­biydi.

Ne var ki kader şimdi karşısına bambaşka bir şahsiyet çıkarmıştı: Ruhun­daki güzellikler yüzüne aksetmiş, gönlündeki sevgi simasında tebessüme kal­bolmuş, zihnindeki derin düşünce dışarıya ciddiyet ve samimiyet şeklinde tezahür etmiş müstesna bir insan...

Daha önce bütün Ku­reyş büyüklerinin evlenme teklifini reddeden ve adeta evlenmek fikrini zihninden atmış bulunan Hazreti Hatice (Radıyellâhü anhâ), bu eşsiz insanla daha ya­kından tanışınca, bu fikrinden vazgeçti.

İlâhî kader, bu iki insanın kalbini birbirine ısındırmayı takdir et­mişti. Her şeye rağmen Ku­reyş'in ileri gelenleri ve zenginleri, kaderin çizmiş olduğu bu programı bozamamışlardı.

Hazreti Hatice (Radıyellâhü anhâ)'dan Gelen Teklif

Evlenme teklifi, bizzat Hazreti Hatice (Radıyellâhü anhâ)'dan geldi. İffeti ve namusunu koruması se­bebiyle Câhiliyye devrinde bile tertemiz kadın manasına gelen "Tâhire" la­ka­bıyla anılan Hazreti Hatice (Radıyellâhü anhâ)'dan...

Teklifi getiren, Hazreti Hatice'nin (Radıyellâhü anhâ) yakın arkadaşı Münye kızı Nefîse ile Pey­gam­be­ri­miz (صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ) arasında şu konuşma geçti:

"Ey Muhammed! Seni hangi şey evlenmekten alıkoyuyor?"

"Elimde evlenecek kadar para yok!"

"Eğer bu temin edilse ve sen, mala, güzelliğe, şeref ve denkliğe çağrılsan icabet eder misin?"

"Kimdir bu?"

"Hüveylid'in kızı Hatice..."

"Ama, bu nasıl olabilir?"

"Orasını ben bilirim!"

"O halde, dilediğini yaparım."[2]

Nefise, sevinç içinde, Kâinatın Efendisiyle (صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ) konuştuklarını, gelip Hazreti Ha­tice'ye (Radıyellâhü anhâ) iletti.

Hazreti Hatice'nin (Radıyellâhü anhâ) sonsuz memnuniyeti, yüzündeki tebessümlerden okunu­yor­du. Nefise'yle birlikte sevinç ve memnuniyetlerini yaşadıktan sonra, Pey­gam­be­ri­miz (صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ),
"Ey amcam oğlu! Sen, benim akrabam olduğun,[3]kavmin için­de şerefli, güvenilir kimse, güzel huylu, doğru sözlü bu­lunduğun için seninle ev­len­meyi arzu ediyorum" diye haber gönderdi. [4]

Teklifi alan Efendimiz (صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ), durumu amcası Ebû Tâlib'e bildirdi.

Ebû Tâlib, teklifi tahkik etti. Hazreti Hatice'nin (Radıyellâhü anhâ) böyle bir evliliği arzu ettiğini, biz­zat kendisinden öğrendi.

Düğün Merasimi

Düğün merasiminin tarihi, bizzat Hazreti Hatice (Radıyellâhü anhâ)
tarafından tespit edildi. Mera­sim de onun evinde yapılacaktı.

Asr-ı saadet, Öncesi ve sonrası🌹Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin