Hüzün Senesi nedir? Hüzün Senesi’nde neler oldu? İşte Peygamber Efendimiz (صَلَّي اللهُُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ) ’in Hüzün Senesi...
Müşriklerin muhâsarasından selâmete çıkan Allâh Resûlü ve Müslümanların sevinci fazla sürmedi. Çünkü boykotun kaldırılmasının hemen ardından, kendisinin ve mü’minlerin hâmîsi olan, onları fedâkârâne bir şekilde müdâfaa eden amcası Ebû Tâlib vefât etti.
Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed (صَلَّي اللهُُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ), peygamberliğinin onuncu yılında büyük oğlu Kâsım ve bir müddet sonra da diğer oğlu Abdullah, küçük yaşta, vefât ettiler. Yine bi’setin onuncu yılında Peygamber efendimizin amcası Ebû Tâlib ve ondan birkaç gün sonra da hanımı Hazreti Hadîce (رَضِىَ اللهُ عَنْها) vefât etti. Ard arda ortaya çıkan bu ölüm hâdiselerinden dolayı bu seneye Senet-ül hüzün (hüzün yılı) denildi.
Bu vefât hâdiselerine çok sevinen müşrikler, sevgili Peygamberimiz (صَلَّي اللهُُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ) ve Müslümanlara karşı öncekinden daha şiddetli davranmaya başladılar. Ebû Tâlib hayattayken onun himâyesinden çekinen müşrikler, o vefât edince, iki cihan serveri sevgili Peygamberimiz Hazreti Muhammed (صَلَّي اللهُُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ) ve Müslümanlara yaptıkları tecâvüzleri kat kat arttırdılar.
Üzerimde Çok Hakkın Var...
İçeri girdiğinde Kureyş'in müşrik liderleri, amcasının etrafını sarmış, odayı doldurmuşlardı. Amcasının başucunda boş bir yer vardı. Oraya oturmak istemiş fakat Ebû Cehil firavunu, yerinden fırlamış ve Allah Rasûlü’ne engel olmuştu.
“Dağılın amcamın başından!” dediyse de sözünü dinletemedi.
“Biz de en az senin kadar onun yakınıyız.” gibi kaba, çirkin cevaplar aldı. Oysaki O, amcasının sevgili ve eşsiz yeğeniydi. Ebû Tâlib’in gözü onu görmek ister, gönlü onun varlığıyla huzur bulurdu. Firavunlar ölüm döşeğinde bile amca yeğeni rahat bırakmıyorlardı.
Ebû Talib seksen küsur yaşına gelmiş, hayatı fakirlik ve nice zorluklarla geçmişti. O yeğeni Muhammed (ﷺ)’i sekiz yaşından beri himaye etmiş, onu öz oğullarından çok sevmiş, yanından hiç ayırmamıştı. İslâm davetinin başladığı ilk günden itibaren Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed (صَلَّي اللهُُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ) ’i susturmaya çalışan, eza ve cefalarla yıldırmak isteyen, Allah’ın Son Elçisi’nin canına kasteden Mekke müşrikleri, karşılarında hep Ebû Talib’i bulmuşlardı. Yaşlı amca, Kureyş liderleri karşısında dimdik durmuş, ihtiyar haline bakmadan kılıcına sarılmış, geceleri yeğeninin başında nöbet tutmuştu.
Hele son üç yıldır yaşanan korkunç kuşatma, Ebû Talib’i oldukça yorgun düşürmüştü. Şimdi Kureyş'in seyyidi, Hazreti Muhammed (صَلَّي اللهُُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ)’in hamisi Ebû Talib, ölüm döşeğindeydi.
Hasta yatağında bile yeğenini düşünmüş, sülalesini başına toplamış ve onlardan kendisinden sonra Hazreti Muhammed (صَلَّي اللهُُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ) ’e bağlı kalmalarını, O’na ﷺ itaat etmelerini, O’nu ﷺ korumak için her türlü fedakârlığı yapmalarını istemişti.
Allah Rasûlü hüzün yüklü sesiyle konuşmaya başladı.
“Amcacığım, sen bana pek çok iyilikte bulundun. Üzerimde en çok hakkı olan, bana her daim yardım elini uzatan sendin. Babamdan çok senin emeğin var üzerimde. Senden bir cümle söylemeni, ‘Lâ ilahe illallah’ demeni istiyorum. De ki onunla sana şefaat edeyim.”
[1]
![](https://img.wattpad.com/cover/174396516-288-k334410.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Asr-ı saadet, Öncesi ve sonrası🌹
Non-FictionSevgili Peygamber Efendimiz (صَلَّى اللهُُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ)'den önce ve yaşadığı Asr-ı Saadet'te ve sonrasında yaşanmış mühim hadiseler (önemli olaylar) in olduğu bir kitaptır. Sizde buyurmaz mısınız? Belki bu kitaptaki bilgilerden daha fazla ha...