Abdulmuttalib Oğullarının Peygamberimiz(صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ)’i Aramaya Çıkışları
Abdulmuttalib oğulları, İsrâ ve Mirac gecesinde, Peygamberimiz (صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ)’ı bulamayınca, aramaya çıkmışlardı.
Hatta, Hazreti Abbas (Radıyellâhü anh) , Zîtuvâ'ya kadar gitti. Oralarda, yüksek sesle:
"Yâ Muhammed! Yâ Muhammed!" diyerek bağırdı.
Peygamberimiz (صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ): "Lebbeyk! = Buyur!" diye karşılık verince, Hazreti Abbas (Radıyellâhü anh) :
"Ey kardeşimin oğlu! Sen kavmini geceden beri zahmet ve meşakkate soktun!? Nerede idin?" dedi.
Peygamberimiz (صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ):
"Beytü'l-Makdis'e gittim." buyurunca, Hazreti Abbas (Radıyellâhü anh) :
"Bu gecenin içinde mi?" diye sordu.
Peygamberimiz (صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ):
"Evet. Bu gecenin içinde gidip geldim!" buyurunca, Hazreti Abbas (Radıyellâhü anh) :
"Her halde, senin başına ancak hayır gelmiş olmalıdır!" dedi.
Peygamberimiz (صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ):
"Benim başıma hayırdan başka bir şey gelmemiştir!" buyurdu.[49]
Sabah olunca Kabe'nin yanında Mekkelilere Miraçı anlattı.[50] Onlar Peygamberimiz (صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ)’den delil istediler. Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam da onlara yolda gördüğü kafilelerinden haber verdi. Kureyşliler hemen kafileleri karşılamak için Mekke dışına çıktılar. Gelenleri aynen Peygamberimizin Aleyhissalâtü Vesselam haber verdiği gibi gördüler, ama iman nasip olmadı.[51]
Ama yine de Peygamberimiz (صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ)’den üst üste Miraç’a çıktığına dair delil istediler. Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam Kudüs'e, Mescid-i Aksâ'ya uğradığını anlatınca Kureyşliler,
“Bir ayda gidilebilen bir yere Muhammed nasıl bir gecede gidip gelebilir?” diye itiraz ettiler.Ardından da Mescid-i Aksâ'yı görmüş olanlar, “Mescid-i Aksâ'yı bize anlatır mısın?” diye Peygamberimize (صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ) soru yönelttiler. Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam şöyle anlattı:
“Onların yalanlamalarından ve sorularından çok sıkıldım. Hatta o ana kadar öyle bir sıkıntı hiç çekmemiştim. Derken Cenab-ı Hak birden Beytü'l-Makdis'i bana gösterdi. Ben de ona bakarak her şeyi birer birer tarif ettim. Hatta bana, ‘Beytü'l-Makdis'in kaç kapısı var?’ diye sordular. Halbuki ben onun kapılarını saymamıştım. Beytü'l-Makdis karşımda görününce ona bakmaya ve kapılarını teker teker saymaya ve anlatmaya başladım.”
Bunun üzerine müşrikler:“Vallahi dos doğru tarif ettin.” dediler, ama yine de iman etmediler.[52]
O esnada Hazreti Ebû Bekir (Radıyellâhü anh) çıkageldi, müşrikler durumu ona haber verdiler. Hazreti Ebû Bekir (Radıyellâhü anh), “Eğer bu sözleri ondan duymuşsanız şeksiz şüphesiz doğrudur.” diyerek hemen tasdik etti ve bundan sonra Hazreti Ebû Bekir (Radıyellâhü anh) “Sıddîk, tereddütsüz inanan” unvanını aldı.
Kaynaklar :
[1] İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c. 1, s.214; Zehebî, Târîhu'l-islâm, s. 272.
[2] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 43; İbn Sa'd, Tabakât, c. 1 , s. 215; İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c. 1, s. 141; Zehebî, Târîhu'l-islâm, s. 245-246; Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 3, s. 110.
[3] Diyarbekrî, Hamîs, c. 1, s. 315-316; Ebu'l-Fidâ, Tefsir, c. 3, s. 22; İbn Esîr, Kâmil, c. 2, s. 56-57; İbn Seyyid, c.1, s. 142; İbn İshak, İbn Hisam, Sîre, c. 2, s. 44; Zehebî, Târîhul-islâm, s. 243; İbn Sa'd, Tabakâtül-kübrâ, c. 1, s. 215.
[4] İbn Ebi Şevbe, Musannef, c. 14, s. 306; Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 1, s. 309; Ebu'l-Ferec İbn Cevzî, el-Vetâ, c. 1 , s. 223; Zehebî, Târihu'l-islâm, s. 250.
[5] İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 39-40; Zehebî, s. 248; Ebu'l-Fidâ, Tefsîr, c. 3, s.21.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Asr-ı saadet, Öncesi ve sonrası🌹
غير روائيSevgili Peygamber Efendimiz (صَلَّى اللهُُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ)'den önce ve yaşadığı Asr-ı Saadet'te ve sonrasında yaşanmış mühim hadiseler (önemli olaylar) in olduğu bir kitaptır. Sizde buyurmaz mısınız? Belki bu kitaptaki bilgilerden daha fazla ha...