Evlatlık Hadisesi : Harise Oğlu Zeyd (Radıyellâhü Anh)

15 4 3
                                    


Hazreti Muhammed (صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ)- Hazreti Hadice (رَضِىَ اللهُ عَنْها) evliliğinin ilk yılları...


Hazreti Hadice'nin (رَضِىَ اللهُ عَنْها) yeğeni Hizam oğlu Hakim bir köle satın alır ve halası Hadice'ye (Radıyellâhü anhâ) hediye eder. Kölenin adı Zeyd'dir. Harise oğlu Zeyd (Radıyellâhü anh). Çöl kabilelerinden birinin reisinin oğludur. Annesiyle beraber bir akraba ziyaretine giderken esir edilmiş ve Hakim tarafından 400 dirheme satın alınmıştır.

Daha sekiz yaşındadır, Zeyd (Radıyellâhü anh). Hazreti Muhammed (صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ) kendisini görür görmez ona karşı bir yakınlık hissetmeye başlar. Karşılıklı olur bu yakınlık. Kısa bir süre sonra da küçük köle Zeyd hakkında eşi Hadice'ye (Radıyellâhü anhümâ) nazlanır:

"Eğer bu köle benim olsaydı, onu mutlaka azad ederdim." der. Mesaj alınmıştır. Hazreti Hadice (Radıyellâhü anhâ) de gülerek:

"Haydi! Onu sana bağışladım, gitti!" diye cevap verir. Ve Zeyd (Radıyellâhü anh) o an özgürlüğüne kavuşur. Muhtemeldir ki, Hazreti Muhammed (صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ) , bu sekiz yaşında, kısa boylu, kara yağız, yassı burunlu çocuğun esir, ana-babadan uzak garipliğinde kendi çocukluğunu ve yetimliğini görür. O'na sadece acımakla kalmaz, halini, hissettiklerini tam olarak anlar, adeta kendiyle özdeşleştirir.

Ve böylece 7 sene geçer. Zeyd (Radıyellâhü anh), Hazreti Muhammedin (صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ) himayesinde büyüyüp, serpilir, delikanlılık çağına ulaşır. Sonunda da yıllardan beri oğlunun izini aramakta olan babası tarafından Mekke'de olduğu tespit edilir. Zeyd'in (Radıyellâhü anh) babası Harise yanına kendi kardeşini ve Zeyd (Radıyellâhü anh) için yüklü bir kurtulmalık akçesini alarak hızla Mekke'ye gelir.

Kısa bir soruşturmadan sonra oğlunun Muhammed (صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ) isimli bir tüccarın yanında olduğunu tespit eder. Soluğu kardeşiyle birlikte Hazreti Muhammed'in (صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ) evinde alır. Kendini tanıtır ve hemen teklifini yapar. O, Zeyd'i (Radıyellâhü anh) hala Hazreti Muhammed'in (صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ) kölesi sanmaktadır. Durumu anlayan Hazreti Muhammed (صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ) tebessüm eder:

"Kurtulmalık akçesine gerek yok." der. "Eğer Zeyd, sizinle gitmek isterse, serbesttir. Eğer beni tercih ederse ALLAH'a yemin olsun ki ben, hiçbir şeyi, beni tercih edene tercih etmem!"

Baba ve amca duydukları karşısında şaşırırlar. Hazreti Muhammed (صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ) onlara Zeyd'i (Radıyellâhü anh) beş parasız iade edeceğini söylemektedir. Ve bu durumda, bir evladın ailesini tercih etmeyebileceği olasılığı akıllarına bile gelmez. Fakat akıllarına gelmeyen başlarına gelir. Az sonra yanlarına gelen Zeyd'e (Radıyellâhü anh), Hazreti Muhammed (صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ) sorar:

"Ey Zeyd! Bunları tanıyor musun?"

"Evet, biri babamdır, diğeri de amcam!"

"Onlar seni almak üzere gelmişler. Ve sen şu an serbestsin, dilersen onlarla gidersin, dilersen de benimle kalırsın!"

Zeyd (Radıyellâhü anh), herkesi şaşırtır. Baba ve amcasına dönerek:

"Kusura bakmayın" der, "ama ben bu insanda öyle şeyler gördüm ki onu bırakamam. Artık benim annem de, babam da, bütün ailem de o!"

Baba ve amca önce öfkeyle dolar.

"Ey Zeyd" derler, "sana yazıklar olsun! Demek sen bir yabancıyı ailene tercih ediyorsun?" Zeyd (Radıyellâhü anh), başı dik cevap verir:

"Ben Muhammed'den hiçbir zaman ayrılmam. Ben, hiç kimseyi ona tercih etmem".

Fakat az sonra tanık olacakları bir olay, Harise ile kardeşinin sinirlerini yatıştırır. Bu konuşmalardan sonra Hazreti Muhammed (صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ) , Zeyd'in (Radıyellâhü anh) elinden tutup onu Mekke'nin şehir merkezi demek olan Kâbe'nin avlusuna götürür. Peşlerinde de baba Harise ve kardeşi olduğu halde... Ve Hazreti Muhammed (صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ), orada birçok Mekkelinin meraklı bakışları altında bir duyuru yapar:

"Ey Mekkeliler! Siz şahit olun ki, Zeyd bundan sonra benim oğlumdur. Ben ona varisim ve o da bana varistir."

Zeyd'in (Radıyellâhü anh) adı, yıllar sonra Kur'ân-ı Kerîm tarafından yasaklanıncaya kadar, Muhammed (صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ) oğlu Zeyd olur.

Gördükleri, baba ve amcayı sakinleştirip, rahatlatır. Çocuklarını çok özel bir insana emanet etmenin huzuru ve güveni içinde yurtlarına rahat dönerler.

Ve en önemlisi, böylesine ağır bir sınav geçirip, alnı ak çıkan, babası ve ailesi bile olsalar hiç kimseyi Hazreti Muhammed'e (صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ) tercih etmeyen Zeyd (Radıyellâhü anh) , اللّٰهُ TEÂLÂ tarafından da özel bir tercihe konu olur. Zeyd (Radıyellâhü anh), Kur'ân-ı Kerîm de ismi açıkça geçen tek sahabidir.

Yazar:
Said Alpsoy

Asr-ı saadet, Öncesi ve sonrası🌹Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin