Ebu Cehil, Peygamberimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) 'in amcası değildir,
Ebu Leheb, Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) 'in amcasıdır.
Ebu Cehil, İslâm'ın ilk döneminde Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) 'in en azılı düşmanı ve Kureyş'in ileri gelenlerinden biridir.
Asıl adı Amr bin Hişâm el-Muğira olup, önceleri Ebû'l-Hakem künyesiyle anılırken, Müslümanlar tarafından "Ebû Cehil" (cehâlet babası) diye adlandırılmıştır. Mekke'deki Kureyş kabilesinin Mahzûmoğulları boyuna mensup olup, Mekkeliler arasında büyük bir itibâra sahip idi.
Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) ile aynı yaşlarda olan Ebû Cehil, ilk anlarından itibâren İslâm'a hep karşı çıkmış, Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem)'e ve özellikle güçsüz Müslümanlara var gücüyle düşmanlık gösterip ezâ ve cefâlarda bulunmuştur.
İslâm'ın ilk iki şehidinden biri olan Ammâr bin Yâsir'in annesi Sümeyye (radıyellâhü anhümâ) , İslâm düşmanı Ebû Cehil tarafından hunharca öldürülmüştür.
Hayatı boyunca İslâm'a karşı tüm faâliyetlerde başı çeken Ebû Cehil, Müslümanların açlıktan dolayı ölümle karşı karşıya kaldıkları boykot uygulamasını şiddetle takip etmiş, boykotun kaldırılmasına karşı çıkmış;
Hazreti Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) 'in hicretinden kısa bir süre önce Dâru'n-Nedve'de yapılan müzâkerede her sülaleden seçilecek birer temsilcinin oluşturduğu bir fedâi grubu tarafından Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem)'in öldürülmesini teklif etmiştir.
Müslümanların, dinleri uğruna ev ve barklarını mal ve mülklerini, yurtlarını terkedip Medine'ye hicret etmelerinden sonra dahi her fırsatta İslâm'a karşı düşmanlığını ortaya koyan Ebû Cehil, Bedir Savaşı'nın çıkmasına da sebep olmuştur.
Ebû Süfyân'ın yönettiği Kureyş'e ait bir kervanın Müslümanların eline düşmesini önlemek maksadıyla Mekke'den büyük bir orduyla çıkan Ebû Cehil, kervanın kurtularak Mekke yolunu tuttuğunu öğrenmesine rağmen sırf İslâm'a düşmanlığı sebebiyle harbetmek üzere yoluna devam etmiş, Bedir'e vardığı zaman Hazreti Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) 'in sulh teklifini reddettiği gibi bizzat kendi ordusunda ileri gelen bazı kimselerin harbi önleme düşüncelerine şiddetle karşı çıkarak onları korkaklıkla itham etmiş ve harbi başlatmıştır.
Ancak çarpışmalarda iki Medine'li Mücahid Müslümanın ağır darbelerine uğrayan Ebu Cehil, Bedir Savaşı sırasında Muaz bin Amr ve Muavvez bin Amr (radıyellâhü anhümâ) isimlerinde iki Mücahid kardeş tarafından yaralandı.
Ebû Cehil, hareketsiz bir şekilde savaş alanına düşmüş, ölmeden az önce de meşhur sahâbî Abdullah bin Mes'ûd (radıyellâhü anh) tarafından kafası kesilerek Hazreti Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) 'e götürülmüş, cesedi Bedir'de müşrik ölülerinin atıldığı kuyuya (Kalîbu Bedr) atılmıştır.
Böylece "bu ümmetin Firavun'u" olarak kabul edilen Ebû Cehil, Rabbim Allah'tır diyen insanlara İslâm'a ve tevhid akîdesine karşı insaf ve insanlığa sığmayan azgın düşmanlığının bedelini H. 624 yılında hayatıyla ödemiştir.
Abdullah İbnu Ebî Evfa (radıyellâhü anhümâ) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) Ebu Cehl'in başının kesildiği müjdelendiği gün, iki rek'at şükür namazı kıldı."
Kaynak : İbnu Mace Sünen (1391) - Hds :(6402)
HAYRINI GÖRÜN İNŞÂEالله
ÂMÎN.HAYRLA KALIN.
RABBİME EMANET OLUN.
SELÂM VE DUA İLE.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Asr-ı saadet, Öncesi ve sonrası🌹
NonfiksiSevgili Peygamber Efendimiz (صَلَّى اللهُُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ)'den önce ve yaşadığı Asr-ı Saadet'te ve sonrasında yaşanmış mühim hadiseler (önemli olaylar) in olduğu bir kitaptır. Sizde buyurmaz mısınız? Belki bu kitaptaki bilgilerden daha fazla ha...