Burak

26 9 11
                                    

Resul-i Ekrem (صَلَّى اللهُُ عَلَيْهِ  وَسَلَّمَ) Efendimizin bir gece Mekke’deki Mescid-i Haram’dan Kudüs’teki Mescid-i Aksa’ya gitmesine İsra denir.

Bizde İsra hadisesini ele alacağız. Lakin öncesinde Efendimiz (صَلَّى اللهُُ عَلَيْهِ  وَسَلَّمَ)'in İsra hadisesi sırasında bu kadar uzun yolu oldukça kısa zamanda almasına vesile olan bineği olan Burak'a bakalım.

Burak, kelime manası itibariyle; şimşek, yıldırım, ışıldamak, parıldamak anlamlarına gelmektedir.

Allah Teâlâ kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim’de Burak’tan açık bir şekilde bahsetmemektedir. Lakin bazı sahih hadislerde ve rivayetlerde bu bineğin özellikleri anlatılmıştır.

Bu rivayetlere göre Burak, katırdan küçük, merkepten büyük, beyaz renkli, çarptığında ayaklarını hızlandıran, uyluğunda iki kanadı olan ve adımını gözünün gördüğü mesafenin biraz daha ilerisine atabilen bir hayvandır.

Burak ismi ona, renginin son derece parlak olması sebebiyle veya hızı şimşeği andırdığı için verilmiştir.

Şimdi bu bilgilerden sonra Rum Meliki’nin rüyasını okuyalım. Ve rum Meliki’nin rüyasında gördüğü Burak nasılmış.

İşte Rum Meliki’nin rüyası :

Peygamber Efendimiz (صَلَّى اللهُُ عَلَيْهِ  وَسَلَّمَ)'in doğumundan otuz yıl öncesi…..

Rum ülkesinin Arabistan’a yakın sınırında hüküm süren bir Melik vardı. Bir çok yerlerde buyruğu buyruktu. Bir çok Melikler onun hükmü altındaydı.

Bu Rum Meliki, bir gece yatagında derin bir uukuya daldığı sırada, korkulu bir rüya görür. Hemen adamlarına seslenerek tabirci başını çağırtır.

Gördüğü rüyayı anlatır.

“Rüyamda bir karanlık yerde oturduğumu gördüm.ÖYLE kARANLIKLAR İÇİNDEYDİM Kİ HEYBETİNDEN KORKMUŞTUM.

Başımı, yüzümü, elbisemin etekleriyle örtüyordum. Birden bire nereden geldiğini bilemediğim bir ses işittim.

Bu ses bana”
“aç gözünü”diyordu.

Yavaş yavaş göz kapaklarımı kaldırdım. Bir de ne göreyim. Yerden göğe kadar nurdan bir direk dikilmemiş mi?

BU AYDINLIK TA BOYNU UZUN, HARİKULADE YARATIKLAR DURUYORDU.

Bu yaratıklar deveye benzemiyorlardı. Fakat üzerleride ay yüzlü ,ak sakallı kişiler binmişti.

Bu, canavara benzeyen yaratıkların birinin üstüne de bir yeşilkubbe dikilmişti.

Bu yeşil kubbeye götürülen yaratığın başı cezel yakuttandı. Boynu ak ve incidendi. Dört ayağı gümüşten, tırnağı altından, kulağı yeşil Kuyruğu da mercandandı, Zeberceddendi.

Bu harukilade yratığın üstünde bir yiğit oturmuştu. Elinde bir yalın kılç vardı. Yiğit halka hitap etmekte sorulara yanıt vermekteydi.

Kubbenin içinde bir kimse vardı. Dört bir yanda görülen aydınlık onun yüzünün nurundan geliyor.

Kubbenin üzerinde bir bayrak dalgalanmaktaydı. Bayrağın başında bir hilal vardı. İşte yüreğim bu korkulu şeylerle korkarak uyandım.”

Melik bir süre anlattıktan sonra rüya yorumcusuna dönerek,”Şimdi bana bu korkunç rüyamın yorumunu yapın” diye buyurdu.

Yorumcuların tümü susmuş; kubbe, bayrak ve hilalin ne anlama geldiğini düşünüyor, o harukulade canavarın ne olabileceğini kendi aralarında tartışıyorlardı.

Fakat kimse Melikin görmüş olduğu bu rüyayı yorumlayamadı. Nihayet yorumcu başı Melike:

“Ya Melik buraya yakın bir tapınak vardır. O tapınağın içinde yaşlı bir rahip bulunmaktadır. Bu rüyanızı yorumlarsa ancak o yorumlayabilir.”

Bunun üzerine Melik o kişinin getirlmesini buyurdu. Sözü edilen yaşlı rahip hemen Melik’in huzuruna çıkarıldı.

Melik’in rüyasını dinledikten sonra Melik'e Başbaşa kalmalarını söyledi. Herkes dışarı çıkdıktan sonra yaşlı rahip rüyayı yorumlamaya başladı.

“Ey Melik” dedi.

” Bu rüyanın ortasında gördüğün karanlık küfür karanlığıdır.

O elbisenin ucu ile yüzünü örtmen ise bu batıl dinine karşı gönlündeki tiksinmeyi gösterir.

Bu yerden göğe doğru yükselen nurdan direk ise “İslam nurudur

O harikulada canavar görünen yaratık ise Yaradan’nın mücevherleriyle bezenmiştir. Ondaki sıfatlar, Burak sıfatıdır ki, son Peygamber, İsra yani Miraç gecesinde o Burak’ın üstüne binecek Mescid-i aksaya  gelecektir.

Melik büyük bir şaşkınlık içindeydi. Rahip yorumlarını sürdürdü.

“O Burak’ın üzerinde bir ak kubbe görmştün değilmi? O kubbenin içindeki güneş yüzlü bir kişi de oturmuştu öyle mi?

Melik ;
“Evet ya rahip! öyle gördüm”

“İşte o gördüğün yüzü parlak insan, Kureyşoğullarından Abdullah oğlu Muhammed’dir. Mekke şehrinde doğacaktır. Ahir zaman peygamberleridir.”

Melik bu sözlerle büsbütün şaşkınlaştı. Rahibe söyleyecek bir karşılık bulamadı. Ama gördüğü rüya yaşlı rahibin yorumladığı gibi zamanı gelince gerçekleşecekti.

Asr-ı saadet, Öncesi ve sonrası🌹Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin