Bölüm 16: "İntihar Düşüncesi""Öpsene beni, tam her şeyden vazgeçmişken... İnancım kalmamışken hiçbir şeye. Götürsene beni hayal dünyanın ötelerine."
***
Mart ayının ortalarındaydık. Havalar yavaş yavaş ısınmaya başlasa da bu ayların yağmurları bir türlü bitmiyordu. Bütün şehir bir kimsenin yarasına ağlıyordu sanki. Kaç yerde cenaze vardı, kaç yerde insanlar ölüyordu?
Camın önünden çekildiğimde beynimde uğuldayan seslere inat elimdeki kitapta altını çizdiğim yeri tekrar ettim. "Geçmişe özlem duymak, sadece zaman kaybıdır."
Çokça zaman kaybettiğim bir yaşımdaydım. Geçmiş peşimi bir türlü bırakmıyordu. Özlüyordum ama bir yandan da korkuyordum. En çok düşünmek zaman kaybına uğratmıştı benliğimi. Düşünmek zehirliydi, düşünmek kendine kötülüktü. Düşünmek delilikti. Durduramıyorum. Düşüncelerimi, düşüncelerimin içine sızan o sinsi yılanı durduramıyorum. Bana öyle şeyler aşılıyor ki kendimi parçalamak istiyorum. Bir parçam bile bulunmasın istiyorum. Bir parçam nasıl bulunmaz? Kilometrelerce yukarıdan yere çakıldığımda kaç gün sürer çürüyüp gitmem? Yanmam mı lâzım illa parçamın bulunmaması için? Ben zaten yanıyorum.
Bunu kendine yapma. Ne yapıyorum Vera? Tırnaklarını eline geçirmekten vazgeç. Korku seni etkisi altına almamalı. Sen güçlüsün. Sen öyle güçlüsün ki o binadan hiç düşünmeden atlayabilirsin. Tüm düşüncelerine inat. Evet, yapabilirim. Sana bunu hissettiren insanı unut. Kimi? Kim o? Kim benliğime sızarak beni etkisi altına alıyor?
Bir ses vardı duyamıyordum. Yere çökerek başımı ellerim arasına aldım. O sesi duymak için ses bile çıkarmıyordum. Hayır, o ses annene ait değil. Hayır, o ses abinden bir parça değil. Evet yalnızsın, burada sadece ben varım. Yalnızız. Benimle yalnız kalmaktan neden korkuyorsun? Korku seni etkisi altına almamalı. Gelmeyecek. Onlar gelmeyecek. Annen yok. Abin hiç yok. Baban var senin unuttun mu?
Babam? Zafer Sancak. Babam var benim. Evet var. Baba... baba... O gerçekten babam mı benim? Hayal ürünüm mü yoksa? Hayır gerçek. Evet, hayal olamayacak kadar gerçek. Neden hayal ürünün olsun? Çünkü bazen hayal ediyorum... Bugün babam durduk yere bana gülümsese nasıl hissederim diye. Nasıl hissedersin Eylül? Aşık olmuş gibi. Aşık olmuş gibi. Hıhım... Aşık mı oldun? Onu sevdim. Hayal ürünüm değil değil mi Vera? Gerçek.
Ses beynimde yankılandı. Gerçek.
Rüyamda annemi gördüm. Bir ateşin içine atıyordu beni, alevler her tarafımı sararken o acıyı iliklerime kadar hissettiğimi hatırlıyorum. Yansam parçam kalır mıydı geriye. Beni ateşin içine attığında kendisi gülümseyerek manzarayı seyretti. O kadar dikkatli baktı ki, tuvaline resim yapacağını o an anladım. Benim annem resim öğretmeniydi. Ressamdı. Sanatseverdi. Çığlıklarım kulaklarımı deldi. Kalbim hâlâ titrekçe atıyordu. Dursun istiyordum. Bir cümle beni nasıl yıkımlara sürüklüyordu, nasıl beddua ettiğim bir acıya ön ayak oluyordu tam içimde hissediyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Müphem Hayatlar
Novela JuvenilBazen kurduğun hayallerden de zarar gelir. Unutma. Öz ailesine yıllar sonra kavuşan genç bir kızın hikayesi. Yıllarca bir çok acıdan muzdarip olan Sancak ailesinin öz kızlarını bulmasıyla bir araya gelen bir aile... Kızlarının bir anda yaşadığı hab...