5. Bölüm

9.1K 528 86
                                    


___

Bölüm 5: "İhtimaller"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bölüm 5: "İhtimaller"

"Her şey ancak ölümle son bulur."

🍁

Kaç kere düştüm yere, kaç kere kalkamadım hiç saymadım. Hayatımın koskocaman bir oyundan ibaret olduğunu öğrenmemin ardından sadece dokuz saat geçmişti. Beynimi meşgul edebilecek hiçbir şey bulamamışken test kitapları çarpmıştı gözüme. Ardından deli gibi matematik sorusu çözerken buldum kendimi.

Yalnızlığımdan artık çok sıkılmıştım. Kafamı dağıtabileceğim tek şey bir adet silahta saklıydı. Ergen miydim? Belki. Ama yaşadıklarım artık kalbimi zorluyordu. Bedenim istem dışı çöküyordu ve ben omuzlarımı dik tutamıyordum artık. Ne korkunç gecelerden sağ salim çıkmıştım ben bu neydi ki?

"Hanife teyze, senin eşini hiç görmedim ben? O nerede ki?" Diye merakla sorduğuma saniyesinde pişman olmuştum. Hanife teyze gözlerimin içine büyük bir yıkımla bakarken yaşanmışlıklarını gördüm irislerinde. Hadi ama, ağlayacak mıydı? Güçlü olmalıydı.

"Eşim öleli yedi yıl oluyor kızım..." Dudaklarını büzmüş gözlerini doldurmuştu. Kaşlarım istemsizce havaya kalktı. "Seviyor muydunuz birbirinizi?"

Dolu dolu olan gözlerine inat gülümsedi. "Ben Mehmet'imi on sekiz yaşımda tanıdım kızım. Hemen birbirimize kayıverdi gönlümüz... Bizim zamanımızda öyle el ele tutuşmalar falan yoktu, geldi istedi beni babamdan. Babam da işi gücü yok diye vermeyince kızımda gözü var diyerek başkasına vermeye kalktı beni... Sevmediğim bir adamla evleneceğime babama gönül koyarak Mehmet ile kaçtım. Çok zorluk çektik ama sonunda başardık. Evlendik, gül gibi yaşadık. Boyumuza denk çocuklarımız oldu. Ama sonra da işte kader ayırdı bizi. Maddi sıkıntı çektiğimiz bir dönemde güzel bir iş buldu kendine, biraz ayrı kalacaktık ama ikimiz de dert etmedik bunu. Özlem, giderilirdi nasılsa değil mi? Gittiği şehirde teröristlerin tuzağıyla cenazesini getirdiler kapımın önüne... Üç tane çocuğum yetim kaldı..."

Gözünden bir damla yaş yanağına doğru süzülürken sertçe yutkundum. Yüzümde mimik oynamıyordu ama üzülmüştüm. "Babanın yanına hiç gitmedin mi Hanife teyze?"

Sorumla birlikte omuzları daha da çöktü. "Gittim. İstemedi beni, kapısının önünden geri kovdu. Baba evinden kaçtıktan sonra hangi yüzle çıkmışım karşısına, aynen böyle söyledi. Çok üzüldüm ama Mehmet'e hiç belli etmedim. Vicdan azabı çekmesin istedim."

"Gerçekten birbirini seven iki insan çok nadir bulunuyor. Sen çok şanslısın Hanife teyze." Dedim dalgın bir şekilde. Acaba bir gün birisini sevsem, o da koşulsuz şartsız beni ben olduğum için sevebilir miydi? 

Müphem HayatlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin