,,,
Bölüm 10: "En Yakın Arkadaş"
"O her şeyden önce benim arkadaşımdı. Bir derdim olduğunda ona gelebileceğimi biliyordum çünkü ona güveniyordum. Bana yardım ederdi. Bir olay olduğunda beni arkasına alacağını biliyordum çünkü arkadaşlar da birbirlerinin arkasını kollarlardı. En çok arkadaşımdı. Rahatça konuşabildiğim, derdimi anlatabildiğim, sevdiğim bir arkadaşım. Ölmesini hiç istemediğim bir arkadaş. En yakın arkadaşım sensin baba."
🍁
Yutkundum. Uykusuzluktan acıyan gözlerimi karşımda duran kapıdan ayıramadım. Aklım bulanıklaşıyordu. Gözlerim kapanmamak için direnirken kucağımda oturan Batu'nun sırtını okşamaya devam ettim.
Korkuyordum. Korku vücuduma kaç saattir sirayet halindeydi bilmiyordum. Kaç saat geçmişti bilmiyordum. Sadece bekliyordum. Vücudum bağımsızlığını ilan etmek istercesine benden izinsizce çöküyordu. Hissediyordum. Boğazımda bir yumru oluşmuştu, ne kadar yok saymaya çalışsam da olmuyordu. Halbuki bu yaşıma kadar neyi yok saydıysam o hiç olmamıştı benim çapımda.
Batu sanki ruh halimin farkındaymış gibi başını göğsüme yaslamış ses çıkarmadan oyuncak memesini emiyordu. Hırıltılı nefesleri beni anda tutmaya yetmiyordu. Küçücük elini tişörtüme sarmış, bana sıkıca tutunmuştu. Biraz da sabah erkenden kalkıp akşama kadar hiç uyumamasından kaynaklı bir huysuzluk vardı üstünde. Herkesle birlikte küçücük çocuk da seferber olmuştu. Birazdan uyuyacağını biliyordum. Mayışmıştı.
Odanın kapısı açıldı. Azad abiyi gördüğümde yerimden kalkmak için bir hamle yapmadım. Zira ona bile gücümün kalmadığının farkındaydım. Yanıma doğru adımladı ve kocaman gülümsedi. Bir süre gülümsemesine takılı kaldım. Olaylar beynimden film şeridi gibi akıp geçti. Gece onları kaldırmamla apar topar evden çıkmaları... Sabahın altısında eve getirdikleri kanlı beden... Neden hastaneye gitmediklerini anlamamıştım. Çocukları bir bahaneyle evden uzaklaştırmaları... Kimse görmemişti. Hanife teyze, Azad, ben ve Feza. Dört kişiydik.
Bekledim. Gün bitti, yeni bir gün ağardı. Bazen bir odaya geçip gizlice ağladım. Ben herhangi bir sokaktan geçerken bir cenaze görsem de ağlardım. Tanımadığım insanların kaybettiklerine ağlardım. İçim sıkılırdı. Sokakta yankılanan hıçkırık seslerine kulak tıkayamazdım. Ama orada yatan adam her şeyden önce babamdı. Sohbet ettiğim, birkaç gün öncesine kadar gülüp eğlendiğim insandı. Sarılmasına hiç karşılık vermiş miydim, günceme düşmedi. Kendime bir söz verdim. Bana bir kere daha sarılırsa ona karşılık verecektim. Kaybetme korkusu tüm benliğimi ele geçirmişti ve adeta iki haftalık tanıdığım insan için bir köşeye sinmiş gözyaşı döküyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Müphem Hayatlar
Fiksi RemajaBazen kurduğun hayallerden de zarar gelir. Unutma. Öz ailesine yıllar sonra kavuşan genç bir kızın hikayesi. Yıllarca bir çok acıdan muzdarip olan Sancak ailesinin öz kızlarını bulmasıyla bir araya gelen bir aile... Kızlarının bir anda yaşadığı hab...