İyi okumalar...
Evin içinde yankılanan zille kaşlarını çattı Taehyung. Birini beklemiyordu, Jimin de evde değildi ancak girişteki anahtarlıkta boş olan askı Jimin'in anahtarlarını aldığını gösteriyordu. Anahtarlarını unutmazdı çocuk ve kapıyı hiç çalmamıştı şimdiye dek. Kitapta kaldığı yere ayraç koyup yerinden kalktığında zil bir kez daha çalındı. Sorgulayan bir şekilde yürüdü dış kapıya. Açtığı an üzerine bir beden yığılmıştı.
"Jimin? Ne oldu?"
Hala kapının dışında bekleyen çocuk ellerini öne uzatıp Taehyung'un Jimin'i kaldırmasına yardım etmeye çalıştı ancak onu eliyle durdurdu Taehyung. Ev arkadaşını kendi taşıyabilirdi, tanımadığı birinin Jimin'i taşımak için bile olsa evine girmesine izin vermeyi düşünmüyordu doğrusu. Jimin'in dik durmasını sağladı bir şekilde. Tek kolunu yeniden düşmemesi adına onun beline sıkı sıkıya sardığında kapıda beklemeye devam eden çocuğa döndü.
"Jimin hyung içkiyi biraz fazla kaçırdı da, eve tek gelmesini istemedim." Taehyung başıyla onayladı onun açıklamasını. Jimin'in bir kolu Taehyung'un omzuna sarıldı o sırada. Karşısındaki çocuğun önce Jimin'i sonra Taehyung'u bulan bakışlarını fark etti uzun boylu.
"Teşekkürler eşlik ettiğin için. Taksiyle mi geldiniz? Vereyim taksi ücretini." O askıdaki ceketine cüzdanı için elini uzatırken çocuk elini kaldırdı.
"Gerek yok, içkileri de Jimin hyung almıştı zaten. Borcumu ödemiş oldum."
Gülümsedi Taehyung'un ifadesiz yüzüne rağmen. Taehyung o geriye doğru bir adım attığında onu içeri çağırmayı düşünmemişti, böyle şeylerde Jimin iyiydi. Misafir sevmezdi, hayatında düzenli gördüğü tek kişi Jimin'di ve arkadaşa pek ihtiyaç duymamıştı hayatında. Jimin'le aynı evi paylaşmıyor olsalar muhtemelen asla konuşmazlardı da. Onun aksine kısa boylu çocuğun arkadaşlıklarını işyeriyle sınırlı tutmasına rağmen misafirperver bir yapısı vardı, Taehyung'un annesi ziyaretlerine geldiğinde bunu oldukça iyi göstermişti.
"Taehyung?" Jimin yavaşça uyanmaya başlıyordu ve geri uyutulmalıydı. Onun evin girişine öylece kusma riskini alamazdı Taehyung. Bu nedenle hala girişte dikilen çocuğa çevirdi bakışlarını bir kez daha.
"Ben gitsem iyi olacak. Bu arada Jungkook ben." dedi elini tokalaşmak için uzatarak. Taehyung Jimin'i kendinden ayırmadan elini öne uzatmış, Jungkook'un el sıkışırken hafifçe öne eğilmesini izlemişti.
"Taehyung ben de, diyeceğim ama zaten..." Yavaş konuşması hızla bölündü.
"Zaten biliyorum." Afalladı bu cümleye, zaten az önce duydum demesini beklemişti onun. "Jimin hyung bahsetmişti ev arkadaşı olduğunuzdan. Tanıştığımıza memnun oldum Taehyungssi. İyi geceler."
Hafifçe eğilmiş ve merdivenlerden inmişti koşar adımlarla. Taehyung kapıyı kapatırken Jimin biraz daha sarıldı ev arkadaşının boynuna. Muhtemelen onu Taehyung'un taşıdığını bile algılayamıyordu zihni. Az önce biraz uyanmış, Taehyung'un yüzünü hayal meyal seçmiş ve adını öyle söylemişti. Kapıyı kapattıktan sonra Jimin'in ayakkabılarını çıkarmasını gerekiyordu ancak Jimin ayakta desteksiz duramazken bu pek mümkün değildi.
"Jimin?" Kısık bir sesle söylemişti adını. Çocuk onu yanıtsız bıraktı. Sesini biraz yükseltti, hala normal düzeyin altındaydı. "Jimin? Jimin, uyan." Gözleri aralandı Jimin'in. Dengesini bulabileceğini düşündü Taehyung. Bu yüzden bıraktı bedenini ancak yere kapaklanmadan yeniden kavramış, üstelik bu sefer mecburen kucağına almıştı çocuğu. Homurdanmasını engelleyemedi. "Çok güzel. Şimdi ayaklarının üzerinde bile duramıyorsun."
"Taehyung?" Sorarcasına söylediği ismi aslında mırıldanmaktan öteye gitmiyordu. Kısık koridor ışığında onu odasına taşıdı Taehyung. Midesi bulanmasın diye yavaş adımlarla gitmesi gerekiyordu çünkü Jimin çok içtiği zaman hareket ederse kusardı.
"Takside kusmadın değil mi?" diye sordu yavaş yavaş uyanıyor gibi görünen ev arkadaşına. Odaya girmişlerdi. Jimin kollarını onun boynuna sarıp omzuna başını koydu. Bu temas Taehyung için fazlaydı, yatağına daha çok mesafe var mıydı?
"Taehyungie." Aegyo yapan ses tonu Taehyung'un kaşlarını çatışıyla karşılık buldu. "Ben eve nasıl geldim? Beni sen mi aldın Taehyungie?" Onu yatağa bıraktı ancak boynundaki kollardan kurtulmak kolay olmamıştı.
"Jimin, uyu artık." Bileğini sıkıca saran parmaklarla bıkkınlığını gizlemeden konuşmuştu. "Jimin, bırak beni ve uyu artık."
"Beni eve sen getirdin, değil mi?" Başını iki yana salladı. Çünkü biliyordu, sarhoş Jimin soru sorarsa ve o cevaplanmazsa kalkıp kendini riske atacak şeyler yapmaktan kaçınmazdı, yürümeye çalışmak gibi.
"Seni eve Jungkook getirdi." dedi sokak lambalarının aydınlattığı yüze bakarken. Jimin'in kaşları çatıldı ancak gözleri tam açık bile değildi.
"Ah, öyle mi? Tanıştınız mı?" Sorusu çok da mantıksız değildi aslında, kapıyı açıp Jimin'i aldıktan sonra kısa bir teşekkürle çocuğun yüzüne kapatması Taehyung'dan oldukça beklenecek bir hareketti. Çocuğun girişken yapısı onu konuşmaya itmişti.
"Tanıştık, evet Jimin. Bitti mi soruların? Uyu artık, ben odama gidiyorum." Jimin elini kaldırdı tembel bir tavırla. Taehyung sabırla sıradaki soruyu bekledi. Onun kalkıp da kafasını bir yerlere vurmasını istemezdi.
"Peki bir şey soracağım." Sanki başından beri sormuyormuş gibi, diye düşündü Taehyung. Gözlerini devirdi, Jimin onu görmemişti.
"Sor Jimin, sor da gideyim artık." Pekala, gözlerini görmemiş olabilirdi ancak bıkkın ses tonunu net bir şekilde duyabilmişti sarhoşluğuna rağmen. Yüzünü asarken dudaklarını araladı. Uykusu gelmeye başlıyordu, Taehyung onun soramadan uyuyacağını bile düşündü. Uykunun kollarında çırpınan Jimin'den bir cümle duyuldu.
"Ben eve dönemesem beni almaya gelir miydin?" Taehyung başıyla onu onayladı sakince ancak çocuğun gözleri yumuluydu.
"Gelirdim." dedi tek yanıt buymuş gibi. Jimin dudaklarını şapırdattı bir kez, uyuklarken bunu yapma huyuna denk gelmişti diğeri daha önce. İşaret parmağı hafifçe havalandı yataktaki yerinden.
"Peki..." diye girdi son sorusuna. Sesi oldukça kısıktı. "Nerede olursam olayım, beni bulur muydun?" Taehyung yutkundu, sadece kısa bir anlık duraksattı bu onu. Jimin'in bir arabanın ışığıyla aydınlanan yüzüne baktı, ışık bir saniye içinde yok olmuştu. Nefesleri düzenli bir hale çok çabuk geçti çocuğun. Onun duyamayacağını bile bile soruyu yanıtladı uzun boylu.
"Bulurdum Jimin, nerede olursan ol seni bulurdum."
Hoşgeldin Jungkookie ^.^
Yorumlarınızı ve oylarınızı beklerim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
numb ~ vmin
Fanfiction"Ondan hoşlanıyorum." "Bu beni neden ilgilendiriyor?" "Senden başka anlatacak kimsem yok çünkü."