İyi okumalar...
"Aşkım? Çık artık duştan. Anlamıyorum hala ne yapıyorsun içeride ya?" Jimin ıslak saçlarını havluyla kurutarak otel odasına adımladı. Yüzünü buruşturup Taehyung'a bakmıştı.
"Ne varmış biraz keyif yaptıysam? Hemen söylenmeye başlıyorsun yaşlı amca gibi." Taehyung aynaya dönük yüzünü ona çevirdi.
"Sen bana yaşlı amca mı dedin?" Başıyla onayladı diğeri. "Ben miyim yaşlı amca? Göstereyim mi sana yaşlı amcayı?" Onun bir çırpıda kucaklamış, yatağa bırakmıştı.
"Ya tamam tamam. Dur, geç kalacağız bak." Boynunda gezinen dudaklarla mayışsa da onu itmek için bir çaba içerisindeydi. "Tae, ya dursana."
"Çok güzelsin, duramam ben."
Jimin'in kıkırtısıyla birlikte tok bir ses duyuldu odanın içinde. Kapıya hızlı hızlı vuruluşunun sesiydi bu. Taehyung çabucak kalkıp kapıya yönelirken Jimin de bornozunun önünü kapatmakla meşguldü.
"Hayır, zaten kim geldiyse... Doyeon?" Kız oturduğu bavuldan sırıtarak onu izliyordu, arkasında dikilen bir Jungkook'la birlikte.
"Surprise mothafucka!" Taehyung irileşen gözleriyle kuzeninin bağırışının yankılandığı koridoru kontrol ederken Jungkook başını geriye atarak içten bir kahkaha patlatmıştı.
"Komik mi Jungkook?" Mimarın dik bakışları üzerine kilitlenince sorunun muhatabı kendisi değilmiş gibi masum bir yüz ifadesi takındı çocuk. "Siz nereden çıktınız ya? Ayrıca annem hakkında söylediğin şeyi de anneme öteceğim en kısa zamanda, haberin olsun küçük hanım."
"Of Jimin bu ana kuzusu, evlenme sen bu enayiyle ya. Ben sana daha iyisini bulurum." Otel odasına bodoslama dalarken bornozluya doğru yürümüştü. "E bu duştan daha yeni çıkmış. Ya nikahınız yok mu sizin bir saat sonra? Hazırlansanıza be."
"Giyinecektim ben de şimdi Doyeon. Hoşgeldin." Jimin kızın gelişine hiç şaşırmamış gibi onu yanağından öptüğünde Taehyung kısık gözlerini onlara dikti.
"Jim?" Mırıldandı kısa boylu. "Bu iki şeytanın buraya gelişiyle senin kesin ve net bir ilgin var mı hayatım? Yoksa sosyal medyada otelin konumunu paylaştın da en mutlu günümüze sıçmaya mı geldiler?"
"Taehyung çok ayıp ama. Böyle şeyler söyleme." Suratı asılan Jimin'in yanındaki Doyeon da kuzenine döndü.
"Evet Jimin'in Taehyung'u, çok ayıp." demişti çocuksu bir sesle dudaklarını büzüp.
Onları buraya çağıran Jimin'di. Jungkook'u aramış, evleneceklerini söylemiş ve onun lafını öylece kesmesine izin vermişti. Çocuk bir çırpıda Doyeon'u alıp Amsterdam'a geleceğini dile getirdiğinde bunu gerçekten de bu kadar kısa sürede yapabileceğini düşünmemişti Jimin. Onun işlerini nasıl bu kadar çabuk toparladığı ve ne ara uçak biletiyle diğer tüm işlemleri hallettiği bir muammaydı. Yalnızca Taehyung'a değil, Jimin'e de sürpriz olmuştu bu geliş zamanlamasından dolayı. Jimin onların nikaha yetişemeyeceği gerçeğine tamamen ikna durumdaydı. İki adım atıp müstakbel eşine yaklaştı.
"Aşkım, sen istersen Jungkook'la Doyeon'u odalarına götür, ben de hemen giyineyim. Sonra da nikaha gidelim." Taehyung elleri onun belini sardı.
"Ben kalayım seninle, otel görevlisi miyim ben ya? Kendileri bulsun odalarını." Sevgilisi yargılayan bir bakış attı ona. Jungkook kapının yanındaki yerinde kıpırdandı.
"Sorun değil, size uğramadan otele giriş yaptık zaten. Koridorun öbür ucunda kalıyoruz." Doyeon'a baktı. "Hadi güzelim, üzerimizi değiştirelim biz de. Nikaha gecikmeyelim." Kız biraz daha kalıp kuzeni ve onun minik sevgilisiyle uğraşmayı sürdürebilirdi elbette, ancak kaçırmamaları gereken bir nikah vardı. Bu yüzden çocuğun elini tutup odadan çıkarken yalnızca Taehyung'a dil çıkardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
numb ~ vmin
Fanfiction"Ondan hoşlanıyorum." "Bu beni neden ilgilendiriyor?" "Senden başka anlatacak kimsem yok çünkü."