9. Telefon

850 84 44
                                    

İyi okumalar...


"Pek müsait değilim şu an. Bir şey mi oldu?" Hızlı konuşması Jimin'in kaşlarını kaldırmasına sebep oldu. Hoparlöre aldığı telefona eğildi Jimin.

"Akşam yemeğine gelecek misin diye soracaktım Tae. Bruncha gidip döneceksin sanıyordum." Taehyung'un sesli bir nefes verdiğini duydu.

"Jimin, gelemeyeceğim muhtemelen. Sen ye, beni bekleme. Çok işim var." Hesap sormak istemiyordu. Ama yemek hazırlamıştı. Taehyung giderken brunch biter bitmez döneceğini söylemişti üstelik. Kelimelerini tutamadı bu yüzden.

"Tae, nereden çıktı bu iş acaba? Bugün sadece brunch vardı diye hatırlıyorum. Yemek hazırlamıştım." Taehyung bıkkın bir sesle yanıtlamıştı.

"Evet, normalde yoktu. Ama müşteriyle çok hızlı anlaştık, direk çizime başladım. Jimin gerçekten çok işim var. Gelebiliyor olsam gelmez miyim eve? Seni kollarımın arasına almak..." Jimin gülümsemeye başlamıştı ki Taehyung'un cümlesi yarım kaldı. Arkadan bir kadın sesi duyuldu.

"Taehyung, kiminle konuşuyorsun? Bak çizimin söz verdiğin kadarı bitmezse bugün eve dönemezsin, burada benimle kalırsın." Tiz bir kahkaha eşlik etti üstü kapalı tehdidine. Taehyung boğazını temizlemiş, yanıt vermişti.

"Bitmek üzere aslında. Yani taslak yapabilirim demiştim size, taslağın son çizgilerindeyim." Bir süre sessizlik oldu. Ardından Taehyung konuştu yeniden. "Evet, bitti. Ben bunu size mail atayım. İnceleyin. Detayları daha sonra konuşalım, olur mu?" Jimin kadının yanıtını beklerken dudaklarını kemiriyordu.

"Ah, ama bana bunu anlatman gerekmiyor mu? Nereye neyi koyduğunu bilmezsem nasıl çizimi yorumlayabilirim ki?" Gözlerini devirdi, kadın da Taehyung da onu göremezdi ancak bu devirmesini engellemedi.

"Çizim zaten oldukça taslak. Ve odaların isimleriyle ölçülerini de çizime yazdım. Eğer bir sorunuz olursa bunu bir sonraki toplantımızda konuşuruz. İzninizle ben evime dönsem iyi olacak." Kadın yanıt verdiğinde sesi daha yakından geliyordu, bu da Taehyung'a yaklaştığının kanıtı olmalıydı. Jimin yumruğunu sıktı.

"Neden eve gitmek için bu kadar acele ediyorsun Taehyung? Tek yaşıyorsundur diye düşünmüştüm. Bir planın falan mı var?" Taehyung boğazını temizledi.

"Erkek arkadaşımla yaşıyorum. Beni yemeğe bekliyor, onu bekletmek istem... Huh?" Aniden kendi lafını kesişiyle Jimin kaşlarını çattı. Birkaç saniye sonra Taehyung'un sesi biraz daha yakından geliyordu. "Jim? Hayatım sen telefonu kapatmamış mıydın? Hala orada olduğunu fark etmemişim, üzgünüm. Geliyorum şimdi çıkıp." Bir sandalyenin çekiliş sesini duydu Jimin. Taehyung'un klasik ayakkabıları muhtemelen parke olan zeminde ses çıkarıyordu. Telefonu hala kapatmayan uzun boylunun bir sonraki hedefi kadındı. "Bayan Choi, çizimi az önce mailinize gönderdim. İyi akşamlar, görüşmek üzere."

"Tae?" diye seslendi Jimin kapı kapanış sesini duyduğunda. Taehyung'un sesi yankılanıyordu şimdi, otoparka inmiş olmalıydı.

"Efendim sevgilim?" Jimin'in nefesi kesildi. Buna alışabilecek miydi? Taehyung'un ilişkileri hakkında paniklemesine engel olmuştu ancak şimdi kendi panikliyorken onu kim durduracaktı? Sesli bir nefes aldı.

"Müşterine kiminle yaşıyorum dedin sen?" Taehyung kısa bir kahkaha attı.

"Zaten duyduğun bir şeyi mi soruyorsun bana şu an? Sevgilimle yaşıyorum dediğimi biliyorsun Jim. On beş dakikaya evdeyim sanırım. Dışarıdan istediğin bir şey var mı?" Telefonu araca bağlamış olmalıydı zira arabanın motorunun çalışma sesi geliyordu.

"Var." derken sesi oldukça sakindi Jimin'in. Sustuğunda Taehyung onun bu drama yaratma olaylarını çok sevdiğini biliyordu.

"Ne istiyorsun? Alayım gelirken." Jimin kıkırdadı, Taehyung'un bu kıkırtıya nasıl bir yüz ifadesi sergilediğini hayal edebiliyordu. "Hayatım?"

numb ~ vminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin