İyi okumalar...
"Ah, uyanmışsın. Dün gece sabahladın sanıyordum." Yavaş adımlarla salona girerken masayı hazırlayan Taehyung'a bakmıştı Jimin. Taehyung ona bir bakış atıp yeniden mutfak tezgahına, kahve makinesinin önüne geçti.
"Süt?" diye sormuştu elindeki fincanı göstererek. Jimin saçlarını karıştırdı ve başını iki yana salladı. Bu Taehyung'u şaşırtmıştı, genelde de sormazdı zaten bunu. Kısa boylu hep sütlü içerdi kahvesini ancak şimdi garip bir şekilde süt istememişti. Sade kahveyi ona uzattı.
"Gece az uyudum, sütlü kahve beni yeterince uyandırmaz." diye yanıtladı onun aklında dönen soruları Jimin. Şimdi dikkatini çekmişti, dışarı çıkmak için hazırlanmış gibi görünüyordu. "Jungkook'la buluşacağım." dedi kıyafetlerini süzen ev arkadaşına.
Taehyung bir yanıt vermedi, Jimin de bir yanıt beklemedi. Ağzına hazırlanan cumartesi kahvaltısından birkaç parça atıp kahvesini kafasına dikmiş, ani kafein yoğunluğuyla dönen başını bir kaşık daha pirinç yiyerek dizginlemeye çalışmıştı. Ayaklanırken hala lokmasını çiğniyordu. Kötü hissetmesini engelleyemedi, Taehyung çok sık yemek hazırlayacak vakti bulamazdı ve o böyle özenmişken çekip gitmek düşündürüyordu. Ancak Taehyung buna takılacak değildi. Dünyanın en rahat ve umursamaz insanı olabilirdi ev arkadaşı. Bu tarz şeylerde işine geliyordu doğrusu.
Salonun ortasındaki kağıt yığınını görünce dikkati oraya yöneldi. Büyük kağıtta dün çok dikkatle bakmadığı ancak aklında olan çizimden daha farklı bir çizim vardı ve açık laptopun ekranındaki de onun üç boyutlu haliydi. Taehyung tasarımı değiştirmiş olmalıydı. Topak halde halının her yerinde bulunan kağıtlarsa onun gerçekten çok çalıştığının göstergesiydi. Dikkatinin orada olduğunu fark eden Taehyung dudaklarını araladı.
"Sabahladım ve bunu doğrudan müşteriye göndermeyi düşünüyorum." Kaşlarını kaldırırken Taehyung'a bakmıştı Jimin. Uzun boylu omuz silkti. "Patronumdan daha iyi olduğumu söylemedin mi? Onlara da bunu göstereceğim."
"Önce ona yollamadığın için seni kovmaz mı?" Kahküllerini düzeltti Taehyung usulca.
"Bu kadar para getirecek bir müşteriyi bunun dışında bir projeyle elinde tutamaz. Ayrıca kovsa bile umrumda değil, başka bir yerden çoktan teklif aldım."
Bilmiyordu. Taehyung için şaşılacak bir durum değildi, nerede çalıştığını güvenlik sebeplerinden dolayı, işte başına bir şey gelirse acil durum numarası ev arkadaşıydı, Jimin biliyordu ancak çok büyük bir stres yaşamadığı sürece ona iş ortamını yansıtmazdı. Aldığı teklifi de bulunduğu yerden ayrılmadan söylemek aklından geçmemişti belli ki.
Öte yandan tavsiyesini dinlemesinin hoşuna gitmediğini iddia edemezdi Jimin. Ona daha iyi olduğunu göstermesini söylemişti ve Taehyung bunu şimdi kadının fikrini bile sormayarak uyguluyordu. Ters tepmeyeceğini biliyordu kısa boylu. Kadın kızacaktı ama Kim Taehyung işini hiçbir zaman riske atmamıştı. Hayatta risk almaya Jimin'e oranla çok daha mesafeliydi, üstelik Jimin toplantılara yarım saat erken gidecek kadar garantici biriyken bu devasa bir düzeydi.
"Güzel görünüyor, diğerine çok dikkat edememiştim ama baştan aşağı değiştirdin mi sanki tasarımı?"
Tepkisiz biri olan adam arada bir de olsa duygu belirtisi gösterebiliyordu. Bu genellikle öfkeydi gerçi ancak şimdi biraz da olsa heyecanlandığını fark etti Jimin onun. Kağıtlardan en üsttekini elinde tutan Jimin'e doğru neredeyse koşmuş, kağıttaki çizimi işaret etmişti.
"Değiştirdim. Diğerinin üzerinde oynama yapacaktım. Sonra söylediklerin aklıma geldi." Jimin söylediklerinin hangi birinin tasarımı komple değiştir anlamında olduğunu bilmiyordu. Sorgulayan gözlerle dibindeki adamın keskin yüz hatlarını izledi. Taehyung onun anlamadığını görünce devam etti konuşmasına. "Başka bir açıdan bak dedin. Arsaya hep belirli bir açıdan bakıyordum çünkü neredeyse uçurumun kenarında, o boşluğu hesap etmeden duramadım ve kendimi uçurum olan tarafla kısıtladım. Baksana, uçurum var ama evin oraya uzanan bir terası da var."
Jimin hayranlıkla bakıyordu. Çizime böyle baksaydı doğru bir ifade olurdu ancak ev arkadaşının yüzündeki heyecan ve hevesin onda hayranlık uyandırması bir ilkti. Kim Taehyung beş yılın ardından gerçekten bir insana dönüşmeye başlıyordu sanki. Öfkenin peşi sıra heyecan gelmişti. Mutlu olacağı günleri görebilecek miydi? Belki de kahkahasını duyardı, kim bilir? Aklındaki düşünceler onu gülümsettiğinde sorgulayan bakışları atan taraf Taehyung olmuştu. O sırada Jimin'in telefonunun zil sesi yankılandı evin içinde. Ekranda yazan ismi görebiliyordu Taehyung.
"Hey, selam." Kısa bir süre karşı tarafı dinledi. "Tamam, çıkıyorum ben de şimdi." Gözlerini hala dibinde duran Taehyung'a dikti ama o kağıttaki çizime bakıyordu. "Gelmene gerek yok. Orada buluşuruz." Koyu renk gözler yüzünü buldu. Telefonu kapatıp evden çıkmalıydı. "Görüşürüz Kook."
"Çıkıyorsun sanırım." Bir homurtudan ibaretti, üstelik Jimin eğer kafasında kurmuyorsa biraz da sitem içeriyordu ses tonu. Gitmemesini mi istiyordu şimdi de? Kim Taehyung duygularını yeni edinmiş bir varlık gibi gerçekten nasıl gizleyeceğini bilemez hale gelmişti.
"Evet, Jungkook'la buluşacağım demiştim ya." Başıyla onayladı onu uzun boylu. "Her neyse, ben gideyim. Çizim çok iyi Taehyung. Keşke böyle bir evimiz olsa bizim de. Özellikle teras detayına bayıldım. Müşteri bunu almazsa kendi kaybeder, inan bana."
Övgülerini sanki hiç acelesi yokmuşçasına yavaşça sıralamış, ardından gitmek üzere adım atmaya teşebbüs etmişti. Omzuna sarılan kolla teşebbüsü yarıda kaldı. Taehyung'un sağ eli Jimin'in sağ koluna dokunmuş ve ince bedenini kendine yaklaştırmıştı. Sarılacak mıydı? Sanmıyordu, yani bu açıdan sarılamazdı sonuçta. Soracağı sırada yanağında bir temas hissetti. Uzun boylu adam kırmızı, yumuşak dudaklarını Jimin'in yanağına iki saniyeliğine dokundurup tamamen geri çekilmişti. Yanağına avcunu yaslama dürtüsüne zor engel oldu Jimin.
"Teşekkür ederim." Bu seferki mırıltısı daha yumuşaktı. Diğeri onunla göz göze geldi. "Sen olmasan bunu çizemezdim. Desteğin için teşekkür ederim. Ve eğer ileride böyle bir arsan olursa, evini ben çizeceğim."
Evimiz dememişti ve bu Jimin'e garip geldi. Beş yıl öncesinde kim olduğunu bile bilmediği ev arkadaşıyla bir gün yolları elbet ayrılacaktı ancak bunun üzerine düşünmemişti bile. Şimdi Taehyung onun kendisinden bağımsız geleceği hakkında bir söz verirken bu Jimin'in kalbinde bir sızı yarattı. Çünkü biliyordu, ikisi de kimseyle birbirleriyle olduğu kadar huzur içinde ve rahat yaşayamayacaktı.
Öpücük?
Yorumlarınızı ve oylarınızı beklerim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
numb ~ vmin
Fanfiction"Ondan hoşlanıyorum." "Bu beni neden ilgilendiriyor?" "Senden başka anlatacak kimsem yok çünkü."