16. Bar

530 49 23
                                    

İyi okumalar...


"Yemin ederim bak bağıracağım imdat diye ama!" Jimin üstünde transparan bir gömlek ve siyah skinny pantolonla salona girdiğinde arkasında Doyeon vardı. Kırmızı mini elbiseli kızı umursamadan Jimin'e dikilmişti mutfak tezgahına yaslı bedenin bakışları.

"Jim? Nereye böyle hayatım?" Koyu renk göğüs uçlarından birine kaydı gözü konuşurken. Jimin panikle kollarını önünde çapraz hale getirmişti.

"Ya bu kuzenin olacak şeytan beni zorla bara götürüyor. Tae kurtarsana beni, lütfen." Taehyung kaşlarını çattı.

"Benim bu akşam Jimin'le planım var Doyeon. Kabul ederken unutmuş olmalı." Kız Taehyung'a yönelen adamı iteklemiş, kuzeninin karşısına dikilmişti.

"Ne planın varsa kuzeninin onurundan, gururundan önce gelmiyordur herhalde." Taehyung'un yanıtı hem sözlü hem fizikseldi ve hızlıydı. Jimin'i tek hamlede yanına çekerken homurdanmıştı.

"Senin onurunu, gururunu kim incitebildi acaba? Gidip sevgilinle buluşsana sen." Doyeon surat asınca sorunun kaynağını anlamıştı. O velet, Taehyung Jimin'le aralarındaki başlangıçtan ötürü ona velet demekten vazgeçmemişti, kuzeninin canını acıtacak bir şey yapmıştı. "Ne yaptı sana?" derken küçüklüklerindeki korumacı abi ses tonunu kullanmaktan kaçınmadı.

"Ya bir şey yapmadı. Yani yaptı ama yapmadı. Bana zaman ayırmıyor. En çok bana zaman ayırması gerekmez mi? Benim gibi kızı bulup nasıl garanti görebilir?" Jimin başını arkaya atarak bir kahkaha patlattı. Bozulan dengesini sevgilisi sağlamıştı.

"Ya seni kim garanti görsün be? Çocuk çalışıyor, o yüzden zaman ayıramıyordur sana." Doyeon'un gözleri kısıldı. Cümlelerine bir itiraz geleceğinden emindi Jimin.

"Çalışmasın mı diyorum ben? Tabi ki çalışacak. Ama yani üç gece üst üste arkadaşlarıyla içmeye gidiyorsa benim de biricik kankamla alemlere akmamı normal karşılamalı, değil mi?" Yüzündeki korkulu ifadeyle Taehyung'un kolunu tutmuştu sözlerin muhatabı.

"Gerçekten bu kız beni kötü emellerine başrol yapacak. Lütfen ama lütfen bırakma beni." Doyeon onun abartılı tavrına yüzünü buruşturdu.

"Ben buradayken sen başrol olabilir misin sence? Ağlama boşu boşuna, benimle geliyorsun. He ama eve başka bir adam getirmemi falan istiyordur canım kuzenim, o zaman tabi ki seni kanatları altına alıp bırakmasın." Taehyung'un Jimin'in alnını öpüşü ve onu Doyeon'a doğru hafifçe itekleyişi oldukça hızlıydı.

"Eve başka biri gelmesin diye beni feda mı ediyorsun sen?" İnanamaz bir ses tonu barındırıyordu Jimin'in sorusu. Sevgilisi mahcup bir gülümsemeden fazlasını vermemişti. "Beni elin heriflerinin kucağına oturtursa görürsün sen."

"Pekala, bu konuyu fazla uzattınız. Ben de geliyorum sizinle." Doyeon ellerini kaldırıp odasına yönelen kuzenini durdurdu.

"Hayır, olmaz. Jungkook gelecek birazdan. Senin o köpeğe Doyeon içmeye gitti demen ve mekan adı vermen lazım." Taehyung gözlerini kıstı.

"Böyle bir fikrin olduğunu tahmin etmeliydim ya. Hayır, ben sevgilimi seninle yalnız göndermem ruh hastası. İzin veremem buna, Jimin'ime kıyamam."

***

"Ne oldu? Kıyamıyordu sana." Jimin birasından büyük bir yudum alıp Doyeon'a baktı.

"İşi çıkmasa, o şeytan patronu aramasa gayet de gelecekti benim sevgilim. Tanıyor kuzenini, haklı tabi." Doyeon'un kaşları havalanmıştı.

"Nesi varmış buranın?" Jimin inanamayan bir ifadeyle bakmıştı kıza.

Öncelikle sahneye benzer yükseltideki direklerden başlayabilirdi, girdikleri an bu direkleri görmüştü. Yaklaşık beş dakika sonra müziğin değişmesi ve direklere doğru yürüyen erkek dansçılarla Jimin ortamın hoşlanmayacağı bir yöne gittiğini anlamıştı. Üzerindeki transparan gömlek onun da bir dansçı gibi görünmesine neden olurken kendisini bulan bakışlardan sakınmak için bara yaslanmayı tercih etmişti. İçmediği zamanlarda kollarını göğsünde bağlayıp transparan görüntüyü yok etse de ellerini aralıksız çekiştiren kız sürekli yeni bir gözün Jimin'i bulmasını sağlıyordu. Karanlık mekandan çıkmak istemişti ancak Doyeon burada kalma taraftarıydı işte. Jungkook gelecekse bunun çok daha hızlı olmasını umarken buldu kendini. Telefonu titrediğinde gözlerini ekrana çevirdi. Sevgilisi içini rahatlatan mesajı atmıştı, Jeon Jungkook kapısına gittiği evden hışımla ayrılmıştı. Trafikle on beş dakikada ulaşmıştı Jimin ve Doyeon buraya. Onun gelişinin beş dakika bile sürebileceğini düşünüyordu ki baktığı kapıda iri bir beden belirdi.

numb ~ vminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin