Bu bölüm uyarı(!) içermektedir.
İyi okumalar...
"Güzelim?" Sokak kapısını kapatırken görünürde olmayan adama seslendi Taehyung. Tek katlı evde Jimin'in olabileceği üç yer vardı. Biri gözünün önündeki mutfakla birleşik olan salon, ki Jimin burada olmadığı için ona seslenmişti. Bir diğer seçenek terastı, Jimin geniş pencerelerin ötesinde de görünmüyordu. Yatak odasına doğru yönelirken bir kez daha araladı dudaklarını Taehyung. "Hayatım?"
"Taehyung gelme!" Kaşlarını çatarken kapalı kapının önünde duraksadı. Eli kapı koluna değmişti ki Jimin tekrar bağırdı. "Gelme diyorum Taehyung!"
"Neler oluyor? Hayatım iyi misin sen?" Elini çekmedi. Her an kapı kolunu indirmeye hazır bekliyordu.
"İyiyim, bir şeyle uğraşıyorum gelme!" Onu dinlemeyi seçip alanına saygı duyabilir ve uğraştığı şeyi daha sonra öğrenebilirdi. En azından Jimin'in yıllardır tanıdığı Taehyung böyle yapardı. Ama biricik soğuk nevalesini meraklı bir çocuğa çevirmek kısmen bir hataydı.
"Neyle uğraşıyor olabil... Jimin?" Odanın içine dağılmış eşyalar, belki yerdeki beyaz halıda koca bir şarap lekesi ya da bayılarak aldığı gece lambasının parçalarını görmeyi bekliyordu. Kesinlikle gördüğü şey tahminlerinin arasında yoktu.
"Ya sana gelme dedim değil mi? Neden geldin?" Yataktaki bedene kaşlarını çatarak baktı.
"Bu ne hal ya? Ne o?" Hafifçe eğilmişti ancak Jimin onun görüşünü kapatmak için yerinde yuvarlandı.
"Ah!" Ani bağırışı Taehyung'un endişeyle adımlamasına sebep oldu. "Ya gelmesene be adam!"
"Ne yapacağımı şaşırdım ya!" demişti Taehyung da sesini dizginleyemezken. "Jimin ne yapıyorsun Tanrı aşkına? Nereden çıktı bu? Delireceğim ya!"
"Bağırma bana!" diye karşılık verdi Jimin yüzünü buruştururken. Canı acıyormuş gibi görünüyordu. Taehyung onun acıyla kapanan gözlerini yatağa yaklaşmak için bir fırsat olarak kullandı.
"Bebeğim, tamam. Bağırmıyorum. Şimdi sorunun ne olduğunu söylemek ister misin? Bu duruma nasıl geldin acaba?" Kısa boylu yarı oturur halinde biraz kıpırdandı. Dişlerinin arasından acıyla bir tıslama çıktı.
"Çıkaramadım." diye fısıldadı. Taehyung onu daha iyi duyabilmek için yüzünü Jimin'e yaklaştırmıştı. "Sadece denemek istedim. Ama çıkaramadım, acıyor." Onun boşlukta sallanan elini kavradı adam.
"Benim çıkarmamı ister misin güzelim? Hm?" Jimin yavaş bir baş onayı verdi. Sevgilisinin onu hafifçe tutmasına, yatakta yüz üstü konuma getirmesine izin verdi. "Bacaklarını uzatabilir misin yoksa dizlerini bükünce mi daha rah..." Jimin hızla onun sözünü böldü.
"Uzatırım." Nazik elleri Jimin'in bacaklarını yavaşça birbirinden uzaklaştırdı. Siyah cismi çıkarmak için Jimin kendini kasmamalıydı, kasarsa canının çok daha fazla yanacağını biliyordu.
"Kendini kasma, olur mu bebeğim?" Yalnızca yarım santim kadar çekmişti ki yatan adam hem kendini kasmış hem de sinirle söylenmişti.
"Kondono kosmo olor mo? Çok kolaydı ya çünkü." Uzun boylu onun beyaz kalçasına bir öpücük bıraktı. Jimin istemsizce bedenini gevşetmiş ve diğerinin tek bir hamlede yuvarlak cismi çıkarmasını sağlamıştı. "Ah, şükürler olsun. Ne kadar zamandır bununla uğraşıyordum biliyor musun?"
"Bilmiyorum ama ondan daha çok merak ettiğim bir şey var." Jimin ona yattığı yerde bakarken kaşlarını kaldırdı. "Hayatım bu nereden çıktı tam olarak? Çünkü ben erotik shopa falan gittiğimizi hiç hatırlamıyorum da. Yani senin böyle fantezilerin var mıydı?" Elindeki top benzeri plastiği havada sallarken Jimin'den dizine bir tokat yemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
numb ~ vmin
Fanfiction"Ondan hoşlanıyorum." "Bu beni neden ilgilendiriyor?" "Senden başka anlatacak kimsem yok çünkü."