Kurtuluş

66 11 7
                                    

Bu davete icabet edemem

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bu davete icabet edemem. Kendi iyiliğim için uzak durmalıyım samimiyetsiz ve kalabalık aile buluşmalarından. Hem diyelim ki gittim, neler olacağı tahmin edilebilir değil mi? Gülümsemeleri gerçeklik barındırmamasına rağmen hunharca birbirlerine sunacaklar. Hiç tahammül edemem sahteliğe. Varsaysam ki içtenlikle tebessüm ettiler ve cevap olarak ''iyiyim'' kelimesini onlarca kişiden duyup durduğumuz o sıkıcı nasılsın faslı da sona erdi. Sırada karşılarındakinin hayatına fütursuzca müdahale etmekten çekinmedikleri ve çok ihtiyaç varmış gibi bilgelikle akıl verdikleri süreç olmayacak mı sanki! İnsan neden bir başkasının tercihlerine, fikirlerine ve seçimlerine müdahale eder. Hele burun kıvırır gibi nerede bir negatif yön varsa dile getirip sonra ''...ama olsun olsun, hayırlısı.'' demeleri yok mu!

İşte o anlarda ''Ne çok biliyor, ne çok konuşuyor ve ne çok karışıyorsunuz başkalarına; o hayatı yaşayacak olan ve tercihlerden etkilenecek olan sizmişsiniz gibi. Ama olsun olsun, hayırlısı, sizin de huyunuz bu herhalde!'' diyesim geliyor.

Bunlarla kalsa yine iyi. Daha orada olmayan kimlerin hayatından konuşulacak! Milletin derdi yine bizimkileri saracak. Gıybetin ne müthiş bir günah olduğunu bilip son derece rahatsız edici bulduğumdan, konuyu kapatmak için çırpınacak ve sohbete başka bir yön vermeyi deneyeceğim. Lakin bir fayda sağlamayacak hiçbiri. Çünkü bir başkasının hayatını uzaktan evirip çevirip yorumlamak çok tatlı geliyor. Oysa onların aksine ben, kendimde beni ilgilendirmeyen durumlardan bahsetme yetkisi bulamam. Başkaları neden ve nasıl bulur, şaşırırım. Dedikodu alıp başını giderken bir hışım kalkıp orayı terk etmek isterim. Çünkü yüzlerine karşı ''Yeter artık, susun!'' diye açık açık bağıramam. Yaparsam ben kötü olurum çünkü.

Gitsem de az dursam, bu fasılların hiçbirine şahit olmayacak kadar az. Nasıl olur acep? Yok yok, kötü bir fikir! Kapıdan girdiğim andan beri en az iki kişinin sürekli her şeyden şikayet etmelerini dinlemek zorunda kalacağım. Asla bir şeyden memnun kalmayan, en iyisini kendilerinin bildiğini ve yaptığını düşünen, huzursuzluk veren, yakınmaları bitmeyen, etrafa karışıp duran huysuz insanlardır bunlar. Kulaklarımı söylenmelerine tıkasam da bir zaman sonra dayanamam. Kaçıp gidesim gelir. Oysa güzel şeyler duymak istiyorum; iyi bahisler açılsın, havada uçuşan teşekkür, övgü ve takdirlerle huzurlu anlar yaşansın. Kimsenin bir an bile bunalmayıp kıymetli hissettiği saatler kovalasın birbirini. Fakat hayır, imkansız.

Tahammülüm kalmadı artık. Tek bir boğucu sözcüğü, düşünmeden söylenmiş lafı ve yapmacık mimiği dahi kaldıramam. Kalbim çok yorgun. Yalnız kalmak istiyorum. Bu saydıklarımın hepsi olmayacak olsa bile o davete gidemem, hepsi bu. En iyisi kitabıma dönmek. Kafamın içinde yaşamaya devam etmek.

12.9.21

21

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
kuyuya düştüysen eğerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin