İçimde biriken sözcükler var. Hepsi bir kalemin mürekkebine akıp satır satır taşma yarışında. Lakin kalem tıkanmış.
Hikayeler yazayım istiyorum. Derinlerde hissedilen aşklar, sevdalar, sevgiler, acılar, hüzünler... Hayata dair çok şeyi cümlelere dökeyim istiyorum. Kimisi benden olsun. Ama bilinmesin. Kimisi hayal perdeleri arasından sıyrılıp gelsin. Düşüşlerimi temsilen düşüşler işleyeyim hikayelere. Nenemin tülbent uçlarına özenle işlediği oyalar gibi. İnce ince... Sevdalarımı ve hasretlerimi temsilen aşklar dokuyayım karanlık bir kış gecesinde. Ona sarılıp uyusun kaldırım çocukları. Tereddütlerimi koyayım tam ortasına. Umutlarımı sonra. Dalına tutunmayı başaran bir yapraktan bahsedeyim. Hayallerimi, beklentilerimi, yorgunluklarımı, düşlerimi katayım içine. Uzansın bir dost eli.
Gecelerimi, gündüzlerimi yazayım. Kandiller asılsın gökkubbeye. Bulutlar renkten renge girsin gün batımlarında. Yağmur altında yürüyüşümü yazayım. Damlacıklar yüzüme yüzüme düşsün. Ben yola devam edeyim.
Dünü yazayım. Bugünü. Yarını. Seni yazayım.
Ama olmuyor. Kelimelerim yorgun gibi. Şairin 'Anlatamıyorum' dediği hâldeyim. Zaman geçiyor. Günler birbirinin aynı. Yokum sanki. Hayatımı benim yerime yaşayan kim? Ben rüzgarda savrulup giderken duygularımı çalan kim?