Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
- abla, çocuklar kaç kurşunla ölür? Bir kurşunla mı iki kurşunla mı? - Çocuklar kurşunla ölmemeli... Başı boş, avare, dolanarak saplanacak bir masum gövde aramamalı kurşunlar. Gönlümüzün acıyla kıvranması durmalı. Yoruldum ben, tut ellerimden. Ufukta batan güneşi sun gözlerime, Okuduğum satırlar ışıklansın. Renkli bulutları saçlarıma tak, Yıldızları avuçlarıma bırak, Ay'ı ver kollarıma Bir anne şefkatiyle kucaklayayım Ve hafiflesin uzaklara hasretimiz. Sırtımı şu heybetli dağlara yaslamalıyım Âsım Ayakta duracak gücüm kalmadı. Kuru, ince bir dal gibi kırıldım, Göç etti kuşlar parmak uçlarımdan. Rüzgarın nazlı söğütü ahenkle dalgalandırması gibi Girift saçlarımı okşa Âsım. Kelimeler beni terk etti güzün Sadece sussak bile yanımda bekle. İstersen konuş, dinlerim, Esir olana dek kar tanelerine... Ruhumda bir soğuk yayıldığı vakit, Göz kapaklarım kapanırken ağır ağır, Bir titreme vurunca yeryüzüne, Sarsılırken omuzlarım depremlerden hallice Ve yankı bulurken esaret çığlıkları Yüz çevirdiğim acı katlanılamaz olduğunda Elimi tutmana ihtiyacım var. Yağmur bir tufana dönüşüp sabrımı yuttuğunda Benimle birlikte ıslanmana, Son günahım da affolunana dek ağlamaya, Merhamet dolu çocuksu bakışlarına, Gücünü imanından alan sarsılmaz duruşlara, Sabahları selamlayan pembe çiçekli ağaca, Birbirine habersizce edilen samimi dualara, Hureyre'nin kucağında yatan Zârif'e, Ömürlük bir dostun tebessümüne, Babamın gülüşüne, Yeniden dirilişe, Yusuf'un müjdeli rüyasına Bir de sana...
Ki kurşun yarası gibi taşımayayım bu şiiri...
kurşun yarası gibi taşıyorum bu şiiri.
22 Kasım 2022 Salı
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.