21.Bölüm

19.3K 962 40
                                    

Düşes Abigail MacLennan, artık genç olmadığını iliklerine kadar hissediyordu. Uzun araba yolculuğu onu eskisinden çok daha fazla yorarken düşünceleri de ruhunu yoruyordu. Adeta kaçmıştı yaşlı düşes. Birinin canını aldığını görmeye katlanamazdı.

Denize komşu olan evlerine yaklaştığını,arabaya dolmaya başlayan deniz kokusundan anlayabiliyordu düşes. Önceden çok sevdiği bu koku, düşüncelerini yatıştırmaya yetmiyordu. Araba sarsıla sarsıla büyük evin sınırları içine girerken en azından rahatlamıştı. Kapıyı açıp çok sevdiği eve baktı. Yaşlı dükü deniz havası rahatsız ettiği için yıllardır gelememişti. Kocasının ölümünden sonra da içinden gelmemişti. Şimdi arabadan inip bu taştan yapılma büyük eve bakarken gülümsemesini bastıramadı. Hizmetçileri önden gidip kapıyı açarken manzaranın tadını çıkararak içeriye doğru adım attı ve kapıda kalakaldı çünkü içerideki kadın da benzer bir şaşkınlıkla ona bakıyordu. Otuzlu yaşlarda olduğunu tahmin ettiği kadın, ondan önce toparlanarak eğilip reverans yaptı. Yaşlı düşese bu kadın çok tanıdık gelse de yoğun düşünceleri bu durumu deşmesini önledi.

Kadına doğru ilerledi. Eski, sade ama temiz kıyafetlerine bakarak evin kahyası olduğunu düşündüğü kadına ilerledi.

‘’Odam hazırlandı mı?’’

Kadın şaşkın görünüyordu. Hatta hayatında ikinci kez bu kadar şaşırıyordu ancak Roy MacLennan ile yaptığı konuşma aklına geldi ve başını yere eğdi ve saygılı bir ses tonuyla ‘’Evet,efendim’’ diyebildi sadece. Kelimeler boğazında düğümlendi. Düşes memnun olmuştu. Kahyasının adını öğrenmek istedi ve kadının verdiği cevap duraksamasına neden oldu.

‘’Madeline.’’

*

Kenneth, Yvonne’u Isobel’e bırakıp yanından ayrılmıştı. Genç kızın iyi olduğuna emindi artık. Şimdi asıl suçluyu bulma zamanıydı. Roy’un da araştırdığını öğrenmişti adamlarından. Kardeşini yanına çağırtıp adamlarının raporlarına bakmaya başladı. En çok nöbetçilerin söyledikleri dikkatini çekmişti. Mairi’nin bir adamı karşılayıp nöbetçilerin sorgusuna izin vermeden içeri alması, görülmüş bir şey değildi. Mairi’nin, annesinin sadık hizmetkarı olduğunu bildiği için içine bir sıkıntının çökmesine neden olmuştu. Bu senaryoyu daha önce gördüğünü haykırıyordu zihni. Kafasını elleri arasına alıp kendini düşünmeye zorladı. Ne zaman görmüştü bunu?

Tam o sırada Roy içeri girdi. Genç adamın yüzündeki sert ifade, Kenneth’ın hemen dikkatini çekmişti. Roy’u sık sık bu kadar sinirli görmüyordu.

Buz mavisi gözlerini dikip ona bakarken kardeşinin konuşmasını bekledi. Kelimelerle arası hiçbir zaman iyi olmamıştı zaten.  Roy ise bu sessiz emri anlayacak kadar tanıyordu ağabeyini. Gerçi buz mavisi gözlerini kime dikse içinde ne var ne yoksa dökme isteği uyandırıyordu.

‘’Anlatacaklarım var.’’

Kenneth,kaşlarını çatıp onu dinlemeye başladı. Kardeşinin bariz sıkıntılı ses tonu bile şüphelerini doğrular nitelikteydi. Bu işin ucu çok kötü bir yere gidiyordu.

Roy, derin bir nefes aldı. Söyleyeceklerini ağabeyine kabul ettirmenin zor olacağını biliyordu.

‘’Zindandaki kız suçlu değil.’’

‘’Şimdi iyi davranmanın sırası değil,Roy.’’

‘’Kızla konuştum. Suçu üstlenmezse ailesini öldürmekle tehdit etmişler.’’

‘’Sen de buna inandın mı?’’

‘’Hayır. Aslına bakarsan Sophia’ya da inanmadım ama bu, araştırmamıza gerek olmadığı anlamına gelmiyor.’’

Kalbin ArzusuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin