Yaşlı kadın aynı anda öfke, hayal kırıklığı ve üzüntüyü hissetti. Duygularının yoğunluğu, onu ezip geçerken cevabını duymaktan korktuğu soruyu sordu.
''Hangi sıfatla? Artık ailemizden değil.''
Kenneth, tartışmaya yer bırakmayan bir ifadeyle baktı annesine. Kararının sorgulanamaz olduğunu göstermek istercesine baktı ve ''Yeni Düşes MacLennan sıfatıyla.''
Yaşlı kadın, duymaktan en çok korktuğu cümlenin oğlunun ağzından çıkmasıyla dizlerinin titremeye başladığını hissetmişti. Hiddetle bağırdı oğluna.
''Sen ne dediğinin farkında mısın,Kenneth?''
Kenneth, tüm ciddiyetiyle annesine baktı. ''Kesinlikle farkındayım. Yıllardır söylediğin gibi, artık evlenme vaktim geldi.''
Düşes bir umutla Kenneth'a baktı. Bunun büyük bir şaka olduğuna dair izler aradı onun yüzünde ancak bulamadığında dizleri onu daha fazla taşımadı. Arkasındaki koltuğa bedenini bırakırken bunun nasıl başına gelmiş olabileceğini düşünüyordu. Nasıl buna izin verebilmişti? Onun düşes oluşuna nasıl dayanabilirdi?
Kenneth, annesinin ifadesini dikkatlice inceliyordu. Kadının yüzünü önce derin bir üzüntü kaplamıştı. Bu hüzün, yerini kısa sürede güçlü bir öfkeye bırakmıştı. Onu bu kalede tutamayacağını fark etti üzülerek. Her şeyiyle babasına benzemesine rağmen inadını annesinden almıştı ve annesinin, kalede kalırsa Yvonne'u öldürmeden durmayacağını biliyordu.
Düşes ise oğlunu tartmaktaydı. Onu Yvonne'dan konuşarak soğutamayacağının farkına varmıştı. Daha fazlası gerekiyordu. Düşes, akıllı bir kadındı ve Yvonne'u bizzat Kenneth'a öldürtmeyi başarabilirdi. Kafasında çarklar dönerken sakinleşti ve oğluna sonsuz bir dinginlikle baktı. Sesini sakin ve sevecen tutmaya çalışarak ''Sen uygun bulduysan bana laf düşmez,oğlum.'' Dedi.
Kenneth'ı kaşları hayretle kalktı. Kesinlikle bunu beklemiyordu. Dikkatli olmayı kendine yeniden hatırlatarak annesine gülümsedi. Sonra yeniden ciddileşerek ''Nikaha katılabilirsin istersen.'' dedi annesinin yüzünü inceleyerek. Yaşlı kadının ifadesinde pek bir değişiklik olmamıştı ancak Kenneth o anlık iğrenme ifadesini yakalamıştı.
Düşes ise ''Çok isterim. '' demekle yetindi.
''Bir hafta sonra nikah kıyılacak.'' Dedi sert bir sesle Kenneth.
Düşes inlememek için kendini zor tuttu. Bir hafta sonra ünvanı bile o fahişeye ait olacaktı. Alacağı intikamı düşünerek yutkundu ve ''Anlıyorum. Hazırlıklara başlayalım o zaman.'' Diyip ayağa kalktı ve kendini dışarı attı. Kendine bir işbirlikçi bulma vakti gelmişti ve düşes kime gideceğini gayet iyi biliyordu.
*
Kenneth, evlilik işini daha fazla uzatamazdı. Her geçen gün ellerini Yvonne'dan çekmekte zorlanıyordu. Bir an önce o İngiliz karısı olmalıydı. Kader, ona söylediği her sözü tek tek yediriyordu. Gergince çenesini sıvazladı ve ayağa kalktı. Nikah zamanını geline haber vermeliydi.
Odasında dışarı çıktığında elinde ıslak çamaşırlarla yorgun bir şekilde yürüyen Isobel'e rastladı.
''Isobel, Yvonne odasında mı?''
Isobel, aniden Dük MacLennan'ın sesini duyunca yerinde sıçrasa da yılların verdiği alışkanlıkla çabucak toparlandı ve cevap verdi.
''Hayır, lordum. Leydi MacLennan, Flora ile birlikte yürüyüşe çıktılar. ''
Kenneth, hızla bahçeye yöneldi. Annesinden önce Yvonne'a haber vermeliydi. Genç kadının şaşkın yüzünü görme zevkini kimseye bırakamazdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalbin Arzusu
Historical FictionLeydi Yvonne Fitzroy, İngiltere ve İskoçya arasındaki barışın sağlanmasının teminatı olarak evlemeyi kabul ettiğinde MacLennan kalesine gelin gideceğini bilmiyordu. Tabi ki evleneceği adamın kadınlara ilgi duymadığını da. Kaleye gelişi; İngilizler...