𝘉Ö𝘓Ü𝘔 2 : 𝙋𝘼𝙏𝙍𝙊𝙉 𝘽𝙊𝙕𝙐𝙉𝙏𝙐𝙎𝙐

186 11 0
                                    

Saat gece 2 ve ben uyumayıp bölüm yazıyorum...
Keyifle ve merakla okumanız dileğimle
İyi okumalar... <3

Arabadan inip şirketin kapısına doğru yürüdüm.
Bu patron bozuntusu kim acaba, diye düşünmeden edemiyordum çünkü kendini beğenmiş bir aptaldı, buna emindim.

Kendini beğenmiş aptallar her zaman merak edilirler çünkü hareketleri göz önünde bulundurularak normal insanlarla kıyaslanılırlar...

Bu teorimi şirketin içine girerken dışarı da bıraktım. Hüzün, öfke, sinir. Hepsini bir arada yaşamam, insanlara iyi yansımayacaktı.

Kendi odama doğru yürürken, Eren'in yani patronun odasına bakmadan geçemedim.
İçeri de şu an hangi tipsiz tombalak vardı acaba?
Ya da hangi akbaba konmuştu o sandalyeye?

Ben aklımdan türlü türlü şey geçirirken Ozan koluma dokundu, bunu fark etmemek imkansızdı çünkü Ozan'ın güçlü kolları vardı.

"Sevgi. İyi misin? Yüzün sararmış"

"Öyle mi ya? Midem bulanıyor biraz, o yüzden olabilir"

"Anladım. Patronun yanına gitmeyi mi düşünüyorsun?"

Buna hayır diyemezdim çünkü düşünüyordum. Ama ne zaman yapacağıma karar vermemiştim.
"Evet ama ne zaman gideceğime karar vermeye çalışıyordum"

"Hiç karar vermeye çalışma o zaman. Çünkü patron yanına sadece çağırdığı kişileri sokuyormuş"

"Kim bu adam amına koyayım? Kendini beğenmiş aptal. İTİCİ GICIK TOMBALAK ADAM"
Sinirlerime hakim olamayıp sesimi istemsizce yükseltirken tanıdık ama bir o kadar da yabancı bir ses, bakışlarımı sesin geldiği yöne çevirmeme sebep oldu.

"Sevgi Hanım şirketim de bağırmanızı, bana
'itici, gıcık, tombalak' gibi lakaplar takıp küfrederek beni küçük düşürecek davranışlarda bulunmanızı yasaklıyorum"

EVET! PATRON BOZUNTUSU!!

Patrona dönük olan sırtımı dikleştirip, patron bozuntusuna döndüm.
Ve ben şok!!

"Ne? Sen... Ne işin var senin burda??"

"Öncelikle 'sen' değil 'siz' Sevgi Hanım. İkinci olarak ise, benim şirketim olduğu için buradayım"

Bu hastanede ki beni sinir eden, takım elbiseli yakışıklı adamdı.
Bu itici patrona yakışıklı diyen beynimi kullanmakta zorluk çekeceğim anlaşılan.

"Kimsiniz siz adını bilmediğim patron?"

Önce sırıttı, sonra kahkahayı bastı.
Sinirlerimle göz göre göre oynuyor bu adam.

"Bir daha sırıtırsan değil şirket, hiçbir yer senin olmaz. Öbür dünyada ayrılmış yerin hariç!"

"Sevgi Özen. 1996 doğumlu. İzmir Dokuzeylül'den mezun ve muhasebe müdürü. Güzel, sevdim sizi Sevgi Hanım. Bundan sonra birlikte çalışacağız, benimle iyi geçinmeye bakın bence"
Ve o gıcık sırıtış...

"Ben size, sizi sordum. Bana, beni sorsaydınız ben zaten anlatırdım.
Bakın patron bozun- yani bey. Buradaki herkesin sizin kim olduğunuzu bilmeye hakkı var, ki siz buna engel olmaya çalışıyorsunuz"

"Yani"

Ne demek 'yani' ?
Ben bu adamı öldürürüm. Allah'ım bu patronu al başımızdan ya da ben istifa edeceğim!

İlk Ve SonuncuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin