Keyifle okumanız dileğimle <3
Bu bölümde güzel olaylar sizi bekliyor olacak:)Evime? Bu adam benim evimi nasıl bulmuştu??
Elimdeki bardağı tezgaha bırakıp içeriye, masaya gittim, sinirli ve şaşırmış olduğum adımlarımdan belli oluyordu, en azından kızlar anlardı bunu.Ve anlamış olacaklar ki, "ne oldu?" diye sordu Ebrar.
Ebrar'a cevap vermeden, gözlerimi Kemal'e diktim. Şaşkınlıkla bana bakarken ben konuşmaya başladım."Sen benim evimi nasıl buldun? Takip mi ettin yoksa sen beni?"
Kızlar da bu sorumla birlikte akıllarına kurt düşmüş gibi, bakışlarını Kemal'e çevirdiler."Sahi, nasıl buldun evi?"
Sena'da şüphelendiğini belli eder gibi, kollarını göğsünde birleştirdi, diğer bir deyişle ilkokulda ki gibi 'çiçek' oldu."Iıı" dedi küçük suçlu çocuklar gibi.
Ve devam etti.
"Şey ya, çalışanların dosyalarında ev adresleri yazıyordu. Ordan buldum"Sorgulayan gözlerim Kemal'in dediğini doğrulamak ister gibiydi.
Tepesinde ki lambanın ışığı gözlerinin rengini
gizliyordu, ve ben onun özlediğim, çok sevdiğim bakışlarını Kemal'in gözlerinde gördüm.
Ya da öyle görmek istedim, özlemiş olabilir miydim? Unutamadığımı biliyordum.Elim istemsizce cebimde ki telefona gitti, ekranı açtığımda hâlâ galeride, o fotoğraf da takılı kaldığımı fark ettim.
Belki de bunu hissettiğim için telefonu açtım?"Ben de bir şey oldu sandım, büyük bir hışımla gelince korktum"
Ve dikkatleri topladı üzerinde."Neden? Bir şey mi gizliyorsun da korktun? Yoksa ajan falan mısın?"
Ebrar 'ın izlediği aksiyon filmleri kendini göstermişti."Abartma Ebo, o kadar da değildir. Ki öyle olsa, Sevgi, Kemal Bey'in ipini çeker"
Sena tehdit dolu bir cümle kurarken, ben bu cümle ile gururlanıyordum.Kemal ise bu cümle ile bakışlarını bana çevirdi, üstümdekilere göz gezdirdiğini fark ettiğimde, istemsizce benim de gözlerim üstümde gezindi.
Üzerimde siyah, oldukça uzun ve bol bir tişört, altımda da ten rengi bir eşofman.
Saçlarım dağınık topuz, gözlerimi bilmiyorum ama ağlayarak uyuduğum için büyük ihtimalle şişiktir."Üstündekiler" dedi sorgulayarak.
"Üstünde ki tişört" diye devam etti.
"Bir erkek tişörtü sanki?" dedi asıl bombayı patlatır gibi.Ve benim hakkımda, daha doğrusu zevkim hakkında böyle düşünmesi garipti.
Çünkü ben şirkete bile bol tişörtle ya da bol sweatshirtle giderdim.
Peh, gerçi daha bugün ilk günü."Evet, bol sevdiğim için erkek tişörtü alıyorum"
Bakışları anladım diyordu. Ardından saçıma göz attı, sonra gözlerime ve son olarak boynuma, yara izine..."Saçlarını hep böyle mi yaparsın, iş yerinde falan yani?"
Bir saçma soru daha, neyse cevaplayabilirim."Genellikle açık bırakırım, bazen böyle topuz yaparım bazen de at kuyruğu. Değişir"
Ve gene anladım bakışları.Gözleri gözlerimi bulduğunda, gözlerine gözlerimin bile göremeyeceği bir ifade yerleşti.
Bu adamın bakışlarını çözmek zordu, ama uğraşırsam çözerdim.
"Gözlerin" dedi anlamamı bekler gibi.
"Gözlerinin içi kızarmış" diye açıkladı ben anlamayınca.
"Ağladın mı sen?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İlk Ve Sonuncu
Teen Fiction-Küfür içerir! - '"Hayatını adayabileceğin birini bulduğunda bütün hatalarını sil Sevgi, çünkü o kişi o hataları yalnızca sana yapmaz" diyen Ulaş'a baktım. Gözleri gözlerimden dudaklarıma kaydı. O yüzüme yaklaşırken kalbim hızlanıyordu, ne yapaca...