𝘉Ö𝘓Ü𝘔 14 : 𝙎𝘼𝘿𝙀𝘾𝙀 𝘿𝘼𝙉𝙎 𝙀𝙏

98 7 0
                                    

•3 gün sonra•

Üç gün boyunca Ulaş'la, anlam veremediğim bir şekilde yakınlaşmıştık. Kemal'in, bizim evleneceğimizi sanmasından olsa gerek, bu oyunu sürdürmek için sabahları şirkete bırakıyor akşamları da alıyordu Ulaş.
Kemal'in ise yüzü hüzünlü gibiydi, ya da ben öyle görmek istiyordum.

Bugün Tuna ile Tuğba'nın düğün günüydü. Bütün işler Esma'ya ait olduğundan biz de ona bu iki gün boyunca yardım etmiştik.
Her şey güzel olacaktı, öyle olmasını umuyordum.

Gelinimiz Tuğba'nın evine gitmek için yola çıkacaktık ki Ulaş aradı. Elimdeki poşetleri kapının kenarına koyup telefonu açtım.

"Hazır mısınız?"
Sesi oldukça keyifliydi. Anlaşılan o da benim gibi bu günün güzel olması için elinden geleni yapacaktı.

"Hayır, yani Tuğba'nın evinde giyinceğiz. Biliyorsun, bizim mahalle dedikoducu teyzelerle dolu. Elbiseyle çıkamam asla evden"
Hoşuna gitmiş olacak ki gülmeye başladı.

"Gitmek için hazır mısınız peki güzel bayan?"

"Hmm, hazırız. Biz de evden çıkıyorduk şimdi. Sen nerdesin?"

"İki dakikaya oradayım"

"Çıkıyoruz o zaman?"

"Tamam"
Ben de 'tamam' dedikten sonra telefonu kapattım.

Ulaş geldiğinde ön taraf bana ayrılmış gibiydi. Tanımadığım bir adam, muhtemelen bizle yaşıttı ve arkada oturuyordu.

"Merhaba yenge"
Böyle demesine biraz şaşırmıştım ama fazla sürmedi. Sonuçta insanların bunu böyle bilmesi gerekiyordu. Kısa bir süre için olsa bile...

"Merhaba... "

"Batuhan. Adım Batuhan yenge"

Gülümseyerek devam ettim cümleme.
"Merhaba Batuhan"

Arabaya bindiğimde korna sesi duyduk. Melih'in arabasıydı.
Ebrar, Esma ve Aslı Melih'in arabasına binerken Sena da bize gelmişti.

"Mer-"
Derken sözü kesildi. Nedenini anlamak için başımı çevirdiğimde bakışlarının Batuhan'da kaldığını fark ettim.

Sena'nın bakışları bir insan da fazla kalmazdı, yani bu denli bakışları hiç görmemiştim bile.
Kendini toparlayıp arabaya bindi.

"Merhaba Ulaş..."
Bakışlarıma tekrar mâruz kalan Sena, cümlesini düzeltti.
"Enişte..."

Bu oyunu her ne kadar oynamak istemesek de, Ulaş başlatmıştı bile.
Kemal'in yapacaklarını düşünüp kabul etmek zorunda kalmıştık hepimiz.

Ulaş kafasını sallarken Batuhan söze girdi.
"Merhaba..."
Elini Sena'ya uzatırken bir an olsun çevirmiyordu bakışlarını.

Garip garip bakıyorlardı birbirlerine. Ve o bakışlarda bir şeyler gizlendiğine yemin edebilirdim.

"Ee, şey. Merhaba faslını bitirelim bence" dedim dikkatleri üzerime çekmek için.

"Bencede" diyerek katıldı Sena.
Normal de konuşmayı devam ettirirdi. Ama bu sefer, Batuhan'nın elini havada bırakarak başını cama çevirdi.

Telefonumu açarak Sena'ya yazdım.
Ben:
"Ne oldu?"

Kara Pisim:
"Sonra" dedi anında. Ben de üstelemedim.

İlk Ve SonuncuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin