Sabah uyandığımda başucumda Jungkook yoktu. Geceden kalma yorgunluğumu atmışken ve bilincim yavaş yavaş kendine gelirken, zorla da olsa gömüldüğüm koltuktan kalkıp etrafı baygın bakışlarımla süzmüştüm. Dışarıda yağmur yağıyordu, bunu tam karşımdaki camdan duvardan görebiliyordum. Hava soğuk olmalıydı ama şu an için üşüdüğümü de söyleyemezdim. Gözlerimi birbirine sıkıca bastırıp ellerimi saçlarıma attığımda, merdivenlerin sesli bir şekilde gıcırdamasını duymuştum. Duyduğum sesleri sindirdikten sonra da soluma dönmüş ve gelene bakmıştım. Beklediğim gibi Lisa'ydı. Hazırlanmıştı ve her zamanki gibi bakımlıydı, ben gördüğümde kocaman gülümseyip konuştu. "Günaydın."Öksürüp, "Günaydın." dediğimde yanıma gelmişti. "Sabah kalktığımda seni yanımda göremeyince korktum. Kalbim ağzıma geliyordu ki aşağıya inince gördüm. Jungkook ile beraber mi uyudunuz?" Yanıma oturup hızla konuşmaya başladığında önce dalgın bir şekilde kafamı salladım ama sonra bunun yanlış olduğunu karşımdaki kızın büyüyen gözlerinden anlamıştım. "Hayır, yani beraber uyumadık, sadece yanında uyumuşum." Uyumuşum... Evet, şimdi de bilinçsizce yaptığını mı öne sürüyorsun Chae Young? Gerçekten bir yalan makinesi olmalıydım. Lisa başını salladı ve kalktı. "Jennie ve Jisoo henüz uyanmadı. Aslında siz daha tanışmadınız değil mi?"
Başımı iki yana salladım. Dudaklarını birbirine bastırıp konuştu. "Tanışırsınız o zaman! Bugün çok eğleneceğiz. Jungkook, Taehyung ve Jimin dünden dolaplar boşaldığı için erkenden kalkıp market alışverişi yapmışlar. Onları da tanımıyorsun ama sıkıntı değil. Şimdi de mahzende olmalılar... Bu gece alkolün dibine vursak iyi olur." Anlatmış olduğu bu harika plana ayak uydurmam için önce kalkmam gerekiyordu. Kalkmam ve enerji depolamam. Bu yüzden gülümsedim ve üzerimdeki battaniyeyi kaldırıp doğruldum. "Üzerimi değiştirip yanına geleceğim." Beni onayladı ve kocaman gülümsedi. Lisa ile beraber kaldığımız odaya çıkıp getirdiğim kıyafetler arasından örgü kazağımı ve siyah kumaş wide leg pantolonumu giydim. Lavaboya gidip dişlerimi fırçalayıp saçımı düzeltirken aklıma dün yaşamış olduğum korkunç anılar gelmişti. Buna engel olamıyordum. O gece beni kurtaran birisi olmasaydı, bu sabah uyandığımda kendimi gereksiz yere pis hissetmek için yeterli sebeplerim olabilirdi. Gözlerimi sertçe yumdum ve gireli beş dakika olan lavabodan hızla çıktım. Ama kapıyı açtığımda karşıma bir beden çıkmasıyla geriye doğru bir adım atmak zorunda kalmıştım.
"Jungkook?" dedim kaşlarımın çatılmasına engel olamayarak. Beni gördüğünde selam verdi. "Günaydın." Ona aynı şekilde karşılık verdiğimde ifadesindeki tuhaflık dikkatimi çekmişti. "İyi misin?" dediğimde bir anda hızlı bir şekilde başını sallayıp, "Evet." demişti. Üstelemek istesem de, bu sıralar fazla yakın olduğumuzdan dolayı bunun verdiği mantıksal rahatsızlık ile ona biraz daha mesafeli davranmam gerektiğini düşünüyordum. Ne de olsa bir erkekti. Ve erkeklerin hepsi aynıydı. "Görüşürüz o zaman." diyip bir anda saçma konuşmamızı soğuk bir veda ile bitirdiğimde bana bir şey demesine izin vermeden koşar adımlarla alt kata, Lisa'nın yanına inmiştim. Lisa ve tanımadığım iki kız çoktan ortadaki büyük masayı donatmaya başlamışken olduğum yerde duraksadım ve birkaç saniye boyunca insanlarla nasıl tanışmam gerektiğini düşünüp durdum.
Durduğum birkaç saniyenin sonunda onlar beni gördüğünde Lisa her zamanki gibi kocaman gülmüş ve coşkuyla beni yanına çağırmıştı. Bana dönen bakışlara gülümseyerek karşılık verdim ve selam vermek adına eğildim. "İşte beklenilen an! Kızlar, bu Chae Young. Okuldan arkadaşımız, mimarlık okuyor kendisi. Chae Young, bunlar da Jennie ve Jisoo. Jennie moda tasarımından yüksek lisans yapıyor. Jisoo da psikoloji son sınıf. Aslında Jennie ile aynı yaştalar ama bir yıl sınıfta kaldı." Lisa güldüğünde Jisoo Lisa'nın kafasına vurmuştu. Onlara güldüğümde, "Tanıştığıma memnun oldum." demiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
paramore
FanfictionBir dokunuşunla altüst etmiştin kalbimi. [Jeon Jungkook x Rosé] ©2021 6 Aralık🌪