Kim Yeeun'dan gelen bir mesaj isteğiniz var!Kimyeeun: Hey, Chae Young?
Sana bir şey sorabilir miyim?
Jungkook ve o öpüştüğü kız,
gerçekten sevgililer mi?İletildi, 03.01 ✓
Alındı, 09.49 ✓ ✓•
Uzun bir zaman sonra Seoul, ilk defa çok soğuk değildi. Sabah yatağımdan kalkıp bugünün eksi kaç derece olduğunu merak ederek açtığım hava durumu uygulamasında üç derece ibaresini görünce en az Yeeun'dan gelen mesajı gördüğüm kadar şaşırmıştım. Çok saçmaydı. Genel olarak ilahi bakış açısı kullanmak gerekiyorsa, son zamanlarda hayatımın hoş olmayacak derecede hareketli ve çok saçma olduğunu söylerken hiç tereddüt etmezdim. Ve özellikle de, bu değişimin keskin bir sınır çizgisi olduğu gerçeği de cidden tuhaf hissettiriyordu. Her şey apaçık belliydi işte, Jungkook'la yakınlaşmaya başladığımız ya da en basitinden onu ilk gördüğüm zamandan beri hayatımda neler değişmişti böyle? Bunları sayamazdım bile.
Ama şu gerçeği de bahsetmeden geçemeyecektim, o hayatıma girdikten beri geceler artık daha kolaydı. Neden bilmiyordum ama onunla tanıştığımızdan beri kendi psikolojimde çığır atlamış gibi hissediyordum. Daha az düşünüyor daha çok uyuyabiliyor ve öncesine göre daha mutlu hissedebiliyordum. Bana kattığı yeni arkadaş grubu sayesinde de, yalnız değildim artık. Bu yüzden katlanmak istemediğim muhabbetler peydahlandığında yalnız kalma ya da bana verecekleri tepki dürtüsüyle hareket etmek zorunda kalmamak şahsen iyi bir şeydi.
Lakin dün gece, bana kattığı diğer geceler kadar kolay olmamıştı maalesef ki.
Minik bir busenin beni bu hallere düşürmesi normal miydi gerçekten bilmiyordum ama o anı zihnimde geriye sardığımda etkisi bir an olsun azalmıyordu. Beni tutmuş, bana yaklaşmış ve dudaklarını bana bahşetmişti. O an için iki sarhoş insan adına yanlış bir şey yok gibi görünüyordu ama kendi içimde artık dün gece tam anlamıyla sarhoş olmayacak kadar ayık olduğumu kabul etmiştim, elbette içmiştim ama bilmiyordum işte. O yarım kafayla onu itme şansım varken, o dolapta saniyelerce dudaklarından dökülen buseler altında ezilmeyi tercih etmiştim. Sorun hangimizdeydi anlamakta güçlük çekmeye başlamıştım.
Bu sabah on civarında fizik dersimiz vardı ve başlamasına neredeyse beş dakika vardı. Her ne kadar oraya giderken Jungkook'un da orada olacağını bildiğimden dolayı ayaklarım geri geri gitse de, yapabilecek pek bir şeye sahip değildim. Eninde sonunda konuşacaktık ve ben o konuşurken dudaklarına bakmamak için deli gibi çaba sarfedecektim.
Resmen kıyamete yürüyormuş gibi yavaş adımlarla amfiden içeri girdiğimde kalabalıkta bulabildiğim ilk yere oturup defterimi ve başlangıç seviyesi olan temel fizik kitabımı masamın üstüne koyup hocanın gelmesini beklerken yine düşünüyordum. Bir sorunumuz vardı. Ben o geceyi hatırlıyordum ve şu an için tek planım onunla ne olursa olsun konuşup, aramızda oluşan ya da oluşabilme potansiyeli olan buzları eritmekti. Ama sıkıntımız şuydu ki, Jeon Jungkook o gece yaşadığımız minik teması hatırlamıyorsa, ne halt edecektim ben? Öylece oturup, iki kişi yaşanan bir şeyin tek başına mı altından kalkmaya çalışacaktım gerçekten? Gözlerimi yumup dirseklerimi masaya yasladım ve elimden geldiğince hatırlıyor olması için dua ettim.
Birkaç dakika sonra hoca sınıfa geldiğinde hareketlilik azaldığından dolayı sessizce etrafıma biraz göz gezdirip, Jungkook'un da burada olup olmadığına baktım. Evet, buradaydı. Benden neredeyse iki ön sırada uzaklıktaki yan amfide oturuyordu. Üzerinde oturduğundan dolayı yalnızca koyu yeşil sweatshirtü ve içine giydiği beyaz tişörtü görebiliyordum. Saçları her zamanki gibi dağınıktı ve çok hoş duruyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
paramore
FanfictionBir dokunuşunla altüst etmiştin kalbimi. [Jeon Jungkook x Rosé] ©2021 6 Aralık🌪