Yumuşak dudaklarını hissettim. Onun beni hızlı ve sert öptüğünün aksine ben onu yavaş öptüm. Kalbim hızlı atsada bunun romantik bir öpücük olmadığını biliyordum.
Kontrol bendeydi. Alaz'ın en büyük zaafı bendim ve onu öperek ona bir umut verdim. Onu sevebileceğime dair bir umut. Kötü bir insanmıyım? Bilmiyorum.
Kendimi geri çektim, gözlerimiz buluştu. Alaz parmağını dudağına değdirdi geri indirmeden.
"Şimdi bana inandın mı?" Diye sordum.
"Hayır, desem yine öpermisin?" Gözlerimi devirdim onu iterek. Karşısından kalktım ve dolaptan pijamalarımı çıkartarak lavaboya girdim giyinmek için.
Musluğun etrafı su dolmuştu. Alaz'ın şiddetli bir şekilde ağzımı temizlemesi ardından olmuştu. Aynaya baktım. Ondan kurtulmalıydım artık. Yarın Deren'le buluşup bir plan kurmalıydık.
Alaz'la geçirdiğim her gün ondan ayrılmamı zorlaştırıyordu.
Lavabodan çıktığımda Alaz yatağın üzerinde yatıyordu bile. "Kumsal ve kardeşi neredeydi bugün?"
"Bugünlük otelde kalmalarını istedim. Oradalar," gözleri kapalı cevap vermişti.
"Neden her gün kalmıyorlar ki orada?" Onu evinde istemiyordum.
"Hazal, gitmelerine az kaldı zaten. Tadilat başladı çok sürmez. Bir kaç gün misafirimiz var." Gözlerimi devirdim.
***
Sabah uyandığımda odada yalnızdım. Kalkarak salona indim. Alaz elinde süpürgeyle salonu temizliyordu. Doğru söylemek gerekirse kendi kırdıklarını temizliyordu. Ya da temizlemeye çalışıyordu. Kaşları çatık eliyle süpürgeye vuruyordu ve neden garip bir ses çıkarttığını düşünüyordu.
Burnuma gelen yemek kokusu geldi. "Günaydın," diye seslendim gülerek. Hali biraz komikti.
Bakışları bana kaydı. "Günaydın," dedi süpürgeyi kapatarak. "Sanırım bozuk."
Yanına gidecektim ki durdurdu beni. "Dur gelme, ayağına cam batar."
"Bir şey olmaz dikkat ederim," bastığım yere bakarak yanına geldim ve elime süpürgeyi aldım. "Neyi çektirdin?" Düğmeye basarak açtım fakat garip bir ses çıkartıyordu.
"Şu camları falan," eliyle gösterdiği cam parçalarına baktım.
"Alaz!" Dedim uzatarak. "Sen büyük parçalarını seçmeden neden süpürdün ki. Takılı kalmıştır borunun içine." Süpürgeyi sallayarak tamir etmeye çalıştım.
Elimden aldı ve attı. "Boşver yenisini alırız."
"Ne gerek var ben onu tamir-" süpürgeye uzandığımda durdurdu beni. Elimden tutarak konuştu.
"Yorulma boşver." Gözlerimin içine bakarak söylemişti o sakin sesiyle. "Hadi yemek bitmiştir."
Kafamla onayladım ve hala tuttuğu elimi bıraktı. Peşinden gelerek mutfağa girdim ve burnuma gelen yanık kokusuyla yüzümü buruşturdum.
Alaz gülümseyerek tost makisine gitti ve heyecanla kapağı açtı. Fakat sevinci kısa sürdü. Yanık tosladı gördüğüm an kahkaha tuttu.
"Bunlara ne oldu lan!" Emeği boşa gitmesine ağzı açık bakakaldı.
"Tost makineyi açık bırakmışsın," gülerek makineyi söndürdüm ve elime bir tost aldım. "O kadar da fena değil. Siyah olmamış daha. Sadece çok, çok kızartılmış," dedim ucundan ısırarak. Ağzıma gelen kaşar ve sucuk tadıyla sevindim. "Güzel olmuş ama."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaçış - Berdelden sonra (Mafya)
Teen Fiction"Sana yirmi dört saat veriyorum. Bir saat sonra zamanın başlıyor ve bu yirmi dört saat içinde beni bulup kaçırırsan, seninim! Ama bulamazsan benden vazgeçip bir daha karşıma çıkmayacaksın!" Gülmeye başladı. "Bu kadar mı?" Kafamla onayladım ve yüz if...