28. Bölüm - Boşanma

4.2K 148 43
                                    

Sürüklenerek zorla peşinden geliyordum. Bana neden bu kadar kızmıştı anlayamıyordum. Otelinin lobisindeydik.

"Ya bırak," dedim kolumu zorla kurtararak. Alaz arkasını döndü ve sert bir tutuşla kolumu tuttu. Çok kızgındı. "Alaz bekle! Bana bir açıklama yap! Neden bu kadar öfkelendin?!"

Sonuçta ben öpmemiştim. Ares yanaklarımı öpmüştü ödülü verirken.

"O şerefsizi öldüreceğim!" Karşımda dikiliyordu. Etrafa baktım. Lobi boştu dalar gözünün uçuyla bize bakan otel çalışanını gördüm resepsiyonun arkasında.

"Alaz, bak biraz sakinleş bize bakıyorlar," diğer elimle kolonu tuttum.

Sahneden indikten sonra Alaz'la yavaşça davetin tutulduğu salondan çıkmıştık. Ondan sonra o gizlediği öfkeyi gösterebilmişti.

"Bana açıklama yapman lazım. O adamın peşinden gittin, neden? Onu ilk gördüğünde elimi acıtacak derecede sıktın."

"Hiç kimse, sadece haz etmiyorum."

Yalan söylüyordu. Ares'in kim olduğunu benden saklıyordu. Fakat neden? Bu iş ilgileşiyordu git gide.

"Sadece bu mu?"

Gözlerini kaçırdı çenesini sıkarak. "Evet." Cevabı soğuktu.

"Alaz bey, bu ne sürpriz." Alaz'ın arkasından gelen sese döndük. Yaşlı kel ve kilolu bir adam yaklaştı.

"Necip bey, hoş geldiniz," el tokalaştılar. Adam bana baktığında Alaz devam etti. "Eşim, Hazal Karahan," diyerek tanıttı beni.

Adamın terli elini tutarak sıktım ve yüzümü buruşturmamak için kendimi zor tuttum. Çok terli bu ne! "Hazal, bu da Necip bey."

"Memnun oldum Efendim," diyerek gülümsedim.

"Bende Hazal kızım. Alaz, hiç bahsetmemiştin Hazal'ın güzelliğinden. Zaten düğüne de çağırılmadım. Hala biraz dargınım," dedi.

"Çok hızlı gelişti zaten Necip bey, ne düğün yaptık ne de başka bir kutlama. Zamanımız olmadı," dedi Alaz kolunu belime koyarak. Gülümseyerek kocama baktım. Bedavadan oyunculuk yapıyordum.

"Anladım, gelin hanıma biraz yazık oldu. Her kızın hayalidir beyaz bir gelinliğin içinde düğün yapmak," dedi gülümseyerek.

"Öbür sefere inşallah," dedim eğlenerek.

Karşımdaki Necip bey kahkaha atmaya başlarken, Alaz'ın eli sıkılaştı ve bedenlerimizi daha çok yakınlaştırdı. Ona baktığımda zorla gülümsemiyordu bile. Kaşlarını havaya kaldırmış, dudağı düzdü.

"Şaka şaka tabikide, Alaz benim ilk ve tekim."

Allah korusun.

"Çok tatlısınız, Alaz'ın kalbini nasıl çaldın anlayabiliyorum." Necip bey karnını tutarak gülüyordu. "Siz gidiyor muydunuz hemen? Daha yeni geldim ben, seninle konuşacaklarım vardı Alaz oğlum."

"Aslında-"

"Aslında hayır Necip bey," dedim Alaz'ı keserek. "Sadece ödülün sevincini yaşıyorduk." Elimdeki altın ödülü gösterdim.

"Tebrik ederim Alaz, her zaman ki gibi hak ettin," eliyle Alaz'ın omzuna vurdu iki defa. "İçeriye geçelim o zaman."

"Tabi," dedi Alaz, Necip beyin peşinden gelerek.

Necip bey önemli birisi olmalıydı. Yoksa Alaz hayatta o davete geri dönmezdi. Elimdem tuttu ve sakince daha yeni terk ettiğimiz salona geri girdik. Ödül töreni bitmişti ve herkes yine yeniden sohbetine düşmüştü. Masamıza geri gidip oturduk. Alaz, Necip beyle konuşurken bende etrafa baktım sıkılarak.

Kaçış - Berdelden sonra (Mafya)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin