"Bunu yapabileceğine emin misin?" Meydan okuyan sözleri beni tahrik etmişti. Kendimden emindim fakat böyle büyük bir projeye hazır mıyım bilmiyorum fakat bunu belli edecek değilim.
"Yani, biraz şaşırdım galiba. Ne diyeceğimi bilemedim. Bu çok büyük bir sorumluluk," dedim bir ara tutarak. "Ama tabiki bu teklife hayır diyemem." Dudaklarıma bir gülümseme belirdi. Bu şansı Alaz pisliği yüzünden geri çevirtmezdim. "Fakat bir isteğim olacak. Kendi takımımla bu işe gireceğim." Babam gülümseyerek konuştu.
"Tabiki kızım, nasıl istersen. Bu detayları sonra konuşuruz. Hadi sofraya, bu akşamın tadını çıkaralım."
Alaz oturduğu yerden kalkarak yanımda durdu. "Bu teklifi kabul etmeme şaşırdım fakat seninle beraber çalışmak için sevinç içindeyim." Sahte gülümsemesine karşılık verdim.
"Umarım sevincin yarıda kalmaz," dedim oturduğum yerden kalkarak sofraya yöneldim diğerleri gibi. Güneş'in yanına oturdum ve kulakına fısıldadım. "Seninle konuşacaklarım var."
"Tamamdır, az sonra kaçarız mutfağa," diye cevap verdi dudak altından. Alaz karşımdaki sandalyeyi çekip oturdu. Elimden geldiği kadar bu projeyi mükemmeliyecektim ve babamı gururlandıracağım, ama içimdeki bir ses Alaz bu süreçi bana dar edeceğini söylüyordu.
"İki güne projeye başlıyoruz. O güne kadar çalışanların hazır olsun. Benim ofisimde görüşme gerçekleşecek." Alaz'ın dediklerini onayladım ve yemeğe odaklandım.
***
Dün akşam Güneş'le konuşmam gerçekleşmedi. Ona Alaz'la ilgili bütün sorularımın cevabını alacaktım. Zamanım olduğunda oturduğu otele gitmem lazımdı."Heyecanlı mısın?" Eralp'in sesine döndüm ve gülümsedim.
"Hemde nasıl, umarım annen beni sever." Yanağımdan öptü.
"Tabiki canım benim, sana bayıldı bile," dedi ve arabadan inip benim kapımı açtı. Bende inerek onu takip etmeye başladım. Eralp evin kapısını açarak bana yer vererek beni içeriye davet etti. "Takip et beni bebeğim. Sanırım bahçede." Dediklerini yaparak onu takip ettim ve dışarıda bize hazırlanmış masaya baktım. Şık ve güzel hazırlanmıştı. Erlap'in annesine baktım fakat yoktu.
"Oğlum," arkamdan gelen sese döndüm. Çok şık sarışın bir kadın vardı. Gittiğim düğünden azıcık hatırlıyordum onu ama yakından daha güzel duruyordu. Eralp annesine yaklaştı.
"Anne, tanıştırayım Hazal. Hazal, bu da annem Sevinç," onlara yakınlaştım ve bana gülümseyen güzel kadının elini sıktım.
"Tanıştığıma memnun oldum hanım efendi," dedim saygımı göstererek.
"Hoş geldin Hazal. Eralp senin hakkında çok konuştu. Sonunda tanıştık," dedi nazikçe. Eralp kibarlığını nereden aldığı belliydi.
"Bende sizi, nasip bugüneymiş. Davetiniz için teşekkür ederim." Eralp'in annesi masaya oturmamızı işaret etti. Sevinç hanımın dediklerini yaparak oturduk.
"Ee Hazal, kendi hakkından biraz bahsetsene." Bundan nefret ediyordum, kendi hakkından bahsetsene, kendi hakkımda ne anlayacağımı bilmiyordum ki.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaçış - Berdelden sonra (Mafya)
Novela Juvenil"Sana yirmi dört saat veriyorum. Bir saat sonra zamanın başlıyor ve bu yirmi dört saat içinde beni bulup kaçırırsan, seninim! Ama bulamazsan benden vazgeçip bir daha karşıma çıkmayacaksın!" Gülmeye başladı. "Bu kadar mı?" Kafamla onayladım ve yüz if...