-----VOTE VE YORUM BIRAKMAYI UNUTMAYIN----
Bu çığlık çığlığa dalgalar ve hüzünlü güzel martılar
Rüzgara çarpıp çarpıp gelip, doluyorlar kalbime
Yalnızım uçurum kıyısında, hayat ve ölüm arasında
Tüm hayatım akıp geçiyor ayaklarımın altında
Daha kaç vücut gerekli benim seni unutmama?
Senden önce senden sonra
Senden önce senden sonra
Daha kaç vücut gerek bana?
Benim seni unutmama
Senden önce senden sonra
Senden önce senden sonra
Daha kaç vücut gerek bana?
Benim seni unutmama?
Sıkı bir yağmur yağsa şimdi, beni de oluklardan akıtsa
Sonra denize karışsam eğer o beni çağırırsa
Yalnızım uçurum kıyısında, hayat ve ölüm arasında
Tüm hayatım akıp geçiyor ayaklarımın altında
Daha kaç vücut gerekli, benim seni unutmama
-------
Yüzünden bandajlar alınıp yenileri sarılırken canı o denli yanmıştı ki çığlığını içine bastırmıştı. Ama mevzu bandajların bıraktığı derin sızılı acıdan değildi, mevzu tamamen onun yüzüne bakan Dağhan'ın badem biçimli gözlerinin doluşundaydı.
Dağ gibi duruşu bir anda tuzla buz olmuştu.
Canı acıyor gibi kıvrılarak bakıyordu Dağhan Mete'nin yanık izi olan yüzünün tek tarafına.
Doktor uzun uzun konuşmuştu. Yanık merhemlerinin ne kadar faydalı olacağından, vitaminleri aksatmamak gerektiğinden...İyi bakılırsa altı ay içerisinde eski haline geri dönebileceğinden bile dem vurmuştu. Üstelik ufacık bir operasyon yeterli gelecekti doktorun dediğine göre. Yanıklar yeni deriyle birlikte enfeksiyon aşamasını geçtiğine ve yeni deri kendini toparladığında o bölgeye cerrahi bir işlem uygulandığında belirsiz bir izle birlikte çabucak iyileşeceğini söylemişti Mete'ye.
Çocukla konuşur gibi tek tek yinelemişti Dağhan.
"Ama merhemleri aksatmamak gerekli."diye uyarmıştı doktor. "Bir de güneş ışığından uzun vadede uzak durmak gerekli."
Mete kıkırdamıştı Dağhan'ı ayak ucuyla ittirirken "Sen bakma bana.."
Dağhan onun gülüşüyle daha da gülerken doktor göz kırpıştırıp bakınmıştı merakla. "Anlamadım ne sordunuz?"
Doktor elbette ki çirkin şakalarla birbirini tiye almakta olan ikiliyi anlamamış ve işin cerrahi boyutunu anlatmaya devam etmişti.
"Bir de bu süreçte...İyi bir terapisyen.."
"İstemiyorum."demişti Mete omuz silkip.
Dağhan daha önce banyoda olanların tekrarlanmaması için lacivertlere sert bir bakış yollayıp sustursa da Mete omuz silkti. "Var benim terapisyenim.."
Doktoru yolcu eden ve eski bandajları çöpe götüren Dağhan tersçe süzdü Mete'yi.
"Senin terapisyenin.."dedi Dağhan sinirle. "Her ne kadar beceriksiz iş çıkarmış olsa da haline bakınca...Hollanda'da. Yani Türkiye'den bir terapist.."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İntizar
RomanceHayranlık ile nefret arasında ipten ince bir çizgi vardır Lakin... "Sana intizara kıyamıyorum..."