Elimdeki kahveden bir yudum alıp dışarıdaki manzaraya bakmaya devam ettim. Yakın bir zamanda defile yapmayı planlıyordum o yüzden bu ara çok yoğundum.
Kapının hızla açılması ile döndüm. Gelen Sahra'ydı. Kaşlarım çatıldı. Berbat bir halde görünüyordu. Göz altları mosmor olmuştu ve şişmişti. Yüzü oldukça solgundu.
"Senin yüzünden!"
"Ne diyorsun sen?"
"Senin yüzünden, babam beni evlatlıktan reddetti. SENİN YÜZÜNDEN HERŞEY!"
"Kendine gel. Ben sana hiç bir şey yapmadım. Bunu sen istedin. Benim arkamdan iş çevirmeseydiniz bunlar yaşanmayacaktı. Şimdi gelip beni suçlamaya kalkma."
Ağlayarak yere düştü. Bir eli de karnındaydı. Olayların hızına yetişemiyordum.
"Yardım et Leyla. Bebeğim gidiyor." Kolundan tutup yavaşça ayağa kaldırdım. Elimden geldiğince hızlı bir şekilde asansöre getirip, otopark katına bastım. Sahra'ya döndüm. Acı çekiyordu.
Asansör durunca arabanın arka koltuğuna Sahra'yı yerleştirip, ön koltuğa oturdum. Arabayı hızla çalıştırıp en yakın hastaneye sürmeye başladım.
Hastanenin önüne gelince dışarı çıkıp bağırdım.
"Doktor yok mu? Biri yardım etsin?" Dışarı bir hemşire çıktı. Daha sonra, doktor ve sedye ile geri döndü. Arabanın kapısını açıp Sahra'yı çıkardım. Yavaşça sedyeye yatırdım. Hemşirelere sedeyeyi sürüklerken bende yardım ettim. Daha sonra onu bir odaya aldılar benim içeri girmeme izin vermediler.
Odanın önündeki koltuğa oturdum. Gidip gitmemek arasında kararsızdım. Durumu hakkında net bir bilgi alana kadar bekleyecektim.
Doktorun çıktığını fark edince ayaklandım. Beni görünce yanıma geldi.
"Yakını mısınız?" Kararsız kalsam da cevapladım.
"Evet."
"Hastanın da bebeğin de durumu gayet iyi. Fakat bundan sonra dikkat etse iyi olur."
"Anladım. Teşekkürler." Başını sallayıp gitti. Durumu da öğrendiğime göre artık burada durmak için bir sebebe ihtiyacım yoktu. Çok bile durmuştum.
Hastaneden çıkıp arabama bindim ve iş yerime doğru sürmeye başladım.
Odama çıkınca biraz çizim yapmaya karar verdim.
Çizimler ile uğraşırken telefonum çaldı. Arayan Miraç'dı. Aramayı kabul edip kulağıma götürdüm.
"Sen nasıl benim çocuğuma zarar verirsin?!Gerçekten bunu yapacak kadar düştün mü Leyla?" Bana dediği kelimeleri anlamaya çalıştım. Ama saçmaydı.
"Ne diyorsun ya? Ben senin çocuğuna zarar vermedim. Saçma saçma konuşma."
"Bilmemezlikten gelme Leyla. Sahra'nın karnına vurmuşsun şuan hastanede." Alayla güldüm.
"Onu hastaneye götüren zaten bendim. Sen neyin kafasındasın?"
"Ne diyorsun ya?"
"Bana gelip iftira atana kadar git önce çocuk yaptığın kadını iyice sorgula. Bana teşekkür etmen gerekirken yaptığın harekete bak. Şerefsiz."
Telefonu suratına kapatıp masaya fırlattım. Çocuğunu kurtarmama rağmen gördüğüm muameleye bak. Hala bana iftira atmayı düşünebiliyordu gerçekten ve çocuğunu kaybetmek üzereyken.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LEYLA
Romanzi rosa / ChickLit"Sen ne hakla buraya geliyorsun?! Hangi yüzle?!" Öfkeyle bağırdığımda geri adımladı.Gözleri doluydu, dağılmış görünüyordu. ''Leyla affet,çok pişmanım,küçük bi hataydı sadece.Kışkırttı beni,dayanamadım.'' Dediğinde suratına tokadı geçirdim. ''Ne ha...