CANLARIM KUSURA BAKMAYIN BÖLÜM BAYA GEÇ KALDI TEKRAR ÖZÜR DİLERİM İNŞALLAH BU BÖLÜMÜ BEĞENİRSİNİZ BEĞENMEYİ VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN İYİ OKUMALAR:)
Şilan duyduğu cümleye fazlasıyla kızmıştı. Çünkü o yengesi ve abisi gibi mutlu bir evlilik yaşamıyordu. Ve yengesi onu en hassas olduğu yerden vurmuştu.
Şilan oturduğu yerden kalkarak hızla mutfağa geçti. Zilan, şilanın yerinden kalkıp gitmesinin ardından bir şey olduğunu düşünüp şilanın ardından mutfağa girdi.
‘’ şilan ne oldu neden geldin buraya’’
Şilan mutfak tezgahına yaslanmış, karşısında ondan cevap bekleyen yengesine baktı.
Sanki hiçbir şey bilmiyormuş gibi birde ne olduğunu soruyordu.
‘’ ne oldu biliyor musun? Abim ve sevdiği kız ömür boyu mutlu olsun diye hiç tanımadığım beni hiç sevmeyen , yüzüme bile doğru dürüst bakmayan bir adam ile evlendim. Her gün sanki bir yabancının yanında uyanıyorum. Her günüm zehir gibi, o sizin yaşadığınız mutluluğun m’sini dahi yaşayamadım bugüne kadar. Ama siz sakın düşünmeyin bunları mutlu olmaya bakın ne de olsa siz birbirinize aşıksınız ve aşıklar hep mutlu olmalılar ve mutlu olurken de arkalarında bıraktıkları harabeler olmaz. Bak şimdi çocuğunuz da olacak işte şimdi mükemmel aile tablosu oldunuz’’
Zilan, şaşkın gözlerle karşısında ona kin kusan görümcesine bakıyordu.
‘’ şilan sen diyorsun böyle’’
‘’ ne duyduysan o zilan’’
‘’ şilan benim elimden ne gelir ki? Ben..’’
‘’ senin elinden bir şey gelmez bunun bende farkındayım. Bu saatten sonra kimsenin elinden bir şey gelmez. Ama şunu biliyorum ki benim günden güne ölüme gidişim sizin vicdanınızı kurutmaya yetecektir’’
Şilan erkenden kalkıp mutfağa indi. Çalışanlar neredeyse her şeyi hazırlamıştı. Şilan’da kalan eksikleri yaptıktan sonra sofra hazır olmuştu.
Önce kayınvalidesi indi merdivenlerden sonrada kayınpederi. Onlar sofraya oturduktan sonra kadim geldi sofraya.
Meliha çayları doldurdu.
‘’ zilan nasıl kadim?’’
Lafa ilk giren Behiye hanım oldu.
‘’ iyi ana iyi size çok selamı var en yakın zamanda onlarda gelecek’’
Sofra tekrar eski sessizliğine geri döndü. Bir müddet böyle devam eden sessizliği bu defada Yusuf ağa böldü.
‘’Kadim biz bugün Barzan amcanlara gideceğiz’’
‘’hayır ola baba? Bir şey mi oldu’’
‘’ düğünde geldiklerinde bize de gelirsiniz demişlerdi. Bizde ne zamandır gitmedik zaten annenle bir kalıp geleceğiz’’
‘’ tamam baba’’
Sessiz geçen bir yemeğin ardından kadim işine gitmiş şilan da odasına çıkmıştı. Kaç günden beri üzerinde tarif edilmez bir yorgunluk vardı. İçindeki mutsuzluk, hüzün yetmezmiş gibi birde bu rahatsızlık çıkmıştı başına ama yapacak bir şey yoktu. Bu hem kalbindeki acıya hemde bedenin deki bu halsizliğe katlanmak zorundaydı çünkü beni hastaneye götür diyebilecek kimsesi yoktu.
Yatağına uzanmış, kafasını yasladığı yastığını sessiz göy yaşlarıyla ıslatıyordu. Kapının tıklatıldığını duyunca şilan yattığı yerden kalkıp hızlıca yaşlı gözlerin sildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Töre Masalı
General FictionBaşkalarının hatasının bedelini ödemek zorunda kalan iki kişi. Masum bir kız , hayata öfkeli bir genç. Bakalım Şilan Kadimin duvarlarını yıkabilecek mi?