Değerli okuyucularım, bu bölüm benim kitabımın final bölümüydü. Bana bu yolda eşil ettiğiniz için size çok teşekkür ederim. benim başarılı olabilmem de sizin bu kitabı beğenmeniz en büyük etkendi. Yeni bir kitaba başlayacağım umarım onu da beğenir ve okursunuz. Görüşmek üzere kendinize iyi bakın, hep mutlu kalın.
Tüm adamlarını alarak evden hızla ayıldı Kadim ağa. Gözlerinden ateş çıkıyordu sanki ama öfkesi onu bırakıp giden karısına değil onu bu duruma getiren kendisineydi.
Karısının eşyalarının bulunduğu uçuruma geldi. Arabadan inerek hızla uçurumun en kıyısına doğru yürümeye başladı. Eğilip görebildiği en uç noktaya kadar inceledi. Ayağa kalkınca etrafında toplanan adamlarına dönerek '' Her taşın altına bakın, en kısa zamanda Şilanı bana bulun.'' Sesi fazlasıyla sert ve tehditkardı. Adamları gittikten sonra yere çömeldi.
Gözlerinden dökülen birkaç damla yaşı sildi. Etrafını kontrol etti, kimsenin onu böyle görmesini istemiyordu. Söylemek zordu belki ama Kadim ağa ilk defa bu kadar çaresizdi.
Ayağa kalktı genç kadın otelin penceresinden dışarıya doğru baktı. keşke diye geçirdi içinden 'keşke şuan Kadimin yanında olsaydım, keşke şuan evimde olsaydım'. O da biliyordu bir şeyler artık eskisi gibi olamayacaktı. Şu an Kadime olan öfkesini unutturacak bir aşk vardı kalbinde. O kadar büyük bir aşkla sevdi ki o adamı, şimdi çıkıp gelse her şeyi unutup kollarına atlardı.
Kapı sesini duyunca genç kadın pencerenin önünden ayrılıp yatağın kenarında kenarın da ki tekli koltuğa oturdu.
Aksel elinde ki poşeti yatağın üzerine bırakıp Şilanın yanına geldi.
'' Şilan iyi misin?''
Genç kadın haifçe güldü. ''Bilmem sence iyi miyim? ''
'' Haklısın bu durum fazlaca zor ve kaldırılması ağır bir şey ama ben sana yarım edeceğim sen yeter ki sözünü tut.''
Şilan ' söz' kelimesini duyunca birden irkildi. Doğru ya bir söz vermişti aslına bakılırsa vermek zorundaydı belki de değildi. Aklı o kadar karışıktı ki derin bir of çekti. Belki şimdi gitse Kadim onu herkesten korurdu ama aşık olduğu adamı maalesef tam anlamıyla tanıyamadığı için onu affetmeyip ölmesine göz yumma ihtimali de vardı çünkü Şilan çok büyük bir hata yapmıştı. Burada ki asıl suçlu Kadimdi ama evden kaçarak Şilan kendini suçlu duruma düşürdü.
Aksel genç kadının omzuna koydu elini. Şilan hızla ayağa kalktı. Öfkeli gözleriyle genç adamdan uzaklaştı.
'' Şilan ben sadece üzgün olduğun için sana destek olmak istedim.''
'' sakın bir daha böyle bir şey yapma anladın mı beni? Mecbur olduğum için buradayım beni yaptığım şeye pişman etme.''
O kadar sesli konuşmuştu ki kendi bile şaşırdı bu öfkeli haline ama kendini koruyabilmesi için bunu yapması şarttı.
Aksel Şilanın bu sert tepkisi üzerine ayağa kalkıp odanın en köşesinde ki koltuğa geçip uzandı.
'' Ben biraz uyuyacağım sende uyu istersen.''
Genç kadın hiç bir şey demeden öylece boş gözlerle duvardaki saate bakıyordu.
Kadim çalan telefonunu cebinden çıkarıp açtı.
- Kadim bey Şilan hanımı bulduk.
Kadim hızla kalktı yerden, gözlerinin içi gülüyordu adeta. Vakit kaybetmeden arabaya bindi.
- Nerede buldunuz? Yanınızda mı? İyi mi konuşsana niye susuyorsun.
- Hayır Kadim bey yanımızda değil ama kaldığı oteli bulduk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Töre Masalı
General FictionBaşkalarının hatasının bedelini ödemek zorunda kalan iki kişi. Masum bir kız , hayata öfkeli bir genç. Bakalım Şilan Kadimin duvarlarını yıkabilecek mi?