(Lucifer)-Ha!? Ne dediğinin farkında mısın sen Hades!? Ne demek boyutu yırttı!?
(Hades)-Farkındayım Luc. Farkındayım. Ama daha önce böyle bir şeyle karşılaşmadığım için fazlasıyla şaşkınım.
Hades bu sözleri dile getirirken hala gökyüzüne bakıyor ve bu aşırı manzaranın büyüsüyle kendisinden geçiyordu. Bir boyutu bu kadar kolay bir şekilde parçalamak için gereken güç hayal edilebilecek her türlü gücün üstündeydi ve herhangi bir mantıkla kavranması imkansızdı.
(Lucifer)-Siktir ya. Cehennemi yönetiyor olabilirim ama bu kadarı çok abartı. Bunu nasıl düzelteceğim şimdi ben?
Lucifer derin bir iç çekerek mırıldandı. Bir boyutu düzeltmek için o boyutu parçalamak için kullanılan güç seviyesinde bir güce ihtiyacınız vardı. Mevcut durumda ise Ejder dışında kimse bu kadar güce sahip değildi.
(Hades)-Merak etme Luc. Nasıl, zaman kendisini düzeltme girişiminde bulunabilirse boyut kavramı da bunu yapabilir. Yani o yırtık zamanla düzelecektir. Sadece oldukça yavaş bir düzelme olacak o kadar.
(Lucifer)-Düzeldiği sürece sorun yok. Offff of. Bu ne ya? Hayatımda böyle yıkım görmedim ben. Bu çocuğu düşman belleyen tanrılara gerçekten üzülüyorum.
Lucifer, tanrılara üzüldüğü söylemiş olsa da gülümsüyordu. Bariz bir şekilde tanrılarla dalga geçiyordu. Sonuçta Ejder onların taraflarındaydı. Daha doğrusu aynı şeyleri istiyorlardı. Ejder'in taraf tutmayacağını ve onu taraf tutmaya zorlayamayacağını adı gibi iyi biliyordu. Yine de, aynı şeyi hedefledikleri için herhangi bir sıkıntı yoktu. Lucifer gerekirse Ejder'in istekleri doğrultusunda cehennemdeki bütün savaşçıları onun emrine verirdi ve kendisi de seve seve bu canavarın isteklerini yerine getirirdi.
Bunları yapabilecek olmasının tek nedeni ise Ejder'in gücüne duyduğu güvendi. Bu kadar büyük bir güç bile tanrıları yok etmeye yetmezse daha da hiçbir şeyin gücü yetmezdi.
(Ejder)-Sonunda tekniği aldığıma göre, gitme zamanı gelmiş demektir.
(Lucifer)-Biraz daha kalsaydınız.
(Ejder)-Burada kalmaya devam ettiğimiz sürece etrafa daha fazla zarar vereceğim. Pek umurumda değil ama yine de fazlasına gerek yok. Sonuçta düşmanım değilsiniz.
Ejder'in gitme bahanesi kısaca buydu. Daha fazla burada kalmasında bir sıkıntı yoktu tabii ki de ama tanrıların ne zaman harekete geçeceğini bilmediği için diğerlerinin yanında bulunmayı daha mantıklı buluyordu bu yüzden de cehennemde daha fazla zaman geçirmeyecekti.
(Lucifer)-Geldiğinizden beri bir sürü şey oldu. Gitmeden önce biraz rahatlamak istemez misiniz?
(Ejder)-Masaj falan yaptıracaksan üzerime koca bir göktaşı düşmesini tercih ederim bilesin.
(Lucifer)-Bu, masaj için oldukça spesifik bir yol olurdu ama seni sorgulamayacağım. Ama rahat ol. Masajdan daha güzel bir şeyim var. Açık hava kaplıcalarım var. İnsanlardan özenip yaptırmıştım.
(Ejder)-Son cümlen dikkatimi çekmedi desem yalan olur. Medusa, sen ne diyorsun?
Aslında son cümlede Ejder için pek çekici gelmemişti ancak Lucifer'in daha çok ısrar edeceğini düşünerek bunu engellemek adına dikkatini çektiği söylemişti ve sonra da Medusa'ya dönerek kararı ona bırakmıştı. O ne isterse onu yapacaktı.
(Medusa)-Ben kalıp rahatlayalım derim.
(Ejder)-Güzel kızım bunu istediğine göre, kalıyoruz.
***
-15 dakika sonra-
-Açık Hava Kaplıcaları-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ejderha İmparator (+18)
AcciónGeçmişte yaşadığı şeyleri tekrar tekrar yaşamamak adına sürekli güçlenmek için çalıştı ve çalışmaya devam ediyor. Sonunda güçlenmek için doğru yeri bularak olabileceği en güçlü hale gelecek ve bu yolda yoluna çıkacak olan her şeyi ve herkesi yok ed...