Yunan mitolojisine olan hayranlığınla biliniyordun ve bir sabah gözünü açtığında mistik tanrı ve tanrıçalarla aynı odadasın
Bir dilek hakkın var neyi seçersin?
Geri dönmeyi mi?
Yoksa tanrı ve tanrıça dostlarına yardım etmeyi mi?
Hikaye konusu bana a...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
▪️▪️▪️▪️▪️▪️▪️▪️▪️▪️▪️▪️▪️▪️▪️
Etrafımın bir anda sarılmasıyla korktum ve en yakınımda duran Apollon'un arkasına sığındım. Bir an için hatta bir an için bile değil her zaman olduğu gibi kendimi korkak hissettim. Tanımadığım insanlar, tanımadığım bir yer ve anlamadığım duygular...
Sığındığım yerden çıkmak istedim ama buna bile cesaretim yoktu. İçimden bir hüzün parçası koptu ve aklıma hakaret edercesine vurdu "güçsüzsün sen. Korkak, miskin, aciz..." artık durmam ve durdurmam gerekiyordu bu korkaklığı. Yerimden çıkacaktım ki esmer olan adam küçümseyerek bana baktı sonra ise Artemis'e dönerek aşağılamaya devam etti "bela dediğin şey bu mu gerçekten? Ciddi bir şey sanmıştım" dedi ve gülerek masaya gitti ve arkası dönük olan boş sandalyelerden birine oturdu
Burada bir cevap bulmak istiyorsam önemsenmeliyim ve burada ki en önemli şey ise belli oluyor ki güç. Apollon'un arkasından çıktım ve adamın karşısındaki sandalyeyi sertçe yere vurarak çektim ve oturdum. Ellerini başının arkasına aldı ve yüzünde rezil bir gülüşle baktı. Kim olduğu fazlasıyla belliydi. "Kendini güçlü hissetmek için başkalarını ezmek veya hor görmek hoşunuza gidiyor. Değil mi Ares?" yüzünde oluşan gülüş eğildi ve sinirli bir ifadeye dönüştü. Korkmuyorum demek düpedüz yalandı. Korkuyordum ama burada da ezilmek, hor görülmek istenmiyordum. Artemis ve Apollon hariç herkes karşıma oturdu ve beni incelediler. Vakitlerini çalmaya değer miyim diye?
"Sende ki bu cesaret hangi bedenden?" anlamsızca Ares'e döndüğümde küçümsedi yine. Artemis araya girdi ve öksürdü "Ares olay çıkarman için çağırmadım seni. Olay mı çıkaracaksın çık git o zaman" dediğinde sadece başını belli belirsiz salladı. "Sırasıyla..." demişti ki durdurdum ve ben saydım isimlerini "Afrodit, Hephaistos, Athena. Doğru?" dedim sorarak ve karşımdaki gözlere baktım. Afrodit garip bir şekilde baktı ve yerinde dikleşti "sen nasıl biliyorsun bizi?" dediğinde omuz silktim ve arkama yaslandım "kitaplar var" emiştim ki Athena susturdu. "Ne istiyorsunuz Artemis? Zeus'un bilmemesini gerektirecek kadar ne saklıyorsunuz? Ayrıca kim bu kız?" Apollon konuştu Artemis yerine "bunun cevabını arıyoruz işte Athena. İnsan olduğunu iddia ediyor ama..." dediğinde Ares gözlerini üzerime dikerek konuştu "ama bu imkansız" herkes kafa salladı ve yüzüme baktılar
İçimde bir darlık hissedince ayaklandım ve birkaç volta attım boş alanda. Kafam zonkluyordu resmen. Üzerimde bakışları hissetsem de durmadım hatta tersine hızımı arttırarak voltaya devam ettim. "Otur artık Alen" diyen Apollon'u dinledim ve yerime yerleştim. Bana meraklabakan tanrı ve tanrıçalara döndüm ve konuştum "bakın bunu söylemekten sıkıldım ben. Ama yine de tekrar edeceğim. Ben insanım, annem insan, babam ve abim de aynı şekilde insan. Tanrıça olma gibi bir ihtimalim yok. Sadece buradan gitmek istiyorum o kadar" Athena düşünceli bir şekilde boynunu kaşıdı ve mırıldandı "sınırı geçmen imkansız ama. Tanrı, tanrıça ya da efsanevi bir yaratık olmadığın sürece bu imkansız Alen. Mutlaka sende bir terslik var" Afrodit kafa salladı ve yanıma yaklaşıp gözlerimim içine baktı.