Yunan mitolojisine olan hayranlığınla biliniyordun ve bir sabah gözünü açtığında mistik tanrı ve tanrıçalarla aynı odadasın
Bir dilek hakkın var neyi seçersin?
Geri dönmeyi mi?
Yoksa tanrı ve tanrıça dostlarına yardım etmeyi mi?
Hikaye konusu bana a...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
▪️▪️▪️▪️▪️▪️▪️▪️▪️▪️▪️▪️▪️▪️▪️▪️▪️
Savaşçılar dışarıyakoşunca Adonis'in öfkeli yüzüne döndüm "bırak beni Adonis. Kan dökülmeden hallolsun bu mesele" yeşil irislerine bana çevirdi ve kafasını salladı "o kan dökülecek ve sen benim olacaksın" itiraz etme fırsatı vermeden yanımdan gitti. Kafamdaki saçma şeyleri çıkarıp korkarak saklanan rahibin ayak ucuna fırlattım. Adonis'in peşinden çıkacakken Yuliya ve diğer kadınlar önüme geçti ve geçmeme izin vermedi "gidemezsiniz tanrıçam" Yuliya'ya güldüm. Kolumu tutan elini sıkıp attım üzerimden ve yaklaşıp fısıldadım "bana bak Yuliya, ben kimseye benzemem. Düşünmeden canınızı alırım ve Adonis hiçbir şey yapamaz" önümden çekildiklerinde koşarak dışarı çıktım ve etrafa bakındım. Kimse yoktu
Gördüğüm savaşçının kolunu tuttum. Benim olduğumu anladığında başını eğdi "nerde Adonis ve Ares?" Cevap vermedi. Yeniden sordum yine cevap vermedi. Diğer savaşçıya sormak için yanından çekilince ilerde Afrodit'in beni çağırılınız duydum. Koşarak gidecektim ki savaşçı kolumu tuttu ve izin vermedi. Daha ben hiçbir şey yapmadan Afrodit yanımızda belirdi ve savaşçının boynunu tuttu. Tuttuğu gibi savaşçı öksürerek yere düştü. "Öldü mü?" Afrodit belli belirsiz kafa salladı ve kolumdan tuttu.
Gözlerini kapatıp açtığında Ares ve Adonis'in yanındaydık. Ares gözünde sağlıksız bir öfkeyle Adonis'e bakıyordu, Adonis'te aynı şekilde bakıyordu. Ares beni görünce siyah gözlerini Adonis'in yeşil gözlerinden ayırdı ve yanını işaret etti
Yanına geçtiğimde Adonis kafasını kaldırmadan bana baktı ve güldü. "Sıradan bir tanrıça öyle mi karıcım?" Ares ve Apollon önüme geçip görüş alanını kapattılar. Apollon tehditkar bir tavırla tısladı "karın olmadı ve olmayacak Adonis. Olay çıkmasın çünkü biz Alen'i alıp gidiyoruz ve sende burada dikilip kalacaksın" Adonis dalga geçer gibi kafa salladı ve güldü "öyle mi yapacağım? Sen beni tanımamışsın Ares"
Ares kafa salladı ve iğrenerek güldü "doğru ben seni değil ama ölümlü Adonis'i tanıyorum. Hep güçsüz halin aklıma geliyor gerçi" dedi ve baştan aşağı süzdü "hala güçsüzsün sen. Hala bir hiçsin" dudağımı ısırdım ve Adonis'in cevabını bekledim
Apollon, Artemis, Athena ve Afrodit sessizce izliyorlardı. Hiçbir şekilde tepki vermiyorlardı. Sessizce izledim ama kavga çıkacağını anladığım an izlemeyi bıraktım ve müdahale ettim. Ares'in kulağına eğilip sessizce söyledim "hiç boşuna olay çıkarma Ares. Çıkıp gidelim hadi" kafasını salladı ama gitmeye niyeti yoktu. Artemis kolumu tutup kendine çekti "sen karışma kadın başına" kaşlarımı çatarak ona döndüm ve kolumu çektim "kadın başına derken. Sen karışmazsan karışma Artemis. Benim yüzümden oluyor bu kavga" göz devirip Athena'nın yanına geri çekildi