"ÖZGÜRLÜĞÜNÜZÜ İSTİYORSANIZ
ÖNCE BANA
ÖZGÜRLÜĞÜMÜ VERECEKSİNİZ"▪️▪️▪️▪️▪️▪️▪️▪️▪️▪️▪️▪️▪️▪️▪️▪️
Ömrüm boyunca ölümden hep çok korkmuşumdur. Ya da ölüm değildi, belki ölümden sonraki yaşamı anlamayışımdı veyahut öldükten sonra yalnız kalma korkusuydu
Her zaman, attığım her adımda, her nefes alışımda aklım o nefesin bir gün kesileceği geliyor ve korkmaktan alıkoyamıyorum kendimi
En çok korktuğun şey ailemin ölümüydü bu hayatta
Gözlerimi yerde yatan tanrıçadan alamadım. Yüzünde bir iz bir şey aradım, yaşama dair. En ufak bir umut kırıntısı ama yoktu. Gözlerim ölü bir bedende takılı kaldı
Artemis dikkati kendine çekip etraftaki kalabalığa bağırdı "tamam hadi dağılın" kimse gitmedi. Derin bir nefes alıp bağırdı "dağılın dedim size. İzleyecek bir şey yok. Kutsal güne devam edin" herkes gitse de gözleri buradaydı. Tanrılar ve Tanrıçalar yanımıza toplandı. Ares yüzünde sinirli ve gergin bir ifade ile konuştu "bu ne demek oluyor? Ne laneti kadın?" Ölünün başındaki kadın kafasını eğdi "lanet var üzerimizde. Bir tane daha, sonra bir tane daha ve en son tüm herkes ölecek. Onun laneti üzerimizde olacak" Ares artan öfkesini dindirmeye çalıştı. Zorlandığı belli oluyordu ama kendini sakinleştirdi
Afrodit yavaşça kadınla konuştu "kimin laneti biliyor musun?" Kafasını sağa sola sallayan kadının dili tutulmuş gibiydi. Afrodit onayladı ve diğerlerini işaret etti "tamam git sen. Kutsal günü mahvetme yeter ki. Biz hallederiz" yanımdan geçen kadın kulağıma kimse görmeden fısıldadı
"Laneti boz ölümlü. Laneti boz" şaşkınlıkla ona baktım. Ölümlü olduğumu nerden biliyordu ki? Apollon belimi tutunca ona döndüm "ne oldu?" Ares ve sırtına aldığı ölümlüyü işaret etti "diğerleri sakinleşene kadar bu tanrıçayı götüreceğiz. Sen burada Vesta ile kalacaksın" kafamı itiraz ederek salladım "hayır, kalmam Apollon" Vesta onayladı "bende kalmam. Siz nereye ben oraya? Bu ne laneti öğrenmem lazım" sinirlenen Artemis Vesta'nın üzerine yürüdü "kendini ne sanıyorsun sen Vesta? Eski senle şu an ki seni karıştırma. Üzerim seni" omuz silkti ve yanıma gelip kolumu tuttu. Apollon itiraz etmedi
Kollarımı Apollon'un beline sıkıca sardığımda hala havadaydık. Kendi kendime mırıldandım "ciddi ciddi uçuyor muyuz?" Sakinleştim ve Apollon'a sarıldım "neden bu kadar uzun sürdü?" Yavaşça yere indiğimizde sorumu cevaplamadan etrafa bakındı
Ağaçlar üzgün gibi boynunu bükmüş, çiçekler solmuş, tapınaklar kan rengine bürünmüştü. Kısacası burada Kİ her şey ölümü andırıyordu. Havasından toprağına kadar ölüm kokuyordu
Kan kırmızısı tapınaktan içeri girdiğimizde diğerleri de yeni gelmişti zaten. Endişe ile etrafa bakındım "burası neresi?" Cevaplamadılar. Vesta'ya yaklaşıp sordum "burası neresi?" Diğer tanrıların dikkatini dağıtmadan sessizce yanıtladı "ölü tanrıçaların tapınağı burası. Ölen tanrıçalar getirilir yalnızca. Tanrıların tapınağı da bir başka yerde" kafa salladım ve ölü kadına baktım. Kuşağımın dininde Vesta'nın sesini duydum "iyileştirmeyi denesene" itiraz ederek ona döndüm. Umursamadı ve diğerlerine yaklaştı. Susmasını söylememe gerek kalmadan konuştu "Alen iyileştirir o tanrıçayı" herkes şaşkınlıkla bana döndü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEN TANRIÇAYIM
FantasyYunan mitolojisine olan hayranlığınla biliniyordun ve bir sabah gözünü açtığında mistik tanrı ve tanrıçalarla aynı odadasın Bir dilek hakkın var neyi seçersin? Geri dönmeyi mi? Yoksa tanrı ve tanrıça dostlarına yardım etmeyi mi? Hikaye konusu bana a...