"SEN BENİM HİÇ
VAR OLMAMIŞ KIZIMSIN"▪️▪️▪️▪️▪️▪️▪️▪️▪️▪️▪️▪️▪️▪️▪️▪️▪️
Üzeri örtülü Vesta'ya gülerek baktım. Ağlamıyordum çünkü ağlamak istemiyordum. Simsiyah olan çarşafa baktım ve güldüm yeniden. Siyah kanlı tanrıça, tıpkı ben ve Agnes gibi o da farklıydı herkesten.
Bizim kanımız siyahtı tıpkı duygularımız gibi.
"Son yolculuğa uğurlanacak ardından da gömülecek." Tamina'ya kafa salladım ve etrafa bakındım. Artık gitmem gerekiyordu buradan ama Vesta'yı da bırakmak istemiyordum.
Agnes'i bulup Vesta'ya göz kulak olması için ikna ettim. Onay sözcüğü alınca gitmem gerektiğini fark ettim ve dışarıya ilerledim. Agnes'in yanıma geleceğine o kadar emindim ki bu sebepten ötürü yavaş yavaş yürüyordum
Kolumu tutunca güldüm ve ona döndüm. "Bencilsin" diyerek nefes kadar yakınıma geldi. Kafa sallayarak cevap verdim "bencilim." Ellerini saçıma uzattı ve yavaşça okşadı. Burnunu saç diplerime gömüp derin nefes alınca dudaklarımda oluşan tebessüme engel olamadım.
"Gerçekten bencil olduğumu mu düşünüyorsun?" Geri çekilerek siyah gözlerine baktım. Gözündeki parıltılarda kendi yansımamı görüyordum. "Hayır, düşünmüyorum. Bunu neden yaptığını da biliyorum. Artık biliyorum" arkamı dönüp gittim.
Vesta'nın tapınağına ilerledim ve Antea'ya yiyecek yemek hazırlamasını rica ettim. Antea soru sormak istiyordu ama çekiniyordu. Kapıyı işaret ettim ve geniş perdeli odaya gittim. Bu oda Vesta'nın dediğine göre tanrılara dua etmek için var olmuş.
Ortada duran sunağa baktım. İçinde küller doluydu ve içindeki bazı küllerde havada uçuşuyordu. Zeus'un görkemli heykeline alayla baktım. Yandaki sepettin içinde bulunan tütsüyü, bitmeye yüz tutmuş mum yardımıyla yaktım ve sunağa diktim.
Tütsünün kokusunu içime çekip Zeus'un önünde eğildim. Zeus'a ulaşacaklarına inanan bir toplumun ataerkil inancıydı bu. Zeus'a kimse ulaşamazdı.
Ellerimi yerdeki soğuk mermere bastırıp kafamı merdiven basamağındaki koydum ve sessizce mırıldandım. "Yüce Zeus... Zeus. Ne demem gerekiyor acaba?"
Gözlerim sunağa döndü ve yanda duran keskin bıçağı elime aldım. Vazgeçip geri yere bıraktım ve Zeus'un heykeline baktım "sana kanımı akıtmayacağım çünkü buna değmezsin" diye mırıldandım.
"Sen hiçbir şeye layık değilsin Zeus"
İğrenerek Zeus'un heykeline baktım ve tütsüyü söndürerek odadan çıktım. Dışarı çıkıp karanlık gökyüzüne doğru başımı kaldırdım. Karanlık bana dinginlik veriyordu çünkü karanlık tüm kirleri örtüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEN TANRIÇAYIM
FantasyYunan mitolojisine olan hayranlığınla biliniyordun ve bir sabah gözünü açtığında mistik tanrı ve tanrıçalarla aynı odadasın Bir dilek hakkın var neyi seçersin? Geri dönmeyi mi? Yoksa tanrı ve tanrıça dostlarına yardım etmeyi mi? Hikaye konusu bana a...