Gözlerimi uyuşturmaya devam ederken Pavel "русский," diye devam ettirdiği cümlesini esnediğimi görünce durdurmuştu. "Senin uykun mu var?"
Esnemeye devam ederken beş karış açılmış ağzıma "Ne alaka?" demeye çalıştım. Sabahın altısında rusça öğrenmek için ayağa dikilmiştik. Daha doğrusu o öğretmek için dikilmişti.
"Sana yedek bir öğretmen tuttum. Ben olmadığım zaman onunla çalışacaksın. Gerçi buna gerek var mı bilemedim, kısa sürede takır takır konuşursun sanmışım."
"Annemin karnından rusça konuşarak çıkmadım Pavel." dedim göz devirerek.
Burnuma küçük bir fiske atarak "Evi temizlemeye gelecekler. Biraz daha çalışıp kalkalım."
Koluma başımı koyarak onu izlemeye başladım. O ise önünde ki sözlükten bana bir şeyler göstererek anlatmaya devam etti.
Rusçamı geliştirmem ve vakit geçirmem için aldığımız iki poşet kitabı şoföre vererek mağazaya girdik.
Rusya güzeldi. Rus kadınlarından bahsetmiyordum bile. Afettiler afet!
Pavel arkamdan geldiğinde mağazanın içine ben burada ne arıyorum amk gibi bir bakış attı. Onun neden gittiğim her yerde peşime takıldığını anlamıyordum. Bunun tam tersi olması gerekmiyor muydu?
Benim kıyafetlere mal gibi baktığımı gördüğünde eline dört beş tane pijama alarak yanında ki görevli adama verdi.
İsraf yapmaktan başka bir şey yaptığı yoktu, almak için alıyordu fakat ses çıkarmadım.
Parayı onun ödeyeceğinden mi bilmem üzerimde ki çekingenlik cebimde ki kredi kartımın bile burada geçmediğindendi. Hâlâ türk parasıyla geziyordum.
"Gez kafana göre sen,"
Fark etmez dercesine omuz silktiğimde çoktan yanından ayrıldığımı fark ettim.
Elime günlük giyinebileceğim baskılı tişörtlerden bir kaç tane geçirdiğimde salaş eşofmanların olduğu bölüme ellerim dolu gelmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eccedentesiast / +18
ChickLitBedenim bir ateşte kavrulurcasına karıncalanıyordu ve o, O beni izliyordu. Eşsiz bir manzarayı izliyormuşçasına, sadece tutkuyla harlanan bedenlerimizi kavuşturuyor gibi değilde, ruhumuzu birbirine kilitliyormuş gibi bakıyordu. *** Eccedentesiast...