Kitabı hatırlayan çıkar mı? KEĞXLAŞWOXLPAWL
Ilık su vücudumu gıdıklamaya devam ederken aşağıdan gelen kapı sesiyle saçlarımı son kez arkaya doğru tarayıp musluğu kapattım.
Duşa kabinden çıkarken bedenimden süzülen su damlaları zemine damlıyordu. Üstüme havlu geçirirken sert ve tok adım sesleri ilk başta koridorun sonunda duyulurken şimdi ise olduğum yönde duruluyordu.
Arkaya doğru yatırdığım saçlarımın nemini alırken kapının önünde duran adımlar kapıyı bir kaç kez tıklattı.
Ses vermedim. Bir an için durgun hissettim fakat üzerimde ki gerginliğin yeri olduğu için moralimi düzeltmeye çalışıyordum.
"Mezra?"
Kapının kulpu bu sefer aşağı indiğinde hiç yabancılık çekmezmiş gibi Pavel içeri girerken olduğum durumu hiç yargılamıyor gibi gözüküyordum.
Başımı ona çevirdiğimde dik duran bedenine tezat yorgun gözlerini gördüm. Oda gergindi fakat nedeni benimkininden farklı olduğunu biliyordum.
"Ses vermeyince merak ettim." İlk önce içeriyi süzdüğünde paçalarının ıslanmasını umursamadan adımlarını bana doğrulttu.
Pavel ortalama bir insana göre iri kalıyordu. Normalde sempatik gelebilecek bir yüze belki sahip olabilirdi, saçını sıfırda kullanmasaydı. Sert bir çehreye sahip olsa da konuşurken dudaklarının hemen kenarında ufak bir gamzesi, onun bazen çehresinden alakasız duruma koyuyordu fakat yüzünü seviyordum. Vücudunu da öyle.
Arkama geçtiğinde ellerimi yasladığım dolaba oda yaslayarak beni kollarının arasına aldı.
Üstümde havlu dışında bir şey yoktu. Bir kaç kez öksürdüm. Görmediği şey miydi? Hayır.
Aynadan gözlerimiz kesiştiğinde ne düşündüğümü çözmüşmüydü bilmiyorum fakat dudaklarında haylaz bir tebessüm oluşunu saniyesine kadar izledim.
Tebessümü dudaklarında yerini korurken sakallı çehresini yanağıma hafifçe sürttü. Fakat bu bilerek değil içgüdüsel olarak yaptığı bir haraketti.
Mayışırmışçasına gözlerim kapanırken ağzımdan ufak bi mırıltı kaçtı. Dudaklarını yanağıma değdirdi. Oraya ufak bir öpücük bırakırken istemsizce başım arkaya doğru düşerken onun bedeni bana daha fazla yapıştı.
Sıcak nefesi tenimde gezinirken bundan huylanıyordum fakat kendimi geri çekme zahmetinde bulundurmuyordum. Aksine, hoşuna gitmediğini söyleyemezdim.
Elleri dolabı daha sıkı kavrarken kollarının arasında ki beni daha da sıkıştırarak bana küçücük bir alan sağladı. Aynayı bile tam tamına göremiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eccedentesiast / +18
Chick-LitBedenim bir ateşte kavrulurcasına karıncalanıyordu ve o, O beni izliyordu. Eşsiz bir manzarayı izliyormuşçasına, sadece tutkuyla harlanan bedenlerimizi kavuşturuyor gibi değilde, ruhumuzu birbirine kilitliyormuş gibi bakıyordu. *** Eccedentesiast...