XXVI. ( yirmi altı ) Bölüm

10 4 0
                                    

Odamdan tekrar çıkana dek aradan bir hafta geçti. Odamdan çıkabilmem Maven'dan bir armağan, bana olan tuhaf takıntısının bir hatırlatıcısı olduğu halde, Julian'ın kitapları yüzünden memnundum. Tek arkadaşlarım onlardı. Orada yalnızca onlar bir arkadaşı anımsatıyordu. Kitapları Gisa'mn ipekli kumaş parçasıyla birlikte yakınımda tutuyordum.

Sayfalar aradan geçen günlerle birlikte ilerledi. Tarihte geriye gittim, giderek daha az inanılır hale gelen sözcüklerle yolculuk ettim. Calore krallarıyla geçen üç yüz sene, Gümüş savaş beyleriyle geçen asırlar... Tanıdığım bir dünyaydı. Ama ilerledikçe, her şey daha da bulanıklaştı.

Devrim Dönemi denen zamanla ilgili yazılı kayıtların sayısı çok az ancak çoğu âlim bu dönemin modem Poyraz

takvimine göre 1500 Eski Zaman'da (EZ) başladığında hemfikirdir. Devrim'den önceki, kıtada hüküm süren Felaketler'in hemen ardından, gelişimi sırasında veya öncesinde tutulan kayıtların neredeyse hepsi yok edildi, kayboldu ya da şu anda okunması mümkün değil. Kurtarılanlar dikkatle incelendi ve hem Delfi'deki Kraliyet Arşivleri'nde hem de komşu krallıklardaki benzeri kurumlarda muhafaza edildi. Felaketler, olayların gelişimi açısından tahminde bulunmayı mümkün kılmak için saha araştırmalarıyla birlikte Gümüş öncesi efsanelerle kapsamlı bir biçimde incelenmiştir. Bu kitabın yazılışı sırasında, birçok kişi nihai bir insan savaşının, jeolojik kaymaların, iklim değişikliklerinin ve diğer doğal felaketlerin bir birleşiminin insan ırkının neredeyse sonunu getirdiğine inanmaktaydı.

Keşfedilmiş en eski, tercümesi yapılabilir kayıtlar yaklaşık olarak 950 EZ tarihlidir ancak tam seneleri teyit edilememiştir. Barr Rambler'ın Duruşması isimli bir belge yeniden inşa edümiş Delfi'de hırsızlıkla suçlanan bir kişinin duruşma teşebbüsünün natamam bir anlatımından ibarettir. Barr komşusunun vagonunu çalmakla suçlanmıştı. Duruşma sırasında, Barr'm ellerindeki zincirleri "ince dallar gibi" kırdığı ve mahkeme muhafızlarla dolu olduğu halde kaçtığı anlatılmaktadır. Bu belgenin, yeteneğini sergileyen bir Gümüş'e dair ilk kayıt olduğu düşünülmektedir. Bugüne bugün, Rhambos Hanesi güçlükol yeteneğinin atasının Barr olduğunu iddia etmektedir. Ancak bu iddia bir başka mahkeme kaydıyla, Hillman, Trent ve Davids Davası belgesiyle yalanlanmaktadır. Bu davada Delfili üç adam çocuğu olmadığı belirtilen Barr Rambler'ın cinayete kurban gitmesiyle ilgili olarak duruşmaya çıkmıştır. Üç adam suçsuz bulunmuş, “Rambler denen iğrençliği" yok ettikleri için Delfi halkı tarafından övülmüştür. (Delfi Kayıtları ve Yazıları, 1. Cilt)

Barr Rambler'm başına gelenler istisnai olaylar değildir. Birçok eski tarihli yazı ve belge ayrıntılı bir şekilde gümüş renkli kanı olan, yetenekleri bulunan ve sayıları giderek artan bir nüfustan nasıl korkulduğunu ve işkenceye maruz kaldıklarını anlatmaktadır. Bu kişilerin birçoğu kendilerini korumak için bir araya toplanmış ve Kızılların baskın olduğu şehirlerde bir araya gelmiştir. Devrim Dönemi, bazıları Kızıl şehirleriyle birlikte yaşayan ancak zamanla kırmızı kanlılara hükmeden Gümüş toplumlann ortaya çıkışıyla sona ermiştir.

Kızıllar tarafından cezalandırılan Gümüşler. Bu fikre içimden gülmek geldi. Çok aptalcaydı. Hayatımın her gününü onların tanrılar, bizim böcekler olduğumuzu bilerek yaşamıştım. Aksinin doğru olduğu bir dünyayı hayal bile edemiyordum.

Bunlar Julian'ın kitaplarıydı. Bunları inceleyecek kadar kayda değer görmüştü. Yine de devam edemeyecek kadar huzursuz olduğumdan, sonraki senelerle ilgili bölümleri okumaya devam ettim. Yeni Zaman, Calore kralları... Bunlar anladığım bir medeniyetteki isimler ve yerlerdi.

Bir gün, odama getirilen giysilerin her zamankinden daha sade olduğunu gördüm. Rahattı ve tarzdan çok kullanışlı olmasına özen gösterilmişti. Bir terslik olduğunun ilk belirtisiydi bu. Dar pantolon, yakut boncuklardan oluşan minicik, seyrek helezon desenlerle süslü siyah bir ceket ve gerçekten rahat çizmeler... Çizmeler cilalanmış yıpranmış deriden yapılmıştı, topuklu değildi, sadece doğru ölçüde yüksek tabanları vardı ve ayak bileklerimdeki kelepçeler için de yeteri kadar boldu. Kol bileklerimdekileri her zamanki gibi eldivenlerim örtüyordu. Kürk kenarlı eldivenler. Soğuktan korunmak için. Kalbim duracak gibi oldu. Hayatımda hiç eldivenler için o kadar heyecan-lanmamıştım.

Kralın kafesi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin