Aniden içimi bir korku kapladı. "Sende herhangi bir şey anlayacak potansiyel yok zaten." Cümlesini üzerime alındım. Çünkü gerçekten, şu ana kadar herhangi bir şey yaptığımı, ortaya çıkmasından korktuğum bir şey olduğunu düşünmemiştim. Yani dediği gibi, bir şey anlamamıştım. Bu tanıma bu kadar uymam panik yapmama sebep oldu. Vücudum ısındı.
Üstüne bir de polisten bahsetmişti. Biraz önceki çözüme odaklı, özgüvenli benden kısa süreliğine eser kalmamıştı. Ancak benimle ilgili olmadığını kısa sürede anladım. Uğur'dan şüphelenmeme de zaman kalmamıştı. Çünkü Burak oturduğu yerden aniden kalkıp sınıftan koçarak çıkmıştı.
Aytaç: "Ne oldu şimdi?"
Ezgi: "Gitti. Harbi bir boklar dönüyormuş demek ki."Arkadaşlarına "Bir şey biliyor musunuz?" diye sormak istedim ama ne biliyor olabilirlerdi ki? Burak'ın sırrı en başlarda ortaya çıktığından beri onunla pek konuşan yoktu zaten. Kızlar öyle bir sapıkla konuşmak istemiyordu, erkekler de sapıkla ilişkilendirilmek istemiyordu. Normal. Ama şu an suçlulara üzülecek ruh halinde değilim. Üstümdeki şoku daha yeni yeni atlatıyorum.
Bu gerginlikten sonra arama yapmaya devam edelim diyemedim, henüz kendimde değildim. Başkasından da ses çıkmıyordu. Herkesin başına gelen şeylerden dolayı konuşası kaçmış gibiydi. Hak vermemek elde değil, kim konuşsa onunla ilgili ortaya çıkan şey, herkes tarafından tekrar düşünülecekti. Herkesin derdi kendini unutturmaktı şu an. "Bitsin de gidelim, bir daha konusu da açılmasın. Okul da bitsin buradan kurtulayım." diye düşündüklerine emindim.
Uğur yanıma geldi. Omzuma dokundu, irkildim. "Bir tek ikimiz kaldık." Dedi. "Ama ben korkmuyorum, sen de korkma. Masumların korkacak bir şeyi yoktur çünkü."
Nil: "Masum olduğumu nereden biliyorsun?"
Bu dediği beni iyice şüphelendirmişti. Nereden biliyordu? Bu işin arkasında o olduğu için olabilir mi gerçekten? Belki de bir skandalın arkasında ismi olmayan tek kişi olduğum için hoşlanmıştı benden. Omzumdaki elini tutup geri ittim. Eğer aradığım kişi oysa, bunu açığa çıkarmanın bir yolunu bulmalıydım ama bu konuda hiç planım yoktu. O yüzden aklıma gelen ilk şeyi yaptım.
Nil: "Biliyorum, sensin."
Uğur: "Ne benim?"
Sesimi biraz daha azalttım. "Bunları sen düzenledin. Biliyorum. Gördüm seni."
Uğur: "Nasıl gördün? Şu an buradayım ve bir şey yapmıyorum?! Hani biz takımdık ayrıca?"
Nil: "Çantasına bakmadığımız bir sen kaldın. Burak vardı ama o zaten gitti.
Uğur: "Bir şey yok çantamda aç bak."
Ezgi konuştuklarımızı fark etmişti ve olanları hemen kavradı.
Ezgi: "O zaman çantalara bakmaya devam edelim. Uğur, bakabilir miyiz çantana."
Sena: "Önemi kaldı mı ki artık? Hepimiz bittik zaten uğraşmayalım."
<Mesaj> 0507...: "Birinden daha kurtulduğumuza göre, sona geldik. Acaba finali nasıl yapsak? Ben de bilemedim şimdi, çok seçenek var. Ben karar vermeden önce sizin düşüncelerinizi de alayım. Nil mi? Uğur mu? Sizce hangisi daha kötüdür? Bir tanesi gerçekten çok kötü. İkisini de önünüze alın. Sırayla, hangisinin daha kötü olduğunu düşünüyorsanız ona istediğiniz bir şekilde zarar verin. Tabi kalıcı sakatlık veya daha kötü bir şey oluşturmayacak şekilde. Şu ana kadar ortaya çıkan şeylerin kötülüğünü gördünüz. Onlardan biri tüm öncekiler kadar cezalandırılmayı hak ediyor. Dünyadaki tüm kötülükleri silemezsiniz ama bir tanesini ucundan da olsa cezalandırabileceksiniz. Aklınızı iyi kullanın. Ha unutmadan, savunma hakkı da verin. Yargısız infaz sadece refleksleriyle yaşayan, aklı olmayan hayvanlara özgüdür çünkü. Siz hayvan olmayın."
---------------------------------------------
Kusura bakmayın yeni bölüm biraz geç geldi. Tatilde staj, sonra okul başladı, şimdi de bir yarışmaya hazırlanıyoruz hiç vaktim olmuyor. Yine de çok bekletmemek adına araya bir bölüm sıkıştırayım dedim. Kendinize iyi bakın seviliyorsunuz <3 Son 2 ya da 3 bölüm kaldı
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sırlarınızı Biliyorum
Mistério / SuspenseBir gün siz ve etrafınızdakilerin sırlarını açığa çıkaran, sizlerden istemeyeceğiniz şeyleri yapmanızı isteyen birinden mesajlar alsanız ne yapardınız? 12-B sınıfı, yeni bir öğretim yılına başlarken aralarından biri hakkında biri doğru biri yanlış o...