Kalabalık bir otobüsten kurtulmanın rahatlığını yaşayarak indim ve okula yürümeye başladım. Sabah erken kalkmak, erken kalkmanın yorgunluğu ile hızlıca hazırlanmak, bunlar yaşanırken doğru düzgün beslenecek zaman bulamamak, sonrasında senin gibi enerjisiz insanlarla dolu bir otobüste sıkışarak okula gitmek. Güne başlamak için hiç iç açıcı bir rutin değil. En azından otobüsten okula yürüdüğüm yol etrafı ağaçlarla kaplı, kaldırımları temiz güzel bir yoldu. Hava da ne çok sıcak, ne de üşütecek kadar soğuk bir sıcaklıktaydı. Kısaca güzel bir yürüyüş için en uygun hava.
Güzel bir yürüyüşle üstümdeki yorgunluğu atmayı başarsam da Ezgi için endişelendim. Dünden beri kendisine ulaşamamıştım. Okula gelip gelmediğini merak ettiğim için adımlarımı hızlandırmaya karar verdim ve tam hızlanacakken omzumda bir el hissederek irkildim.
Uğur: "Özür dilerim korkuttuysam."
Nil: "Geldiğini fark etmemiştim, ürktüm biraz."
Buruk bir şekilde hafifçe gülümsedi ve hiçbir şey demedi. Birkaç saniye öyle bekledikten sonra elini cebine uzattı ve katlanmış bir kağıt çıkardı. Yine hiçbir şey demeden kağıdı elime tutuşturdu ve yürümeye devam etti.
--------------------------------------------------
Not: Hikayeye bir süre ara vermek zorunda kaldım ^^ Bu da kısa bir dönüş bölümüydü. Her şey daha hızlanmış bir şekilde önümüzdeki günden itibaren devam edeceğim c:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sırlarınızı Biliyorum
Misteri / ThrillerBir gün siz ve etrafınızdakilerin sırlarını açığa çıkaran, sizlerden istemeyeceğiniz şeyleri yapmanızı isteyen birinden mesajlar alsanız ne yapardınız? 12-B sınıfı, yeni bir öğretim yılına başlarken aralarından biri hakkında biri doğru biri yanlış o...