"Duygusal" kelimesi size ne çağrıştırıyor? Hepimizin aklına çabuk üzülen, hassas,empati yeteneği yüksek ve benzeri özelliklere sahip biri geliyor değil mi? Şu an öyle hissetmiyorum, duygu dolu hissediyorum. İçim karışık duygularla dolup taşıyor. Üzüntü, nefret, endişe, heyecan ve aklıma gelmeyen diğer duygular. Hepsinden biraz var ama bunlar birleşince tamamen duygu dolu hissediyorum ve "duygusal" kelimesi nedense bana bu durum için uygun geliyor.
Bahsedilen şeyi bana yapamazlar değil mi? Kimse bu kadar ileri gidemez? Hem onlar yapmak istese bile ben durup bunu yapmalarına izin verir miyim? Gerçekten bunları düşünmek zorunda olmak bile aşağılanmış hissettiriyor.
Ezgi: "Bu ne saçmalıyor? Böyle bir şeyi yapmamıza imkan yok."
Aslı: "Yapmadığımızda neler oluyor görüyorsun."
Aytaç: "Hala elinde bizi bir şeylere zorlayacak kozu kaldı mı ki?"x
Uğur: "Beni zorlayacak bir şeyi olduğunu sanmıyorum ama..."
Aytaç: "Veya şu an kendini temize çıkarmak için ön hazırlık yapıyorsun."
Uğur: "Ya ne alaka?"
Aytaç: "Yani eğer denileni yaparsak kendini savunman gerekecek senin aleyhine oy kullanmayalım diye. O yüzden şimdiden masum numarası yapıyor olabilirsin."
Uğur: "Ve sen de bunu söyleyerek kendimi savunmaya beni zorluyorsun. Kısaca denileni yapmamı istiyorsun."
Sena: "Kendini savunmak seni neden bu kadar geriyor ki?"
Uğur: "Gerdiğini nerden çıkardın?"
Hakan: "Kesin bir şey var bu elemanda ben söyleyeyim."
Can: "Yani... Şu ana kadar kimde bir şey var dendiyse onda bir şey çıktı. Bugün bilmediğimiz çok şey öğrenmedik mi?"
Nil: "O zaman bunun da doğru olduğunu varsayabiliriz öyle mi?"
Ezgi: "Nil'de bir şey yoktur ben ona kefilim."
Uğur: "O da sorsak sana kefir olurdu muhtemelen. Ama senin hakkında bilmediği şeyler öğrendi."
Sena: "Kefir mi?" dedi gülmeye başlayarak. Benim de sinirlerim bozuldu ve kendimi tutamadım.
Ezgi: "Tek bir kelimeyi yanlış söylemen dediğin şeylerin tüm ciddiyetini aldı götürdü. Seni ciddiye alasım gelmiyor artık." Dedi o da gülerek. Ortamın gerginliği biraz azalmıştı.
Aslı: "Neyse şaka bir yana, gerçekten bu şeyi yapacaksak en azından düzgün yapalım. Dediği gibi sert olmak zorunda değiliz."
Nil: "Ben Uğur'dan şüpheleniyorum, bu işin arkasında o var." Dedim birden. Kendimi savunma ihtiyacı hissetmiştim. Şu ana kadarki işleri gizli yürütme çabalarımı birden çöpe atmıştım. Ama bugüne kadar rahat ve gözlerden uzak gelmiştim. Kurban olma düşüncesi beni aniden böyle bir moda soktu.
Uğur: "NE? Nasıl böyle bir şey düşünebilirsin? Böyle bir şey düşünmen için hiçbir nedenin yok çünkü benim hiçbir alakam yok. Bugüne kadar sizle birlikte çalışmadım mı?"
Ezgi: "Belki de sen yanımızda olduğun için herhangi bir sonuca ulaşamadık. "
Uğur: "Yalnız... Şu an neden bunları ikinizin daha önce konuştuğunu hissediyorum?" dedi ve diğer herkese bakarak onlara seslendi. "Şu an planlı bir şekilde üstüme suç bırakılıyor farkında mısınız?"
Hakan: "Üstüme suç bırakılıyor ne lan?"
Uğur: "Yani... İftira. Ya sana ne anlatıyorum ki ben."
Nil: "Suçlu biziz o zaman öyle mi? Saçmalık."
Uğur: "Şu ana kadar sana herhangi bir şey olmadı. Bir şeyle itham edilmedin, bir ceza almadın. En sona geldiğimizde de durduk yere beni yok etmeye çalışıyorsun. Biraz şüpheli değil mi?"
Nil: "Sen farklı mısın ki? Şu ana kadar sana da bir şey olmadı." Dedim yüzüne karşı. Sonra diğerlerine dönerek devam ettim.
"Bakın şu an aramızda Selim yok, mesajları o atıyor değil mi? Yani biz bir şey yaparken dışarıdan birisi bize bu mesajları atıyor. Son seferde de ikili konuşmuştuk, o zaman Selim Ezgi'yle konuşuyordu. Ama yine de mesajları almaya devam ediyorduk. O sefer de Uğur yoktu. Mesajları bir tek o atabilirdi.
Herkes anlattıklarıma ikna olmuş gibiydi. Uğur hala kendine iftira atıldığını, kendisine çok büyük bir komplo kurduğumu söylüyordu.
Sena: "Bence artık oylamaya geçelim."
Uğur'la beraber boş bir alana geçip yan yana beklemeye başladık. Önce Aslı geldi ve Uğur'a çok sert bir tokat attı. Tokat sesini duyunca ben bile irkildim. Ancak Uğur pes etmiş görünüyordu, ihanete uğramış gibi hissettiği çok belliydi.
Daha sonra Hakan geldi. Gülerek Uğur'a yaklaşıp hafif tokat atar gibi yüzüne dokundu. Sonra birden eğilip pantolonunu indirdi. Eğlenmişe benziyordu. Ama yine de "NE ALAKA??" diye düşünmekten kendimi alamadım.
Ezgi de Uğur'a yaklaştı. Yüzüne uzun uzun bakıp sonra sertçe yüzüne tükürdü ve tokat atıp sessizce yerine döndü. Geriye Can, Sena ve Kaan kaldı. Aralarından biri daha Uğur'u cezalandırmaya karar verirse oyların çoğunluğu sağlanıyordu ve kazanıyordum. Buna kazanıyordum denir mi bilmiyorum, sonunda ne olacak onu da bilmiyorum ama en azından aleyhime bir şey olma ihtimali düşüyordu.
Bundan sonra olanlar biraz karışık. Sena da Uğur'a doğru yöneldi. Ne yapacağına henüz karar vermemiş gibiydi, biraz duraksadı. O bir şey yapamadan önce Uğur konuşmaya başladı. Sesi çok ciddi ve gergin çıkıyordu.
Uğur: "Şu ana kadar Nil'i sevdiğim için ve kendimi savunamadığım için cezalandırıldım. Hayata küsmüş hissettim, bir şey diyemedim. Pes ettim. Ama haksızlığa uğradığım düşüncesi içime sığmıyor. Size soruyorum. Mesajda birimizin 'çok kötü' bir şey yaptığı ve bunun için cezalandırılması gerektiği söyleniyordu. Şu an benim bu işin arkasındaki kişi olduğumu düşünerek beni cezalandırıyorsunuz. Size iki şey soruyorum.
1- Eğer bu işin arkasında ben varsam neden kendimi bu kadar öne atayım ve yaptığım şeyin çok kötü bir şey olduğunu düşüneyim?
2- Gerçekten bu işin arkasındaki kişinin yaptığı şeyler bu kadar cezalandırılacak kadar kötü mü?
Tamam, hepimiz rahatsız olduk şu ana kadar olanlardan. Kendimiz hakkında bir şeyler ortaya çıkacak diye gerildik. Sırlarımız ortaya çıktı sinirlendik. Fakat kendinize değil de diğerlerine bakın. Yaptıkları şeyler gerçekten ortaya çıkmaması gereken şeyler miydi? Bu şeyler ortaya çıkmasaydı ve yaptıkları yanına kalsa daha mı iyiydi? Bunları kim planladıysa onu gerçekten takdir ediyorum. Ama bu sorunun cevabındaki 'Kötü şey'in bu oyunları düzenlemek olduğunu sanmıyorum. O yüzden beni bununla cezalandırmayın."
Diğerleri ne düşündü bilmem ama Sena buna ikna olmuş gibiydi. Ben herhangi bir şey diyemeden saçlarımdan tutup kafamı aşağı çekti ve dudaklarımı öptü. Ne olduğuna anlam veremedim. Ne hissedebileceğimi bile düşünemedim, tek hissettiğim o bir an yumuşak dudaklarımızın birleşimiydi. Ama bu his uzun sürmedi. Birden ÇOK sert biçimde alt dudağımı ısırdı ve resmen kopardı. Acı içinde çığlık attım. Elimi dudağıma götürdüm, kanıyordu. Sena arkasına dönüp ağzımdan ona geçen kanı tükürdü.
Sena: "Seni böyle öpeceğimi söylemiştim."
Muhtemelen beni zamanında onu kandıran anonim sanıp şu an da Uğur'a komplo kurduğumu düşündü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sırlarınızı Biliyorum
Gizem / GerilimBir gün siz ve etrafınızdakilerin sırlarını açığa çıkaran, sizlerden istemeyeceğiniz şeyleri yapmanızı isteyen birinden mesajlar alsanız ne yapardınız? 12-B sınıfı, yeni bir öğretim yılına başlarken aralarından biri hakkında biri doğru biri yanlış o...