Abbas Dayının Büyüsü Köyümüzü Mahvetti

24 4 0
                                    

 Zengin olmak gayesiyle büyü yapan ancak sonucunda bütün bir köye cinlerin musallat olmasına yol açan Hacı Abbas'ın korku veren hikayesi...

Pınarlı Köyünü Yok Eden Adam

Hacı Abbas yetmişli yaşlarında, namazında niyazında, fakir bir köylüydü. Bildiğim kadarıyla karısı ve çocukları "Git komşunun hayvanlarını zehirle, onlardan fazla kazanmasın..." gibi saçma sapan düşüncelerle fitne ve fesatlık sokuyorlardı adamın aklına.

Anlatılanlara göre sözü geçen korkunç olaylar 1990 yılında Pınarlı isimli bir köyde geçiyor. İlerleyen satırlarda okuyacağınız bu korkutucu hikayeyi ise olayların baş kahramanı / sorumlusu Hacı Abbas'ın bir yakınının anlattığı iddia ediliyor... Olay 1990 yılında Pınarlı köyünde gerçekleşti. Köyümüz 15 haneli, tenha ve bir ücra köydü. Nasıl söyleyeyim; Hacı Abbas yetmişli yaşlarında, namazında niyazında, fakir bir köylüydü. Bildiğim kadarıyla karısı ve çocukları "Git komşunun hayvanlarını zehirle, onlardan fazla kazanmasın..." gibi saçma sapan düşüncelerle fitne ve fesatlık sokuyorlardı adamın aklına. Bir gün akşam namazından çıktıktan sonra Abbas dayı, geldi masama oturdu. Bir şey demedi; ağlamaya başladı durduk yere. "Ne oldu Abbas dayı?" dedim, yüzüme bakmadı ve eve gitti. Ben de yarım saat sonra eve gitmek için yola koyuldum. Tam eve gireceğim sırada; Abbas dayının, elinde kazmayla ormana doğru gittiğini gördüm. Takıldım peşine...

Eski Hamamdaki Büyü Ayini

İki tane gaz lambasını yere çapraz gelecek şekilde koydu. Çuvaldan bir tane tavuk çıkardı. Tavuğun kafasını kesip, kanıyla kendine bir çember oluşturdu. Ardından tavuğu yolmaya başladı.

Hava çok soğuktu ama nereye gidiyor merak ediyordum. Eski bir hamam vardı ormanın içinde Abbas amcanın gittiği yönde. Nerden baksanız 100 yıllık tarihi vardır. Abbas amca içeri girdi. Ben de dolaştım hamamın etrafını. Camdan onu izlemeye başladım. İki tane gaz lambasını yere çapraz gelecek şekilde koydu. Çuvaldan bir tane tavuk çıkardı. Tavuğun kafasını kesip, kanıyla kendine bir çember oluşturdu. Ardından tavuğu yolmaya başladı. O an yanlışlıkla kafamı cama vurdum. Bana doğru baktı ama karanlık olduğu için göremedi. Şansıma rüzgar da vardı. Tavuğu yolduktan sonra tüyleri çemberin üzerine serpti. Şalvarından bir kağıt çıkardı. Ortaya koydu ve sonra "..." diye Arapça bir dua ya da onun gibi bir şey okudu.

Korkudan Ayetel Kürsi Okumaya Başladı

Hacı Abbas korkudan bağırıyordu. Korkudan olsa gerek az önce okumakta olduğu o Arapça sözleri bırakıp, bildiğimiz Ayetel Kürsi okumaya başladı.

Yaklaşık beş dakika boyunca, bu Arapça dua veya büyü mü olduğundan emin olmadığım şeyi tekrar etmeye devam etti. Bu arada rüzgarın şiddeti de artmıştı, lodosa dönmüştü adeta. Tiz bir ses yankılandı (çınnn) gibi ardından gaz lambaları parladı. Hacı Abbas korkudan bağırıyordu. Korkudan olsa gerek az önce okumakta olduğu o Arapça sözleri bırakıp, bildiğimiz Ayetel Kürsi okumaya başladı. Eşyalarını orda bırakıp gitti. Bense nedense onun kadar korkmamıştım. Daha doğrusu gördüklerim karşısında kabaran merakım korkuma baskın gelmişti. İçeri girip o kağıdı aldım. Amacım büyü işleriyle uğraşan tanıdığım bir hocaya gösterip bütün bunların ne anlama geldiğini öğrenmekti. Ertesi sabah iki kilometre ötede bulunan köydeki büyü işleriyle uğraşan Halil efendiye sordum. Halil efendi bunun büyü olduğunu söyledi bana. "Yapan kişi büyü karşılığında cinlere birini kurban olarak verir. Karşılığında zenginlik, ferahlık, huzura kavuşur" dedi... Bana korunmam amacıyla bir muska yazdı verdi.

Akşam Ezanından Sonra Kimse Kalmıyordu

Yolun sonunda ışıklandırma olmadığı için net göremedim ama Abbas dayının yakınlarında hareket eden, insan gölgesine benzer gölgeler gördüm.

Tam aradan iki ay kadar geçti... Köyde tuhaf bazı durumlar oluşmaya başladı... Artık cami eskisi kadar dolmuyordu mesela. Eskiden şen şakrak olan köye, şimdi alışılmışın dışında bir sessizlik hakimdi. Akşam ezanı okunduktan sonra kimse dışarı çıkmıyordu... Bir gece eve giderken bizim Celal emmiyi gördüm "Gel çay sölim" dedim; camı perdeyi kapadı. Benden kaçıyor gibiydiler. Balkonda sigara içerken Hacı Abbas'ı gördüm. Yolda tek başına yürüyordu. Aşağı indim. "Abbas dayı!" diyorum, duymuyor. "Abbas dayı!" diyorum yok; takmıyordu beni. Yolun sonunda ışıklandırma olmadığı için net göremedim ama Abbas dayının yakınlarında hareket eden, insan gölgesine benzer gölgeler gördüm. Ya da bilemiyorum belki de gördüğümü sanmışımdır... Abbas dayının önüne geçtim. Gözü kapalı yürüyordu resmen. Ağzından "..." diyordu. Korkudan hiçbir şey yapamadım.

Büyünün Laneti Bütün Köyü Sarmış

Meğer büyünün laneti bütün köyü sarmış. Köydeki birçok kişi intihar etmeye kalkışmış. Ayriyeten dört köylü daha intihar ederek öldü. Nedense her evin önünde bir gölge beliriyordu. Sonra da intihar gerçekleşiyordu.

Bir süre sonra Abbas dayı gözden kayboldu. Koşarak eve geri döndüm. İki saat sonra Abbas dayının geri döndüğünü gördüm. Hiç unutmam; gece saat 03:45 civarı, silah sesleri duydum. Mahalleye indim, silah sesleri kesildi. Abbas dayının evine girdim o mu yaptı diye. Meğer Abbas dayı karısını ve çocuklarını silahla vurmuş. Ardından da kendini... Jandarmayı aradım. Olay yerinde araştırma yaptılar "Cinayet" deyip geçtiler. Asıl olaylarsa iki gün sonra başladı. Meğer büyünün laneti bütün köyü sarmış. Köydeki birçok kişi intihar etmeye kalkışmış. Ayriyeten dört köylü daha intihar ederek öldü. Nedense her evin önünde bir gölge beliriyordu. Sonra da intihar gerçekleşiyordu. Eşyalarımı bile arkada bırakıp o köyden kaçtım. Ancak, şu an rüyalarımda sürekli korkutuluyorum. Birileri beni boğuyor sanki. Artık ne yapacağım bilmiyorum... Allah hayırlı ölüm nasip etsin hepimize... 

Paranormal Haber Korku KitabıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin