H.P. Lovecraft - Deliliğin Dağlarında (4)

17 5 0
                                    

Daha yüksek dağ doruklarının gökyüzüyle birleştiği yerlerdeki düzenli geometrik oluşumlara dikkatimizi çeken genç Danflo oldu. Lake'in mesajlarında sözünü ettiği, dağların tepesine tutunmuş mükemmel geometrik küplere benzettiği ve Roerich'ün maharetle resmetmiş olduğu bulutlu Asya dağlarının zirvelerindeki çok eski zamanlardan kalma tapınak harabelerine benzetmekte çok haklı olduğu anlaşılan düzenli geometrik şekiller. Gizemli dağların bu olağanüstü dünyasında sahiden de Roerichvari tekin olmayan bir şeyler vardı.

Ekimde ilk defa Victoria Toprakları'nı gördüğümde bunu hissetmiştim, şimdi yeniden hissediyordum. Ayrıca bu ölümcül ülkenin en eski dönemlere ait yazıtlarda sözü edilen kötü ünlü Leng Yaylası'na, bu Arkeen devir efsanesine ne kadar çok benzediğinin farkına varmaktan da büyük bir rahatsızlık duyuyordum.

Efsanebilimciler Leng'i Orta Asya'ya yerleştirmişlerdir ama insanoğlunun -ya da atalarının- anıları çok eski zamanlara kadar uzanır ve bazı öyküler pekâlâ, Asya'dan ve bizim bildiğimiz herhangi bir insan dünyasından daha eski dehşet ülkelerinden, dağlarından ve tapınaklarından gelmiş olabilir.

Birkaç cüretkâr mistik, Pnakotic Elyazmalarının bazı bölümlerinin Pre-Pleistosen kökenli olduğunu ima etmiş ve Tsathoggua müritlerinin de Tsathoggua'nın kendisi kadar insanlığa yabancı olduğunu ileri sürmüştür. Leng, hangi mekânda hangi zamanda olursa olsun, içinde ya da yakınında olmak isteyeceğim bir yer olmadığı gibi Lake'in kısa bir süre önce sözünü ettiği, böylesi ne idüğü belirsiz Arkeen canavarlıkları doğuran bir dünyanın yakınlarında bulunmaktan da hoşlanmıyordum.

Şu an için, o iğrenç Necronomicon'u okuduğumada, Üniversite'deki, insanın içine baygınlık verecek kadar allame halkbilimci Wilmart'la uzun uzadıya konuşmuş olduğuma da bin pişmandım. Bu ruh halinin, dağlara yaklaşıp da yamaçlarının git gide artan dalgalanmalarını seçmeye başladığımızda, giderek daha fazla yanardöner olan tepe noktasında birden karşımıza çıkan tuhaf seraba gösterdiğim tepkinin bu kadar şiddetli olmasında payı olduğuna hiç kuşku yok.

Önceki haftalarda, bazıları, şu anda görmekte olduğumuz serap gibi oldukça tekinsiz ve inanılmayacak kadar canlı düzinelerce kutup serabı görmüştüm, ama şimdiki tamamen yeni ve karanlık tehditler içeriyordu; düşsel duvarlar, kuleler ve minarelerin kaynayan labirenti, başlarımızın arasındaki karmakarışık buz buharları arasından hayal meyal gözüktüğünde korkuyla titredim.

Korku Hikayeleri, H.P. Lovecraft, Deliliğin Dağlarında: Geometrik yasalardan anormal derecede sapmanın ve tuhaflığı en aşırı noktalara ulaştırmanın ete kemiğe bürünmesi olarak insanoğlunun bilmediği, hayal bile edemeyeceği bir mimariyle gece karası kocaman taşların üst üste yığılmasıyla inşa edilmiş bir kent izlenimi bıraktı üstümüzde. Tepesinde bir dizi ince diskin şapka gibi durduğu, bazı kısımları boğum boğum şişkin, uzun, silindirik sütunların, üzerlerinde yükseldiği, bazıları taraçalı, bazıları oluklu kesik koniler ve çok sayıda dikdörtgen kalın levhadan, değirmi plakadan ya da birbiri üzerine binmiş beş köşeli yıldızdan oluşan masaya benzer tuhaf yapılar vardı.

Üzerlerinde başka bir şey bulunmayan ya da silindirler, küpler, tepesi yatay kesilmiş koni ve piramitler bulunan bileşik koni ve piramitlerle şurada burada tuhaf beşli kümeler halinde tığ gibi ince kuleler vardı. Baş döndürücü bir yükseklikte tüp geçitlerle birbirlerine bağlanmış, insanın düş gücünü ateşleyen tüm bu yapılar, insanın içini dehşetle dolduran, insanı ezen bir büyüklükteydiler.

Paranormal Haber Korku KitabıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin