Katy Perry-E.T. 🎼
küçük bi kaç detay hariç diziden bağımsız olacak bu kurgu, normalde bugün diğer kurguya yeni bölüm gelecekti ama değişik bi konu geldi bu kitap için aklıma ve bunu hemen yazmak istedim çok hoşuma gitti benim. üstte yazdığım şarkıyla dinleyin bölüm bu şarkı üzerine kurulu çünkü. satır arası bol yorum yapmayı ve yıldıza basmayı unutmayın lütfen.
Yine bir okul günü. Aybike okula gitmeye hiç bi zaman bayılmasa da üç aydır koşarak gidiyodu yeni okuluna. Platonik aşkını görmek için her gün sanki uzun süredir ilk kez görecekmiş gibi çıldırıyodu. Çocukla bu üç ay içerisinde çok konuşmuşlukları yoktu. Zaten konuşmaya çalışsa da ne diyeceğini bilemiyordu genç kız. Çocuğun ona karşı hisleri yoktu ona göre. Eğer olsaydı şimdiye kadar belli ederdi değil mi? Belki de hislerini Aybike kadar iyi saklıyodu ama genç kız bunu düşünemiyordu. Çocuğun kendisine aşık olmasının düşüncesi bile çok uzak geliyodu. Okula geldiğinden beri artık sabah rutini haline gelen işini yapacaktı: Katy Perry E.T. şarkısını dinlerken günlüğüne Berk Özkaya'dan bahsetmek. Bu şarkıyı dinlemeyi de rutin haline getirmişti. Sabah uyandığında, okula giderken, okulda, okuldan dönerken sürekli bu şarkıyı dinliyodu. Böyle de bi huyu vardı işte genç kızın. Beğendiği şarkıyı bıkana kadar haftalarca dinlemek. Gerçi normalde bi şarkıyı en fazla üç hafta aralıksız dinliyodu ama bu şarkı... çok farklıydı. Okula geldiğinden beri daha doğrusu kendini kızıl oğlana kaptırdığından beri bu şarkıyı dinliyordu. Bu şarkı Berk Özkaya'yı tanımlıyordu genç kıza göre. Hayır hayır. Genç kızla kızılın arasındaki çekimi tanımlıyordu. Kızın oğlana olan hisleri, ona baktığında, gamzeleri ortaya çıktığındaki, dünyanın en güzel ses tonuyla attığı küçük kahkahasında hissettikleri... Tüm bunları yansıtıyodu bu şarkı. Belki de o yüzden aylardır bu şarkıdan kopamamıştı. Çekimi yüzünden. Hazırlıklarını yapıp yola koyulduğunda kulaklıkla dinlediği şarkı yine o şarkıydı.
Berk okula ulaştığında istemsiz bi gülümseme yayılmıştı yüzüne. Okula yeni gelen, ela gözlerini saatlerce izlese bıkmayacağı o kızı görecekti çünkü. Aybike... Dün de tüm gün çaktırmadan kızı izlemişti, önceki gün de, önceki gün de... Okula geldiği ilk günden beri hayatında hiç hissetmediği duygulara kapılmıştı çocuk. Bu dünyanın en güzel kızına kör kütük aşıktı, farkındaydı durumun. Ama ona açılamıyodu bi türlü. Kızın onu sevip sevmediğinden emin değildi ki. Bi türlü de hislerini dökememişti bu yüzden. Sınıfa girdiğinde gözleri kızın ela gözleriyle buluşmuştu. Yutkundu. Bakışlarını kaçırdı. Neden böyle bi şey yaptı bilmiyordu ama bakışlarını kaçırması gerekiyomuş gibi hissetmişti.
Dersler boyunca sevdiği kızı izlemişti ve bir iki kere de göz göze gelip bakışlarını kaçırmışlardı.
Berk öğle arasında sınıfta kimsenin olmamasıyla bi anlık cesaretini toplayıp kızın yanına gitti. Bu sefer konuşacaktı. Korkak gibi davranmayıp hislerini anlatacaktı ona. Genç kız da ona bi şeyler hissediyo olabilirdi. Kızla doğru düzgün muhabbeti bile yoktu. En azından güzel sesini duyabilmek adına ödev hakkında bi şeyler sorup onla konuşma fırsatı yakalayabilirdi. Küçük bi öksürükle boğazını temizledi kızıl çocuk.
"Aybike bi şey sorabilir miyim?"
Genç kızın kalbi durmuştu sanki. Aşık olduğu çocuk adını söylemişti az önce ve onunla konuşmak istiyodu. Ne kadar uzun konuşurlarsa genç kız için kârdı. Heyecanını ses tonuna yansıtmadan konuşmaya çalıştı.
"Tabiki sorabilirsin. Sor dinliyorum."
Çocuk diliyle dudaklarını ıslattığında genç kız bakışlarını o bölgeden kaçırıp çocuğun gözlerine bakabilmek için kendiyle savaşıyordu. Çocuğa verdiği cevaptaki ses tonu çocukla konuşmaya ne kadar istekli olduğunu yansıttığı için içinden kendine kızdı genç kız.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kurnaz vezirin prensesi | ayber
Randomtek partlık ayber kurgularıdır. bir ya da iki partlık hikayelerden olacak. dizide olmasını istediğimiz ama yazılmayan sahneler ya da gördüğümüz ve devamını farklı hayal ettiğimiz, istediğimiz tüm sahneleri yazacağım. hot sahneler fazla olacaktır. 🌼