kurnaz vezirin prensesi | ayber

sebepsiz ▪️

emir'in kızları tehdit etme olayından bize güzel sahne çıkmaz, önceden yazayım dedim, yıldıza basıp bol yorum yapmayı unutmayın lütfen. buna da hiç yorum gelmezse ağlarım.

Emir gözlerinin önünde ölüyor muydu şimdi? Arabası batmıştı ve gerçekten gidiyor muydu? Hem de dördünün yüzünden. Hepsinin suçluluk payı vardı, bunu çok iyi biliyordu Aybike.

Harika spreyle bayıltmıştı. Asiye arabanın anahtarını almaya çalışmıştı. Aybike Emir ayıldığında spreyle yeniden bayılmasını sağlamıştı. Ve Süsen de arabayla onun arabasına çarpmıştı. Resmen el birliğiyle öldürdük onu, diyordu içinden. Evet ona böyle davranmalarını sonuna kadar hak etmişti pislik. Ama öldürmek de istemezlerdi tabi ki.

"Emir! Duyuyo musun bizi, ses ver!"

Emir'den herhangi bir işaret yoktu. Aybike'ye ise uzun zamandır olmayan hastalığı uğramıştı yine. Fazla korku ve stresten bayılmıştı. Ya bizi hapse atarlarsa? Ya ölürse Emir? düşüncelerinin arasında kapanmış gözleriyle yerde bulmuştu kendini. Son duyduğu bir kaç şeyde Asiye'nin çığlıklarıydı.

(2 saat sonra)

Aybike'nin başında Berk bekliyordu şimdi. Bir anda ne olmuştu öyle? Dans yarışmasını kutlayacaklardı güya. Ama Süsen arayıp da Aybike bayıldı, hastanedeyiz diyince... Berk'in kan tam anlamıyla beynine sıçramıştı. Sevgilisine bir şey olma ihtimali bile kızıl çocuğun nefessizlikten boğulmasına yetiyordu.

Korku dolu gözlerle sevgilisinin minicik ellerini tutuyordu, umutla.

"Hadi bitanem uyan artık. Bak ben buradayım, yanındayım. Sevgilin burada."

Genç kızın belli belirsiz bir şeyler sayıkladığını duymuştu.

"Emir... Emir..."

Boğazının kuruyup düğümlendiğini hissetti Berk. Belli bir süre çabalasa da yutkunamamıştı. Genç kız hafifçe gözlerini araladı diye kendini mutluluktan uçmaya hazırlarken o, Emir'in adını mı sayıklamıştı az önce?

Aybike gözleri aralanırken Emir'in adını sayıklamaya devam etti. Yanlarına gelen Asiye çaktırmadan Berk'e baktığında Berk'in baya bozulduğunu görmüştü, haklı olarak.

Kız her Emir dediğinde Berk'e bir bıçak saplanıyordu sanki. Belki de önemsiz bir şeydir diye düşünmeye çalışıyordu bir yandan da. Sonuçta sevgilisi yeni ayılmışken bunu düşünemezdi.

Kıvırcık kız tamamen gözlerini açtığında bakışlarının diğer tarafında kalan Berk'ten önce Asiye'yi bulmuştu gözleri. Az önceki mırıldanmasından daha yüksek ve anlaşılır sesiyle haykırdı birden.

"Emir! Asiye Emir iyi mi? Emir nerede? Bir şey oldu mu ona? Nolur ona bi şey olmasın."

Nolur ona bi şey olmasın.
Nolur ona bi şey olmasın.
Nolur ona bi şey olmasın.

Cümle Berk'in beyninde dolanıp bıçak yarası gibi izler bırakarak kanatırken Berk tam anlamıyla boğuluyordu. Evet, az önce Emir'in denize düştüğünün haberini almışlardı ve kızlar bu haberi daha önceden almış olmalıydılar. Ama gözlerini açar açmaz neden nefret ettiği Emir'e bir şey olma ihtimalinden korkuyordu? Neden ona bir şey olmamasını bu kadar içten istemişti ki?

Berk her ne kadar belli etmemeye çalışsa da Aybike'nin bu yersiz ilgisine fena bozulmuştu. Kuru bi öksürükle boğazını temizlediğinde Aybike'nin bakışları önce kızıl çocuğu sonrasında da Asiye'yi bulmuştu.

"Emir gayet iyiymiş Aybike, biz de yeni öğrendik." dedi Asiye kaşlarını kaldırıp uyarıcı bakışlarıyla.

Berk'in bozulduğunu Asiye de anlamıştı. Zaten anlamamak için kör olmak lazımdı.